Unutturulan Bir Destanın Adı:Kut-ül Amare
Şan ve şeref dolu tarihimizde kahraman ecdadımız kanlarıyla ne çok destan yazmıştır. Hatta bizim için tarihte: 'Destan yapmaktan destan yazmaya fırsat bulamayan millet.' diye bahsedilir. İşte bu destanlardan biri de bundan tam yüzyıl önce yaşanan zafer olan 'Kut'ül Amare' savaşıdır.
Değerli dostlar isterseniz önce 'Kut'un neresi olduğunu, daha sonra orada ne savaşı olduğunu anlatarak işe başlayalım. Kut şehri, Irak'ın doğu kesiminde, Dicle Nehri kıyısında Vasıt ilinin merkezi olan kentin adıdır. Ve Basra Körfezi'nin 350 km kuzeyinde, Bağdat'ın 170 km güneyinde bulunan bir şehirdir. 1960'a kadar bu şehir, Kut isimiyle anılırken bu tarihten sonra Vasıt adını almıştır. Bir su dağıtım kanalı olan Şatt'ül Geraf'ın Dicle'den ayrıldığı noktada yer alması, kent yakınlarındaki Kut barajının Dicle'den sulama kanallarına su sağlaması ve tarım ürünlerinin pazarlandığı bir ticaret merkezi olması şehre önem kazandırmıştır.
Tarihteki yeri ise Birinci Dünya savaşı sırasında yaşanan çatışmaların önemli merkezlerinden biri olmasıdır. Osmanlı Ordusunun Birinci Dünya Savaşı'nda çarpıştığı cephelerden biri, İngilizlere karşı oluşturulan Irak cephesidir. Irak petrollerini ele geçirmeyi amaçlayan İngilizler, 6 Kasım 1914 tarihinde Basra Körfezinden Şattülarap ağzındaki Fav mevkiine asker çıkararak saldırıya geçmişler, ilerleyen aylarda bu saldırılarını kuzeye doğru genişletmişlerdir. İngilizler, 3 Haziran 1915 tarihinde Kut'ül-Ammare'yi, Temmuz ayı sonlarına doğru da Nasıriye'yi işgal etmişlerdir. 23 Kasım 1915'de ileri harekata geçen Türk birlikleri, General Townshend komutasındaki İngiliz ordusunu geri püskürterek Kut-ül Ammare'de çember içerisine almayı başarmışlardır. 19 Nisan 1916'da 6. Ordu Komutanı Mareşal Von der Goltz Paşa, Bağdat'ta bulunan karargâhında tifüsten ölünce, yerine Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi. Kut'ül-Ammare'yi bir kale gibi savunan General Townshend, 29 Nisan 1916 tarihinde teslim olmak zorunda kalmıştır. Türkler, Kut'ül-Ammare'de İngilizlerden başta Tümen Komutanı General Townshend olmak üzere toplam 13 general, 481 subay ve 13.300 askeri esir almışlardır.
Tarihe Kut'ül Amare zaferi olarak geçen savaşlar sırasında İngilizler 40 bin kayıp ve esir verirken Türk birlikleri ise 25 bin askerini kaybetti. Kut'ül Amare savaşı sırasında Türk birlikleri sınırlı sayıda uçakla önemli görevler yaptı. Keşif görevleri yapan Türk uçakları bir taraftan da düşman hedeflerini bombardıman etti. 26 Nisan 1916'da Kut ül Amare'deki İngiliz kuvvetlerine erzak yardımına çalışan bir İngiliz uçağı da Türk avcı uçağı tarafından düşürüldü.
Evet, 29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı Ordusunun Irak'ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferidir. Kutul Amare'de 13 bin 300 İngiliz askeri ile 13 general 481 subay esir alınmış ve 40 bini aşkın İngiliz askeri öldürülmüştür. Kut'ül-Ammare Zaferi, Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Ordusu'nun zor şartlar ve imkansızlıklar içerisinde, Çanakkale'den sonra kazandığı ve bir İngiliz tümeninin bütün personeli ile birlikte esir alındığı eşsiz bir zaferdir. Halil Paşa, Kut'ül-Ammare zaferinden sonra 6'ncı Ordu'ya yayınladığı mesajında şöyle demiştir:
'Arslanlar!
Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Bize iki yüz seneden beri tarihimizde okunmayan bir vakıayı kaydettiren Cenab-ı Allah'a hamdü şükür eylerim. Allah'ın azamatine bakınız ki, 1500 senelik İngiliz devletinin tarihine bu vakıayı ilk defa yazdıran Türk süngüsü oldu. İki senedir devam eden Cihan harbi böyle parlak bir vakıa görmemiştir. İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10.000 erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13.300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30.000 zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. Bugüne Kut bayramı namını veriyorum. Ordumun her ferdi, her sene bugünü tesit ederken(kutlarken) şehitlerimize Yasinler, Tebarekeler, Fatihalar okusunlar. Şühedamız, hayat-ı ulviyatta, semavatta kızıl kanatları ile uçuşurken, gazilerimiz de geçecekteki zaferlerimize gözcü olsunlar.' ( Mirliva Halil Tug-Tüm General, Altıncı Ordu Komutanı, 29 Nisan 1916 , Bağdat)
Halil Paşa Kut'ül Ammare zaferine istinaden Kut soyadını almıştır. Bu çarpışmalarda ölenler için kasabada Kut Türk Şehitliği yapılmıştır. (Hepsinin ruhu şad olsun.)
Avustralyalı araştırmacı Dr. Gaston Bodart tarafından Kut'ül-Ammare Zaferi, 'İngiliz prestijinin Birinci Dünya Savaşı'nda yediği en büyük darbe olarak yorumlanmaktadır.'
İngiliz tarihçisi James Morris, Kut'un kaybını "Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi" olarak tanımlamıştır. Bu yenilgi İngiliz basınında ve kamuoyunda çok büyük bir infial uyandırdı. Bunun üzerine General Lake ve General Gorringe İngiliz ordusunda görevlerinden alınmış ve yerlerine General Maude getirilmiştir.
Evet, tarihinin en zor yıllarını geçiren ve Batı'nın 'Hasta adam' dediği Osmanlı, Bağdat yakınlarındaki Kut şehrinde imanıyla, ihlasıyla ve kahraman askeriyle, üzerinde güneş batmayan imparatorluk denilen gurur adidesi, şımarık İngiliz ordusuna öyle bir tokat atmıştır ki, bu tokadın sesi tüm dünyada duyulmuştur. Kut'ül Amare savaşı tarihte büyük bir kahramanlık zaferidir. İman, tekniğe meydan okumuştur. Aynı Çanakkale'de olduğu gibi'
Tarihimizde bu kadar büyük öneme haiz olan ve ikinci Çanakkale olarak görülen Kut'ül amare zaferi Ülkemizde önceden beri kutlanırken, İngilizlerin ricası üzerine 1946 yılından itibaren kutlamalar kaldırılmıştır. Bu yıl ise Kut'ül Amare zaferinin Yüzüncü seneyi devriyesi olması hasebiyle de Milli Eğitim Bakanlığımız yayınladığı Genelge'de 81 İl ve ilçelerinde Milli Eğitim Müdürlüklerine Kut'ül Amare ile ilgili panel, sempozyum, şiir dinletisi ve konferans gibi programlar gerçekleştirmesi talimatı verdi. Biz de nasip olursa Okulumuzda bir program düzenleyeceğiz. Öğrencilerimize bu zaferin önemini anlatacak ve kahramanlık şiirleri okutacağız İnşallah.
Geçen yıl Çanakkale destanının yüzüncü yıl dönümü idi. Okulumda Çanakkale Şehitlerine mektup yazma yarışması düzenlemiş ve çok duygulu anlar yaşamıştık. Bu sene ise Kut'ül Amare destanının yüzüncü yıl dönümü bu sene de dediğim gibi bu zaferi anma programı yaparak kutlayacağız ve yad edeceğiz. Ecdadımızın kahramanlıklarını öğrencilerimize anlatacağız. Ve bu ülkenin kolay kolay elde edilmediğini, büyük bedeller ödenerek bugünlere gelindiğini söyleyeceğiz. Bu şuurla yeni nesiller yetiştirmek en büyük hedefimiz olacak İnşallah.
Bir kez daha Kut'ül Amare zaferinin yıl dönümü vesilesiyle bu vatan için tarihte toprağa düşen tüm şehitlerimizi ve bugün de vatanı için hayatını feda eden kahraman şehitlerimizi hayırla yad ediyor, ruhları şad ve mekanları cennet olsun diyorum. Rabbim hepsinden ebeden razı olsun.