Cüneyt AYBEY

Cüneyt AYBEY

caybey@mynet.com

Bir Çanakkale Gezisinin Ardından

15 Nisan 2017 - 15:49

Mart ayının son günlerinde Çanakkale'ye bir okul gezisi düzenledik. Çanakkale şehri bizim tarihimizde çok özel bir yere sahiptir. Bir milletin küllerinden yeniden doğduğu, tüm dünyaya meydan okuduğu, kahramanlarımızın kanlarıyla destan yazdığı, şehitlerimizin ebediyete uçtuğu, Mehmetçiğin 'Çanakkale geçilmez!' diye tüm insanlığa haykırdığı yerdir Çanakkale.
Ben liseden sonra üniversite sınavında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, Fen- Edebiyat fakültesi,  Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanmıştım.  Ve e bir dönem bu önemli şehirde okumuştum.  Denizin kıyısında atalarımın destan yazdığı ve bize bu güzel vatanı bırakmak için canlarını verip toprağa girdiği şehirde yaşadım bir dönem.
Şimdi yıllar sonra bir okul gezisiyle tekrar bir Cuma sabahı Ecebat vapuruyla Çanakkale merkezine geldik. Sabah saat 07.00'de rehberimiz gelmeden kahvaltımızı yaptık. Sonra rehberimiz geldi ve kendini tanıttı.  Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Alan kılavuzu olan Ertekin Köse hoca 1915 yılında yazılan destanı anlatmaya başladı. Rehberimiz, hem savaşların yapıldığı yerleri bize gösterdi hem de yaşanan hadiseleri bize anlattı. 1915 yılındaki bu önemli savaşta binlerce isimsiz kahramanımız olduğu gibi ismi bilinen kahramanlarımızı da yaşanan olaylar üzerinden anlattı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cemal Paşa, Cevat Paşa, Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş, Yüzbaşı Hakkı Bey, Albay Cevat Çobanlı,  Mareşal Fevzi Çakmak, Yarbay Hüseyin Avni Bey gibi kahramanlarımızın savaşta gösterdikleri başarıları anlattı.
Öğrencilerimizle duygulu anlar yaşadık. Atalarımız andık, aziz ruhlarına Fatihalar okuduk, aziz hatıralarını yad ettik. Ve bir kez daha bu ülkenin ne fedakarlıklar ne kahramanlıklar sayesinde var olduğunu idrak ettik.  Hele 57. Alayın şehitliğine geldiğimizde çok duygulandık. Çünkü 57. Alay 57. Alay, Çanakkale Savaşı'nın başlangıcı olan Anzak Çıkarmasını durdurmak için 15 Nisan 1915 sabahı harekete geçen efsaneleşmiş Türk alayıdır. Bu efsane alayı biraz anlatalım.
19. Fırkaya bağlı üç alaydan biri olan 57. Alay, 1 Şubat 1915'de Tekirdağ'ın Yarkışla mevkiinde kurulmuştur. 57. Alayın komutanı Hüseyin Avni Bey'dir. 22 Şubat 1915'te 19. Fırka komutanı olan Yarbay Mustafa Kemal tarafından 57. Alaya törenle sancağı verilmiştir. 57. Alay, bir gün sonra, 23 Şubat 1915'te Çanakkale'ye doğru yola çıkmış ve 25 Şubat 1915'te Eceabat'a gelmiştir. 19. Fırka'nın bağlı olduğu 5. Ordu Komutanlığı'nın Enver Paşa tarafından kurulmasının ardından 57. Alay, yedek kuvvet olarak 26 Mart 1915'te Bigali Köyü'ne geçti. Bu tarihten 24 Nisan 1915 tarihine kadar 57. Alay, Yarbay Mustafa Kemal ve Binbaşı Hüseyin Avni Bey tarafından sürekli eğitime tabi tutuldu ve Bigalı Köyü ve Turşun bölgesinde askeri eğitim ve askeri tatbikatlar yaptı. 57. Alay Bigali Köyü'ndeki eğitim ve tatbikatlarını sürdürdüğü sırada 5. Ordu tarafından yeri değiştirilmek istendi fakat düşman kuvvetlere çıkartmaların yapılacağı noktaya en yakın yerlerden biri olmasından dolayı Mustafa Kemal, 57. Alayın Bigali Köyü'nde kalmasında ısrarcı oldu ve bunda da başarı sağladı. Böylece 57. Alay, Bigali Köyü'nde kalmıştır. 25 Nisan 1915 sabahı, Mustafa Kemal, kendisine herhangi bir emir gelmiş olmamasına rağmen düşman çıkartmasını haber alır almaz kişisel inisiyatifiyle Conkbayırı'na doğru hareket etmiştir.
Conkbayırı'na hareket eden 3 taburu ve bir dağ bataryasını oluşturan yaklaşık 3000 subay ve askeriyle 57. Alay, bizzat Mustafa Kemal'in yönetiminde kendisinden çok daha büyük bir düşman gücüne karşı saldırıya geçmiştir. 57. Alay, çatışmalarda mevcudunun üçte ikisini kaybetmiş, savaşın ortasında takviye edilmiştir. 13 Ağustos 1915'te 57. Alay komutanı olan Hüseyin Avni Bey, karargâha düşen bir top mermisiyle şehitlik mertebesine ulaşmıştır. Hüseyin Avni Bey'in yerine atanan Binbaşı Hayri Bey, alayı Keşan bölgesinde konuşlandırmış ve alay, eksikleri giderildikten sonra 19. Tümenle birlikte 15. Kolordu bünyesinde Galiçya Cephesi'ne gönderilmiştir.
57. Alay, Galiçya Cephesi'nde büyük yararlılıklar göstermiş, alayın mevcudunun çok büyük bir kısmı buradaki çatışmalarda kaybedilmiştir. Mevcudu çok azalan ve sadece 1100 kişi kalan 57. Alay, cephe gerisine alınarak eksikleri giderildikten sonra yeniden cepheye alınmıştır fakat Rusya'da patlak veren Bolşevik Devrimi'nin ardından Galiçya Cephesi'ndeki savaş sona ermiştir. 15. Kolordu ise bu sefer Sina ve Filistin Cephesi'ne yollanmıştır. 57.  Alay burada da çok faydalı olmasına rağmen İngilizler tarafından çembere alındığı için mevcudu iki gün içerisinde sadece 260'a düşmüştür. Megiddo Muharebesi sırasında ise 57. Alayın kalan mevcut esir edilmiştir.
            Bu kahramanların anısına o günden beri Türk ordusunda 57. Alay bulunmamaktadır. 57. Alay, dünya üzerinde en çok madalya sahibi olan alay olduğu için dünyanın en kahraman alayı olarak nitelendirilmektedir. Bu 57. Piyade Alayı Şehitliğinde  şehit olan  Gördesli hemşerilerimin isimlerin mezar taşlarında gördüm. Gördesli Şerifoğlu İbrahim Onbaşının, Gördesli Osman oğlu Ali Ömer erin, Gördesli İbrahim oğlu M.Ali erin ve Gördesli Abdullah oğlu Süleyman erin  mezar taşlarını görünce memleketimle bir kez daha gurur duydum.
            Bir öğrencim yanıma gelip: 'Hocam, bu şehitlerimiz bizim için canlarını feda etmişler, ben ise şimdi hiçbir şey yapamadığım için  üzülüyorum.' dedi. Ben de Ona : 'Üzülme sen derslerine çalışıp başarılı bir genç olursan, vatanını sevip ülkene ve milletine güzel hizmetler yaparsan o zaman bu şehitlerimize layık bir torun olursun.' dedim.
            İşte değerli dostlar Çanakkale'de yatan yüz binlerce şehidimize bir kez daha Rabbimden rahmet diliyorum, ruhları şad olsun, makamları yüce olsun. Bize de bu vatan emanet olsun. Onu her türlü iç ve dış tehlikelerden korumak boynumuza borç olsun vesselam. 

Bu yazı 1125 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum