Emine Abla!
Yazılmamış, kaleme alınmamış hikâyeler vardır. Kitaplara sığmaz, ders konusu olmaz. Bin vaaz etseniz, hükmü olmaz..
Sadece yaşanır. Her anı, her demi tarifsiz bir keyiftir, mutluluktur.
Bizimkisi bir dostluk hikâyesidir.
Nedir dostluk? Tarif edebilir misiniz? Hangi kitap anlatabilir dostluğu?
O, benim ablamdı. Eşimin de ablasıydı.
Bir 35 yıl geçti hayatımızdan. Akrabalık, kan bağı hiçbir şeydi bizim için.
Bizimkisi bir dostluk hikâyesiydi. Sinan'ın mimarisindeki heybet, Bakinin şiirlerindeki kudret, Itri'nin bestelerindeki iniltiydi.
Eşi Mustafa ağabeyle inşa ettikleri aile, bir sanat şaheseri idi.
O, benim ablamdı!
Bir insan, neden bu kadar iyi olabilirdi? Neden, bu kadar fedakâr olabilirdi? Neden, bu kadar merhametli olabilirdi? Bunların cevabı yok.
O, bir ailenin değil, bağlı bulunduğu kaç sülalenin temel direğiydi. Ölçüye sığmayan ruh güzelliği ile herkesi kucaklar yaşatırdı.
Bu kadar beceri, bu kadar görgü, bu kadar nezaket, bu kadar estetik sahibi olmak için kaç okul bitirmek, kaç kitap okumak lazımdır.
Silin isminiz önündeki unvanları, iptal edin diplomalarınızı. Bir 35 yıl geçti hayatımızdan. O, benim ablamdı. Bizimkisi bir dostluk hikâyesiydi. Eğitim mi, tedrisat mı ne derseniz deyin. Doya doya yaşadım.
Sen bir şeye sevinirsin. O, senden daha fazla sevinir. Sen bir şeye üzülürsün; o, senden daha fazla üzülür.
Vakit hiçbir şeydir hayatımızda. Gece, gündüz fark etmez.
Sofrasına otururuz. Ruh güzelliği, gönül enginliği bir zarafet dersi olarak servisine, yemeklerine dökülür.
O, benim ablamdı!
Evlat yetiştirir, usulünü, metodunu hiçbir kitapta, hiçbir okulda bulamazsınız. Bir Hakkı yetiştirmiştir, her şeyin, her güzelliğin hakkını veren. Bir Gökçen yetiştirmiştir, gök güzelliği kadar sade ve temiz.
Kaç sülalenin Eminesidir; kucaklayan, bağlayan, yapıştıran ve yatıştırandır.
Geçti, geçti yıllar. Hayatımın en bahtiyar vakıasına mühür vuran, bir dostluk hikâyesinin mihmandarıdır o.
Her şey 2 yıl önce başladı. O melun illet, yüreğine kıyamadığım o insanın ciğerine düşmüştü.
İlk günden son ana kadar, dimdik durdu. Meğer ne kadar büyük bir iman abidesiymiş. Mütevekkil, sabırlı ve telaşsızdı.
Emine abla, bu duruşun karşısında tazimle eğiliyorum.
Ölüm Allah'ın emri, ayrılık olmasaydı.
Emine abla! İlk defa, beni arayıp 'Ahmet yazın çok güzel olmuş' diyemeyeceksin.
Emine abla!
Ben her gördüğünü, her bildiğini söyleyen bir adam değilim.
Ancak şunu söyleyebilirim. Gidişine baktım, bir insan heybesini bu kadar mı doldurarak gider? Benden de sana selam olsun.
Dualarım seninle, dualarım seninle'.