Anılarım-139

Doç.Dr.İbrahim KOÇ 49ibkoc@gmail.com

GÖRDES- SALİHLİ YOLU      (Bir Yolculuk Macerası)
Gördes’te yaşamağa başladığımız sıralarda, yöre hakkında bilgilerimiz henüz kısıtlıydı. Çünkü orta okuldan sonra sürekli dışardaydım. Sadece tatillerde köye gelip belli bir müddet kalıp dönüyordum. Emeklilikte Gördes ve çevresini daha detaylı tanıma fırsatımız oldu.
Emine Hanım’ın rehber arkadaşlarından İngilizce ve Japonca dillerinden rehberlik yapan Haluk Özyurt, Emine Hanım’ın kitaplarını okumuş çok beğenmiş. Bu kitabın içindeki olayları ve yaşanmışlıkları bir senarist gözüyle okunması iyi olur diye düşünmüş ve Emine Hanım’a daha biz İstanbul’da iken bu fikrini söylemiş. Haluk Özyurt, Emine Hanım’a “Senarist ve heykeltraş olan bir arkadaşı olduğunu, Almanya Acı Vatan filminin senaristliğini yaptığını ve adının   Zehra Tan olduğunu, senaryo yazımında deneyimli bir kişi olarak senin bu kitaplarını onun okumasını isterim. Öncelikle bu kitapları ona gönderelim. Fikrini aldıktan sonra bu konuda film mi çevrilir? Kültür turları mı düzenlenir? gibi yaklaşım tarzlarına daha sonra karar verirsiniz” der.
Kitaplar daha sonra gönderilir. Emine Hanım, Zehra Hanım’ın bize oldukça yakın olan Salihli’nin Kemer Köyü’nde yaşadığını daha İstanbul’dayken biliyordu. Gördes’e taşındıktan sonra zaman zaman birbirlerini telefonla arayarak kitabın içindeki anılarla ilgili ne yapabileceklerini görüştüler. Bu görüşmelerde Zehra Hanım Emine Hanım’a “Yapılacaklar konusunda daha verimli bir sonuç alabilmemiz için yüz yüze görüşelim uzaktan olmuyor. Kemer Köyü’ne gelin hem kahvaltı yaparız hem de yapılacakları konuşuruz” der. Ve anlaşırlar.
Müsait olduğumuz bir tarihte Kemer Köyü’ne gitmek için hazırlandık arabamızla yola çıktık. Eski Gördes’in yakınındaki Gördes Çayı’nın üzerindeki Köprüyü geçtikten biraz sonra sağa dönerek Salihli yolu diye ilerlemeye devam ettik. Bu yolun Kıymık Mahallesinden geçerek Salihli’ye gittiği aklımda kalmış. Fakat ilerledikçe trafik levhalarından Salihli’ye gitmeyip Köprübaşı’na gitmekte olduğumuzu anladık. Kemer Köyü’ne Köprübaşı’ndan gideriz diyerek yolumuza devam ettik.
Köprübaşı’na vardıktan sonra Salihli yönüne kıvrılarak yolumuza devam ettik. Belli yerlerde yolda karşılaştığımız kişilere de sorduk. Nihayetinde Kemerdamları’na ve oradan da Kemer Köyüne ulaştık. Kemer Köyü’ne vardıktan sonra Zehra Hanım’ın evini bulduk. Evin büyük bir avlu kapısı vardı. Kapıdan tekrar telefon ederek geldiğimizi ve kapının önünde olduğumuzu söyledik. Bunun üzerine hemen gelerek kapıyı açtı. Geniş bir avlusu vardı. Etrafında sade tek katlı küçük odalar, sağda solda tavuklar, farklı köşelerde heykeller, odun istifleri dikkati çeken şeylerdi.  
Bizi güler yüzle, sanki kırk yıllık ahbabı imiş gibi karşıladı. Avlusunu ve etrafındaki küçük odaları gezdirdi. Evinde kalorifer olmadığını soba ile ısındığını söyledi. Sonra bizi misafir odasına aldı ve sohbetimiz orada devam etti. Doğup büyüdüğü yerin Salihli olduğunu fakat burayı sevdiği için yaşamını köyde sürdürdüğünü söyledi. Zehra hanımın 500 ağaçlık zeytinliği varmış. Köyde yalnız yaşıyormuş. Yeğeni de kendisine yardım ediyormuş.  Bir ara kalp rahatsızlığı geçirmiş.
Bu sohbet sırasında Emine Hanım’ın köydeki yaşamını anlatan” Altı Bin Düğüm Bir Yevmiye” kitabını okuduğunu ve çok sevdiğini söyledi. Uzun uzun sohbetlerden sonra, Zehra Hanım, “Bu anıların geçtiği yerlerle ilgili kültür turları düzenlenebilir. Salihli ve Gördes bölgesinde yaşamakta olan sanata ve edebiyata duyarlı kişilerden oluşan bir grupla ilk turumuza başlayabiliriz.” dedi. Bu konuda birlikte çalışma kararı aldılar. Çayımızı kahvemizi içtik kendisini Gördes’e davet ettik. Bizi tanımaktan memnun olduğunu ve Gördes’e geleceğini söyledi. Misafirperverliği için teşekkür edip ayrıldık.
Dönüşte, Kemer Köyü’nü Salihli Gördes yoluna bağlayan yola girerek evimize kolayca geldik. İlerleyen bir zaman da Zehra Hanım da Gördes’e geldi ve evimizde kendisi ağırlama fırsatımız oldu. Havuzlu çarşıya gittik hem çay içtik hem sohbet ettik. Yine kültür turlarına başlamak için yapılacakları konuştular. Buradan kendisine iyi yolculuklar dileyerek köyüne uğurladık. Bu ziyaretinden beş altı ay sonra maalesef ölüm haberini aldık. Çok üzüldük. Üretken ve çalışkan birini daha kara toprak yutmuştu. Toprağı bol olsun.
Kemer Köyü’ne giderken yanımıza bir kara yolu haritası alarak çıkmalıydık. Ya da en iyisi teknolojiyi kullanıp navigasyona göre ulaşımımızı sağlamalıydık. Gerçi navigasyon da eğer güncellenmediyse sürücüyü yanlış yönlendirebilir. Bizim en büyük yanılgımız bunları yapmamaktı. Dönüş yolunda Gördes’e yaklaştığımızda yolumuz Eski Gördes’in yakınında Köprüye varmadan Gördes-Köprübaşı yoluna çıktı. Böylece bizim görmediğimiz yol sapağını da öğrenmiş olduk. Bu sapak hakkındaki düşüncelerimi ve daha fazlasını gelecek yazımda okurlarımla paylaşacağım. Herkese kazasız belasız yolculuklar dilerim sevgili okuyucularım.