Anılarım-137
TARIM KONUSUNDA DÜŞÜNCELERİM
Emekli olup Gördes’te yaşamaya başladık. Kıran köyde, Annem ve babamdan kalan birkaç tarlam vardı. Bu tarların birinde babamın dikip yetiştirdiği zeytin ağaçları bulunmaktaydı. Bu ağaçlara ve yeni dikilen zeytinlere bakmak istiyordum. Yeni dikilen zeytinler dikildiği gibi kalmış bakımları yapılmamıştı. Hazır dikilmiş tutmuş fakat bakımsız kalmış bu zeytinlerin kendi haline bırakılmasına gönlüm elvermedi. Bunların bakımını yapıp büyümesine katkıda bulunmak istedim. Özellikle yolumuz Akhisar’dan çok geçtiği için orada gördüğüm zeytin ağaçlarına imrenirdim.
Müsait olduğum günler Gördes’ten el makası, çapa, çekiç, tırmık, ağaç testeresi, aşı macunu, fidan kılavuz sırığı, gıda maddesi gibi malzemeleri arabama yükleyip yedi km uzaklıktaki zeytin tarlama giderdim. Eşyalarımı uygun bir yere bırakıp belli bir zeytin sırasında işe başlardım. Dikileli iki yıl olan zeytinler tutmuş fakat hiç bakım yapılmadığından çoğu dalı kuruydu. İnternetten zeytin budamanın nasıl yapılması gerektiği konusunda gerekli bilgileri öğrenerek budama ve bakım işlerine öyle başladım.
Öğrendiğim bu kurallar çerçevesinde çalışmalarımı sürdürdüm: Fidan, fazla dalları alınıp şekil budaması yapılıp güneş ışığının dallar arasına dengeli bir şekilde girmesi sağlanırsa kısa zamanda gelişir. Çünkü bitki enerjisini gereksiz yere harcamayıp uygun dallarına enerjisini gönderebilecektir. Böylece bitki bütün yönlerde dallanmasını devam ettirebilir. Ağaç kendi haline bırakılırsa istenmeyen dallanmalara enerjisini harcayacağı için gelişmesi ve verimi cılız kalacaktır. Onun için ağaç budaması bana göre en önemli tarımsal çalışmalardan biridir.
Bir zeytinin yanına geldiğimde dip bölgesindeki yabani otları çapa ile temizliyor, el makası ile zeytin fidanında ne kadar kuru dal varsa hepsini kesiyor, eğer kesilecek dallar kalın ise el testeresi ile kesip uzaklaştırıyordum. Kesim yerleri büyükse aşı macunu ile kesik yerlerini kapatıyordum. Bu işler bittikten sonra zeytinin dibine kılavuz sırığını dikip zeytini “sekiz yöntemiyle=∞” bağlardım. Bu şekilde zeytin fidanını bakımı bitince diğerine geçer ve ayni çalışma tarzı ile on beş yirmi fidanın bakımını tamamlardım.
Bu çalışmalarım belli bir süre devam etti. Bazen yanıma bir eleman bulup onunla birlikte ayni işi yaparak bakım işlemini sürdürdüm. Bakımı yapılmış, fazla dallardan kurtulmuş bir zeytin tarlasını görmek beni mutlu ediyordu.
Meyvecilikte önemli çalışmalardan biri de aşılamadır. Tarlalarda birçok yabani ağaç bulunur. O ağaçların iyi cins bir meyve aşısı ile aşılanırsa hem gelişmesini güzel bir meyve ağacı olarak sürdürür hem de ailenin gıda gereksinmesine önemli bir katkısı olur. Ağaçlara nasıl aşı yapılacağını internette yayınlanan videolardan öğrendim. Öğrendiğim aşılama yöntemini uygulayarak zeytin, Angelika eriği, badem ve muşmula aşısı yaparak bunların tutmasını başardım.
Bu çalışmalarım sırasında, her işte olduğu gibi tarım işinin de güç, kuvvet, beceri, bilgi, sabır gerektirdiğini yaşayarak öğrendim. Yaş haddinden emekli olan birisine, tarım işleri ağır geliyor. Çünkü bu çalışma uzun soluklu bir iştir. Hasat zamanı geldiğinde zeytinlerin toplanması, hasattan sonra budanması, hastalıklara karşı bordo bulamacı atılması, budamadan sonra diplerinin sürülmesi ve çapalanması, uygun bir mevsimde usulüne uygun gübre atılması vb. gibi işler her yıl çiftçiyi bekleyen işlerdir. Başka bir ifade ile bir meyve tarlasında on iki ay boyunca yapılacak iş bulunur. Çiftçi olarak her bir işin zamanlamasına da dikkat etmek gerekir. Ben burada sadece zeytin konusuna değindim. Oysa bir çiftçinin başka ürünler de yetiştirdiği düşünülecek olursa iş yükünü ağırlığı tahmin edilebilir.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim: Çiftçiliğin bir iki yıllık bir hevesle yapılacak bir iş olmadığını ve bu işte başarılı olabilmek için çiftçiliğe bir ömür vermek gerektiğini gözlemleyerek farkına vardım. O nedenle tarım konusundaki heveslerimi evimizin bahçesiyle sınırlı tutmaya karar verdim. Çiftçilik yapan insanlarımıza kolaylıklar diler bol verimli hasatlar temenni ederim. Kutsal bir iş yapıyorlar. Kazançları bol olsun.