Seçim Sonuçlarına Birkaç Söz

Ahmet İNCE gordesgazetesi@gmail.com

31 Mart mahalli idareler seçimi geride kaldı. İktidar partisi ve ittifakı ağır bir yenilgi aldı. CHP kitlelerin yeniden umudu olarak, büyük bir başarı elde etti. Sonuç bu kadar açık ve net. Seçim sonuçları üzerine analizler yapılıyor. Dip dalga diyen var, halk iktidar partisine sarı ya da kırmızı kart gösterdi diyen var. Halk CHP’ye ciddi bir sorumluluk yükledi diyen var.
            Bunların hepsinde doğruluk payı olduğunu söylemeliyim. Seçmen ne oldu da böylesi bir sonuca yöneldi? Bence meselenin ekonomik boyutu, seçimlerde birinci derecede etkili oldu. Asıl önemsenmesi gereken nokta burasıdır.
            Aslında sancılar, 2018 yılında başladı ekonomide. Yanlış tercihler ve yanlış uygulamalar, bugüne kadar kartopu misali büyüyerek geldi. Faiz sebep, enflasyon sonuç tercihi, dengeleri alt üst etti. Cari açık, bütçe açığı, ödemeler dengesi bir türlü yerine oturmadı. Döviz kurları baskılanarak, ayakta tutulmaya çalışıldı. Araya giren seçimlerde, hep seçim ekonomisi uygulandı.
            Kur korumalı mevduat ve sosyal güvenlik ödemeleri ekonomide dev kara delikler oluşturdu. 5 yılda 5 Merkez Bankası başkanı ve 5 maliye bakanı değiştirildi. Ancak ekonomideki kötü gidişat, bir türlü değişmedi.
            Halk hızlı bir şekilde yoksullaştı. Emeklilerin ve asgari ücretlilerin feryadını, sağır sultan duydu, iktidar duymadı duymazlıktan geldi. Konut problemi devasa boyutlara ulaştı. Kira fiyatları aldı başını gitti. Ekonomiyi ayakta tutan orta sınıf hızla çöktü. Bir araba, bir ev alabilmek, imkânsız hale geldi.
            Hayvancılık sektörü, yanlış uygulamalar yüzünden ters yüz oldu. Hayvan kıtlığı baş gösterdi ve neticede 1 kilo kıyma 500TL sınırını aştı. Tarım sektörü benzer çöküşü yaşadı. Mazot fiyatı, gübre fiyatı, tohum fiyatı, işçilik fiyatıyla tarım yapmak imkânsız hale geldi. Dünyada gıda fiyatları hızla aşağıya düşerken, bizde hızla yükselmeye devam etti.
            2108’den bu yana kaç seçim geçirdik. İktidar toplumda yaşanan bu kırılmaları örtmek için hamaseti kullandı. Vatan millet nutukları atıldı. Güvenlik kaygıları dile getirildi. Dini konular kullanıldı. Gabar’dan petrol, Karadeniz’den doğalgaz geliyor denildi.
            Ve böylece halk kendi derdini unutarak, hamaset nutuklarına mağlup oldu ve iktidar partisinin yanında yer aldı hep. Taa ki 31 Mart Mahalli seçimlerine gelinceye kadar, böyle devam etti. İktidarın elinde artık yeni bir hamaset hikâyesi kalmadı.
            Sonuçta dip dalga olanca heybetiyle kendini gösterdi ve seçmen derdim var, yoksullaşıyorum, fakirleşiyorum diyerek, iktidara kuvvetli bir ihtar çekti.
            İleriye doğru, bence seçimin iki önemli sonucu olacak. Bunu açmak istiyorum.
            Birincisi İstanbul seçimleridir. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, 17 Bakanla sahaya çıkıldı. İmamoğlu tek başına mücadele etti. Seçmen adil olmayan bu rekabeti gördü ve öfkesini sandığa yansıttı. İmamoğlu 1 milyon oy fark attı. İktidar açısından bu sonuç, ağır bir yenilgidir.
            İstanbul seçimleri şu sonucu ortaya koydu. Ülke siyasetinde Sayın Erdoğan’ın rakibi artık Ekrem İmamoğlu’dur. Bunu önümüzdeki süreçte göreceğiz. Siyasi gelişmeler, bu gerçekliği daha iyi ortaya koyacaktır.
            İktidar açısından yapılması gereken şudur; Enflasyonu dizginlemek, ekonomide oynayan taşları yerine oturtmak zorundadır. Önünde 4 yıllık bir zaman var. Ülkenin içinde bulunduğu durum, vatandaşın yaşadığı sıkıntılar artık sürdürülebilir değildir. Yani bu ekonomi, böyle devam edemez.
            Dolayısıyla şimdiden bir erken seçimden bahsetmek, pek mantıklı değil. Önümüzdeki 2 yılda ekonomide düzelme sağlanamazsa, bunun siyasi sonuçları mutlaka olur ve o zaman bir erken seçim maddesi ülke gündemine gelir.
            Bugüne kadar değişmeyen bir genelleme vardı. Seçmenin en az %70’i milliyetçi ve muhafazakârdır ve bu seçmen kesinlikle CHP’ye oy vermez. Bu seçimde bu duvar yıkıldı. CHP milliyetçi muhafazakâr il ve ilçelerde, açık ara fark atarak belediyeler kazandı. Halk geçim sıkıntısıyla boğuşurken, ideolojik tercihlerini bir kenara bırakıverdi.
            CHP’nin bu durumu iyi değerlendirmesi gerekiyor. Hem söylem ve hem projeleriyle bir iktidar partisi olabileceğini, seçmene gösterme mecburiyeti var. Bunu yapamazsa 31 Martta gelen oylar, bir seçimde geri dönüp gider.
            Ülke siyasetinde seçimler, bize şunu gösterdi; artık kral çıplak.
            Hamasetle, dini söylemlerle ekonomi düzelmiyor. Vatandaşın dertleri ve sıkıntıları çözülmüyor.
            Benim gördüğüm şu. İktidar artık bu söylemlerden vazgeçerek, gerçeklerle yüzleşecek. Ekonomide rasyonel ve realist uygulamalara dönecek. Bunun elbette ağır faturası olacak ve ödeyeni de halk olacak.
            Netice itibarıyla seçim bitti. Şimdi tüm ülke olarak zor bir dönem başlıyor. Allah hepimizin yardımcısı olsun…