Hava Sıcak Yazı Sıcak
Hava sıcak mı sıcak. Kavruluyoruz, terliyoruz. Diyorlar ki mevsim normallerinin üstünde. Niye olmasın diyorum bir anda. Bu ülkenin normal olan nesi kalmış. Böyle bir anormallikler zincirinde, normal bir yazı yazılabilir mi?
Enflasyon, hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Dengeler altüst olmuş. Vatandaş mustarip mi mustarip. Yakınıyor, dertleniyor ve sonrada şunu söylüyor: “Allah sonumuzu hayır etsin.”
El insaf, yaşadıklarımızın sonu yok artık. Bu işin hayırla şerle de bir alakası yok. Temenni milyonlarca belki de. Hâşâ Allah mı düzeltecek bizim anormalliğimizi? Zira anlayamadığımız bir durum var. Biz bu işin sonuna geldik kardeşim. Sen hangi hayırlı sondan bahsediyorsun.
Bu nasıl bir son acaba?
Aslında bizim hikâyemiz, 2018 yılında başladı. Akılsızca, mantıksızca, hesapsızca, plansızca, programsızca uygulamalarla, bugünkü sona doğru koşar adım geldik. Vatandaş olarak, bu kötü gidişi alkışladık ve destek verdik. Hepimizin kendine göre, küçük büyük hesapları oldu. Umursamadık, görmezden geldik.
Bu kötü gidişatı gören, akıl ve vicdan sahibi insanların sesi adeta bastırıldı.
Deki bir umudun var mı?
Ekonominin düzelmesi, işlerin yoluna girmesi adına.
İnanın yok.
70’li yılları yaşadım. Dünya petrol krizinden etkilenen Türkiye’nin, zorluklarına şahit oldum. 1980’de ünlü 24 Ocak kararlarını etkilerini gördüm. 1994 yılı 5 Nisan krizini iliklerime kadar hissettim. 2001 krizinde, en tepkili olanlardan biriydim.
O dönemlerin hiç birinde, şunlar asla ve asla olmadı:
Halk gıda fiyatlarını düşünmedi. Elektrik ve enerji fiyatlarını dert edinmedi.
Konut fiyatları uçmadı. Kira fiyatladı çıldırmadı. Ev sahibi kiracı kavgalarında cinayetler işlenmedi.
Araç fiyatları fırlamadı. Araç almak yatırım vasıtası olmadı.
Her sıkıntıdan sonra, radikal tedbirler alındı. Üç-beş ayda piyasalar, yavaş yavaş dengesine gelmeye başladı.
Şimdi öyle mi?
Bir yerden başlanması lazım, başlanmıyor. İktidarın kuru bir inadı var kırılamıyor. Futbol deyimiyle top yuvarlanıyor.
Peki, böyle nereye kadar sorusu soruluyor.
Bence bu sorunun hiçbir anlamı kalmadı. Zira böyle devam edecek.
Yani pahalılık devam edecek. Para pul olmada sınır tanımayacak. Artık orta sınıf diye bir kesim kalmayacak.
Bir alttakiler olacak, bir de üsttekiler. Fakir daha fakir, zengin daha zengin olacak.
İstesek te istemesek te bunu benimseyeceğiz ve buna göre yaşayacağız.
Bu arada bol bol vaat verilecek. Geçmişte olduğu gibi.
Ne demişti Bakan Nebati? “ Gözlerimin içine bakın” Baka baka kaç zaman geçti. Bir rüya görün, uyanınca her şey güzel olacak dedi. Hayra yorulacak bir rüya da göremedik mesela.
Şimdi benzeri devam ediyor. 2024’ün ortası diyen yetkili var. 2026 ortalarında tek haneye düşürürüz diyen var.
İşin garibi, beceremeyen bir iktidar var, becerebilecek ve umut verecek bir muhalefet yok ülkede.
Hava sıcak mı sıcak? Yakıyor ve terletiyor. Yazıyorsun sıcak, anlatıyorsun sıcak.
Nefesi olanın borazancı olduğu bir dünyada yaşayıp gidiyoruz işte…