Kaymakamlara Mim Gerek
Geçtiğimiz hafta, siyasi tartışmaların ilk sırasını kaymakamlar aldı. Aslında kaymakamların başlattığı bir tartışma değildi bu. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, onlara yaptığı konuşmada bir takım tavsiyelerde bulunmuştu.
Art arda gelen birkaç cümlesi, siyasetin ateşini birden alevlendirdi. 'Gerekirse mevzuatları bir kenara bırakacaksınız' tavsiyesi ortalığı kızıştırdı. Bu ve benzeri söylemler, bir hukuk devletinde nasıl söylenir denilerek, hukuki tartışma zemini doğdu.
Muhalefet partileri, bu söylemlere şiddetle karşı çıktı. Basında ilginç yazılar yazıldı. Yani savunanlar oldu, karşı çıkıp eleştirenler oldu.
Meseleye hiçbir dahli olmayan kaymakamlar, gelişmeleri izlemek zorunda kaldı.
O günlerde yaşananları takip ederken, ilgi alanım Ahmet Vefik Paşa'ya takıldı. Sayfalarda gezerken ilginç bir soru, sanki bugünün kaymakamlar tartışmasına ışık tutuyor gibiydi.
Osmanlı'nın yetiştirdiği büyük devlet adamlarından birisidir Ahmet Vefik Paşa.
Üç yıl Bursa Valiliği yapmıştır. Valiliği döneminde bir gün kendisine, şöyle bir soru sorulmuş:
'Mutasarrıf ve kaymakamlar, devleti tam anlamıyla temsil edebilmek için hangi vasıflara sahip olmalıdır?'
Bu sorunun cevabına geçmeden önce, isterseniz size Ahmet Vefik Paşa hakkında biraz bilgi vereyim.
18231891 yılları arasında yaşadı. Osmanlı devlet adamı, diplomat, çevirmen ve oyun yazarıdır.
Encümen-i Daniş üyeliği, Tahran elçiliği, Meclis-i Mebusan başkanlığı ve Sadrazamlık görevlerinde bulunmuştur. İlginç bir not vereyim. İlk defa onun gayretiyle sadrazam kelimesi, başvekil' olarak değiştirilmiştir.
Moliere eserlerini Türkçeye çeviren odur. 16 lisan bilmektedir. Lehçe-i Osmani adlı eseri dilimize kazandırmıştır.
Bursa Valiliği döneminde, büyük işler başarmıştır. Fransa'dan mimarlar getirterek, şehir ve caddelerin düzenlemesini yaptırmış, şehre bugün hala ayakta olan mimari eserler kazandırmıştır.
İl defa onunla, Bursa'da bir tiyatro kurulmuştur.
İşte bu Ahmet Vefik Paşa, kendisine sorulan o soruya şöyle cevap vermiştir: ' M' harfli birçok meziyetin olması şart. Bir kaçını sayalım;
Muteber olmalı, mutedil olmalı, mutena olmalı, mu'tezim olmalı, mutlif olmalı, muvaffak olmalı, muvahhit olmalı, muvakkit olmalı, mübeccel olmalı, muzaffer olmalı, mübeşşir olmalı, müceddit olmalı, mücerrep olmalı, müdebbir olmalı, müeyyit olmalı, müfarık olmalı, müfekkir olmalı, müferrih olmalı, müheyya olmalı, muhip olmalı, mükrim olmalı, mültefit olmalı, mümeyyiz olmalı, münevver olmalı, mümtaz olmalı''
Osmanlı Türkçesinde, bu kelimelerin tamamı (mim) harfi ile başlar. Yani günümüz Türkçesindeki (M) harfine karşılık gelir.
Mim ile başlayan o kelimelerden çoğunu, bugün kullanmıyoruz. Kelimenin kendisiyle beraber, içerdiği anlamda zihnimizden uçup gidiyor. Bazıların yerine uçuk kelimeler koyuyoruz fakat aynı anlamı vermiyor.
İsterseniz; Ahmet Vefik Paşanın kaymakamlarda olmasını arzu ettiği o özellikleri, kısaca ben açıklayayım..
MUTEBER OLMALI- sözü geçen, sözüne değer verilen ve bu yüzden kendisine itibar edilen.
MUTEDİL OLMALI- orta ölçüde, dengede, sert değil, yumuşakta değil olmalı
MUTENA OLMALI- hal ve hareketiyle, tavırlarıyla kendisine özenilen olmalı
MU'TEZİM OLMALI- azimli olmalı, iş ve ilişkilerinde gayretli olmalı
MUTLİF OLMALI- affetmesini bilmeli, bağışlayıcı olmalı
MUVAFFAK OLMALI- Kendisini başarıya şartlandırmalı, görevinde başarılı olmalı
MUVAHHİT OLMALI- Yalnızca Allah'a inanan, Ondan başkasından ummayan olmalı
MUVAKKİT OLMALI- işinde, mesaisinde zamanı pozitif kullanan olmalı
MÜBECCEL OLMALI- İdare ettikleri tarafından yüceltilmiş olmalı
MUZAFFER OLMALI- Üstün gelebilmeyi hedeflemiş olmalı
MÜBEŞŞİR OLMALI- iyilikten yana sürekli sevindirici haber veren olmalı
MÜCEDDİT OLMALI- Zamanın gelişmelerine göre, kendisini daima yenileyen olmalı
MÜCERREP OLMALI- İşlerinde tecrübe sahibi ve tecrübeyi kullanan olmalı
MÜDEBBİR OLMALI- tedbirli, aldığı kararların sonunu düşünen olmalı
MÜEYYİT OLMALI- kuvvetlendiren, güç ve moral veren olmalı
MÜFARIK OLMALI- ayırt eden olmalı. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan
MÜFEKKİR OLMALI- Sürekli düşünebilmeli, gelişmelere kafa yoran olmalı
MÜFERRİH OLMALI- Ferahlık veren, sıkıntıları gideren olmalı
MÜHEYYA OLMALI- Her an hazır olmalı
MUHİP OLMALI- heybetli olmalı
MÜKRİM OLMALI- ikram eden, misafir ağırlayan olmalı
MÜLTEFİT OLMALI- İltifat eden, karşısındakine güler yüz gösteren olmalı.
MÜMEYYİZ OLMALI- İyiyi kötüden ayırt edebilen ve farkındalık yaratabilen olmalı
MÜNEVVER OLMALI- aydın ve kültürlü, bağnazlığa düşmemiş olmalı
MÜMTAZ OLMALI- Tüm özellikleri ile diğerlerinden ayrı ve üstün tutulan olmalı
Bence mesele, kaymakamların hangi özellikleri taşıması değil. Yaklaşık 1,5 asır önce devlet adına yetki kullanan, görev yapan insanlardan istenilen ile bugünküler arasında bir karşılaştırma yapabilmektir.
Ahmet Vefik Paşa'nın olmalı' dediği özellikleri, yalnızca kaymakam ve mutasarrıflarla sınırlı tutmak haksızlık olur.
Günümüzde devlet adına yetki kullanan, makamda bulunan kim varsa, cümlesini Ahmet Vefik Paşanın olmalı' dediği özellikler üzerinden bir kıyaslayın. Yani mimleyin.
Kıyaslayın ve sonrada kendinize uygun olan kararı verin'.