Anılarım-105

Doç.Dr.İbrahim KOÇ 49ibkoc@gmail.com

KALORİFER BACASI
Binamızda yaşadığımız tatsız durumlardan biri de kalorifer sisteminin baca sorunuydu. Kalorifer kazanımızı bodrum katına koymuştuk. Yakıt olarak mazot kullandık. Bodrumdan itibaren bina içinden çatıya çıkan bir baca yapıldı. Katlar arası tavanlar asmolen tuğla ile yapılmıştı.
Zemin katın tavan yüzeyinin belli bir kısmını ahşap kaplama yaptırmıştık. Kalorifer çalıştırıldığı gün sabahleyin kalktığımda gördüklerime şaşırdım kaldım. Zemin katın hol tavanının ahşap kaplama aralarından yağmur gibi su damlıyordu. Ne olduğunu anlamağa çalıştım. Eşime haber verdim, durumu birlikte inceledik ne olabilir diye. En sonunda zemin kat tavanı içinde kalan su tesisatında olası bir yırtılma veya kırılmadan kaynaklı bir arıza olabileceğini düşündük.
Tesisat ustasını çağırdık ve durumu kendisine anlattık. Tesisat ustası da su damlamalarının geldiği bir yerdeki beton yüzeyi kırdı plastik borulara ulaştı. Borulardan bir sorun yoktu. Biz tekrar düşünmeye başladım. Daha sonra şunu fark ettim. Kalorifer yandıktan belli bir süre sonra su damlaması başlıyordu. Demek ki, arızanın binanın su tesisatı ile bir ilgisi yoktu. O zaman şu yargıya vardık. Kalorifer yandığında bacadan geçen sıcak hava, baca kenarlarındaki kılcal boşluklardan geçip ve asmolen boşluklarını dolaşmaktadır.
Bu esnada kızgın buhar ile soğuk havanın karşılaşması sonucunda buhar yoğunlaşarak su damlasına dönüşmekte ve ahşap kaplama aralarından su olarak aşağıya damlamaktadır. Bu teşhisi koyduktan sonra tekrar başka bir arayışa geçtik. Bu olgu karşısında bacanın çok iyi izole edilmesi gerektiğini, yani hiçbir yerinden hava ile temas etmemesi gerektiği sonucuna vardım. Artık kendi bacamızı bu şekilde yapma şansını yitirmiştik.
Baca örülürken baştan sona içinin çok iyi sıvanması gerekmektedir. O zaman ne yapabiliriz diye sağa sola danıştık. Biri bize bacanın içinden çinko boru geçirirseniz bu probleminiz biter diye akıl verdi. Ben yine tereddütlü idim. Deneyelim diye karar verdik. Kuşkumun sebebi ise şu idi: Bizim kalorifer bacamız yaklaşık yedi metreye yakındı. Yedi metre uzunluğunda yekpare bir boru bulunamayacağına göre yine parça boruları birbirine ekleyerek kalorifer bacasını oluşturmak gerekiyordu. Ne kadar titiz davranılsa bile boru ek yerlerinde yine küçük hava boşluklarının kalması kaçınılmazdı. Bundan dolayı bir kuşkum vardı. Nitekim bir ustaya bu işlemi yaptırdık.
Kaloriferi tekrar yaktığımızda ayni su damlama olayı ile tekrar karşılaştık. Problemi yine çözememiştik. Tekrar düşünmeye başladık. Kendi kendimize dedik ki bu bacayı devre dışı bırakalım. Bunun için ne yapmamız lazım? Kalorifer kazanından çıkan boruyu, daha bodrum katında bacaya vermeden doğrudan doğruya bodrum duvarını delerek dışarı verelim dedik. Dışarısı zaten kendi bahçemizdi. Rahatsız olacak hiç kimse yoktu. Aklımıza gelen bu yöntemi uygulayarak bodrum duvarında açtığımız bir soba deliğinden kalorifer kazanından gelen boruyu dışarıya verdik.
Kontrol amacı ile kaloriferi tekrar yaktık. Daha önce su damlayan her yeri kontrol ettiğimde hiçbir yerden su gelmediğini gördüm. Böylece bize çok pahalıya mal olan ve uzun denemelerin sonucunda doğru yolu bulmanın sevinci ile kalorifer kullanımını sürdürmeye başladık. Deneme yanılma yöntemi ile en sonunda doğru yolu bulmuş olduk. Keşke kalorifer borusunu, daha ilk başta bodrum katından dışarıya verseydik.

                                                         Başka bir açıdan Kilyos’taki evimiz(satıldı)