Firuz Kanatlı
1932 yılında Eskişehir'de doğdu. Gümülcine'den 1924 yılında Türkiye'ye göç eden bir ailenin çocuğu idi.
Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra, İsviçre Cenevre Üniversitesinde İşletme tahsili yaptı. Dönüşünde, babasının Eskişehir'deki un fabrikasında çalışmaya başladı.
Askerliğini yaparken kantin görevlisiydi. İlk o zamanlar kafasına koydu. Askerliğini bitirdiğinde, bisküvi imalatına başlayacaktı.
Hayalini kurduğu bu işi, 1962 yılında Eskişehir'de hayata geçirdi. 22 çalışanıyla başladığı imalatın ismi 'ETİ BİSKÜVİ' idi.
Kurulan hayalin, azim ve çalışkanlıkla nasıl gerçekleştirilebileceğini gösterdi. Yıllar hızla akıp geçerken, ETİ Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşlarından birisi haline geldi.
Bisküviden krakere ve çikolataya uzanan çizgide, bugün 150 ürün çeşidine sahip dev bir kuruluştur Eti. Binlerce insana iş ve aş kapısı sağlamanın onurunu taşıyan, bir şirketler topluluğudur.
ETİ'nin kurucusu Firuz Kanatlı'dan bahsediyorum. Bu büyük müteşebbis, sanayici ve iş adamı geçtiğimiz günlerde 85 yaşında vefat etti.
Her biri ayrı bir başarı hikâyesi olan bu insanların, vefat haberleri karşısında burkulurum. Çünkü onlar, Anadolu'nun kılcal damarlarıdır. Kalkınmanın, büyümenin ve toplumsal huzurun, üretim ve istihdamdan geçtiğini en iyi onlar kavramıştır.
Yeteneklerini, inançlarını bu gerçeğe adamışlar ve ülke için seferber olmuşlardır. Türkiye onlar sayesinde; sermaye kavramını, üretimi, istihdamı ve orta sınıflaşma olgusunun kıymetini öğrenmiştir.
Firuz Kanatlının vefat haberini öğrendiğimde, birden beynimde şimşekler çaktı.
Niye mi?
Kendisi gibi bir büyük müteşebbis ve sanayici olan Sabri Ülker 2012 yılında vefat ettiğinde, şöyle bir taziye ilanı vermişti:
' Yarım asırlık rekabet ve dostluğa ithafen!
Büyük insan, Türk sanayinin büyük öncüsü, Sabri Ülker'i kaybettik.
Hayatında ne büyük şeyler, ne büyük işler yaptın.
Türk insanı müteşebbisliği, sanayiciliği ve cesareti senden öğrendi.
Çok zeki, çok inançlı, çalışkan ve yaratıcı idin.
Verdiğiniz emsalsiz örnekten dolayı vatan sana minnettardır.
Huzur içinde rahat uyu, mekânın cennet olsun.
Aziz hatıran önünde saygıyla eğiliyorum.'
Firuz Kanatlı, Sabri Ülker, Mustafa Koç ve diğerleri bu ülkenin gerçek vatanseverleridir. Türkiye'nin ufkunu açan, dünyaya açılan, markalaşan, devasa üretimlerle katma değer yaratan, iş ve aş kapısı sağlayan bu insanlar için başka bir tanımlama yapılamaz.
Ağır siyasi münakaşalar ortamında boğuluyoruz. Siyaset dili zihnimizi, aklımızı, vicdanımızı parçalıyor. Firuz Kanatlı gibi gerçek memleket sevdalıları, bir ölüm haberiyle uçup gidiyor hayatımızdan.
Nice badireler geçirdik. Kimimiz şöyle bir nesil, kimimiz böyle bir nesil yetiştirme gayretine düştük. Memleket çocuklarını bu anlamsız gayretler uğruna heder ettik.
Fakat müteşebbisliği, yaratıcılığı, hayal kurmayı öğretemedik çocuklarımıza.
Keşke onların hayat hikâyelerini, başarı kriterlerini ve ülke için yaptıkları devasa katkıları, çocuklarımıza ders konusu olarak anlatabilseydik.
Firuz Kanatlı, taziye ilanında Sabri Ülker için, 'Vatan sana minnettardır' demişti.
Vatanın kıymetini bilenler minnettarlık duyar.
Âcizane, Firuz Kanatlı için aynı temennide ben bulunmak istiyorum: 'Vatan sana minnettardır.'
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun'.