Gördes'in İhtiyarları

Cüneyt AYBEY caybey@mynet.com

Çocukluğumun Gördes’inde mahallemizin ihtiyarları bir bakıma benim çocukluk kahramanlarımdır. Hayatı öğrendiğim ilk yaşlarım hep onların gözlerinin önünde, ellerinin altında ve de sohbetlerinin arasında geçmiştir. Ya evimizin önünde oynarken ya misafirliğe bize geldiklerinde ya da biz onlara misafirliğe gittiğimizde hep onlarla hasbihal ederdim.
Kışın okula, yazın camiye gidip gelirken hep onlarla selamlaşırdım. Komşularımız Altıntopların Fikriye nine, Macuncuların Fatma nine,  Gazancıların Ayşe nine, Erkulların Esma nine, Anneannem Emine nine ve daha niceleri… Hep çocukluğumun hatıralarında saklı kaldılar.
 Geçen akşam çocuklarla parka gittiğimizde yatsı ezanına yakın bir zamanda esnerken birden hatırıma Gördes’in ihtiyarları olan mahalle komşularımız geldi. Yılın en uzun günlerinin yaşandığı yaz aylarında akşamları yatsı ezanını beklerken gözümün önünde esnemelerini hala hatırlıyorum. Bir an önce ezan okunup da yatsı namazımızı kılıp Rabbine karşı o günün son vazifesini tamamlayıp uyuyalım der gibi durmaları hep zihnime kazınmıştır.
Kuzey yarım kürede yılın en uzun günleri Haziran aylarının son dönemine denk gelir ve yatsı ezanı yıl içinde en geç bu zamanlarda okunur. Beş vakit namazına müdavim olan bu ihtiyarlar da erken yatıp erken kalkan bir yaşantı içindedirler.  
Sabah güne erken başlayıp günün bereketini, zamanın zenginliğini ve günlük işlerinin düzenini sağlayan bu sistem onların hayatında hep devam ederdi.  Şimdilerde nerede erken yatıp erken kalkmak. Artık gece erken yatmalar yok ve  sabahları erken kalkmalar da  yok. Günün bereketi kalmamış, zamanın ve vaktin yetersizliğinden bahsedilir olmuş bir dönemde yaşıyoruz. Çok önceleri değil daha bundan kırk elli yıl öncesi yaşantının ne kadar farklı olduğunu, günlük hayatımızın ne kadar çok değiştiğini, dedelerimiz ve ninelerimiz ile aramızdaki bağların ne kadar kolay koptuğunu ve aramızdaki uçurumun çok açıldığını iyice anlıyorum.
Dedim ya geçen akşam yatsı ezanını beklerken bir anda aklıma çocukluğumun Gördes’indeki ihtiyarlarımız  geldi ve bu yazının ortaya çıkma düşüncesi de gönlüme düştü. Bu satırlar duygularıma ve düşüncelerime tercüman oldu. Artık şimdi ne çocuğumun ihtiyarları kaldı ne de yaşantıları. Onlardan kalan sadece zihnimdeki hatıralar var vesselam ...