Anılarım-40

Doç.Dr.İbrahim KOÇ 49ibkoc@gmail.com

Van Tapulama Müdürlüğünde Göreve Başlama
Köyde yaşadığım bu tatsız olaydan sonra görev yerim olan Van Tapulama müdürlüğüne gitmek üzere hazırlıklarımı yapıp yola çıktım. Köyde yaşananlardan dolayı üzgündüm. Yine bütün bunlara rağmen ben de eniştem İbrahim Esen gibi asabi davransaydım daha kötü bir durumla karşılaşabilirdik. Bereket tüm gücümü, kavgayı ayırmak için kullanarak olayı en az zararla noktaladık. Yolda hem üzülüyor hem de daha kötü bir olay başımıza gelmedi diye seviniyordum. Bu düşünceler içerisinde önce Manisa’ya geldim. Amacım Van’a tren yolculuğu yaparak gitmekti.
Tren istasyonuna geldim. Manisa’dan Tatvan’a tren biletimi aldım. Tren Manisa’dan kalkıp Afyon, Konya, Adana, Malatya, Elâzığ, Muş üzerinden Tatvan’a vardı. Bu yolculuğu 1972 Temmuz ortalarında yaptım. Afyon taraflarında, geceleyin trenin içinde bile havanın soğukluğunu hissetim. Fakat tren Toros dağlarını aştıktan sonra sıcaklığın etkisi kendini göstermeye başladı. Bu yolculuk bir günden fazla sürdü. Tatvan, Van Gölü kenarında şirin bir ilçeydi. Burada fazla durmadım. Trenin varış saatine göre ayarlanmış feribota bindim.
Yaklaşık beş saat süren feribot yolculuğu ile Van’a ulaştım. Feribot konforlu idi. Rahat bir yolculuk yaptım. O günkü koşullarda böyle bir feribot olması beni sevindirdi. Feribottan indikten sonra Van şehir merkezine vardım. Orada bir otele yerleştim. Yol yorgunluğunu bu otelde dinlenerek giderdim.
Ertesi gün Van Tapulama Müdürlüğü’ne giderek kendimi Müdür beye tanıttım. Müdür bey de beni personeli ile tanıştırdı. Bu müdürlüğe kontrol mühendisi olarak atanmıştım. Çalışma alanım, Van ilinin kırsal kesimindeki bütün köyleri kapsıyordu. Kontrol amacı ile Edremit, Erciş, Gevaş ilçelerine gittim. Yoğun çalışma alanım Edremit ve Gevaş ilçeleri idi. Edremit ilçesinde konum belirleme ölçüleri ve değerlendirilmesi üzerinde çalışmalar yaptım. Bu çalışmalarda yardımcım şimdi ismini hatırlayamadığım fen kontrol memuru idi. Fen kontrol memuru, Kontrol Mühendisinin yardımcısı olarak çalışır. Çok iyi bir insandı.
Edremit, Van -Gevaş yolu üzerinde Van Gölü kenarında bağlık bahçelik bir yerleşim birimidir. Edremit sırtını bir dağa yaslamış yönünü Van gölüne dönmüş Akdamar adasına yakın bir yerdedir. Üst tarafından Şamran sulama kanalı geçmektedir. Bu kanal tarihi bir kanaldır. Günümüzden yaklaşık 3000 yıl önce Urartular zamanında Van Ovası’nın sulanması amacıyla yapılmış 51 km uzunluğunda bir kanaldır. Kaynağı Van’ın Başet dağından çıkmaktadır. Bu kanalda balık da bulunmaktadır.
Yüksek Lisans Sınavını Kazanma ve Kayıt
Van’da dört ay görev yaptım. Bu esnada bir otel odasında kaldım. Amacım Harita mühendisliği bölümünde yüksek lisans yapmaktı. Ekim ayının başlarında Yıldız Teknik Üniversitesi’nde (1972 yılındaki adı İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi; kısa adı İDMMA idi.) yapılacak olan yüksek lisans sınavına girmek istiyordum. O nedenle resmi çalışmalar dışında kalan zamanda da bu sınava hazırlanıyordum. Sınav zamanı yaklaştığında izin dilekçemi yazarak müdürlüğe verdim. Van’dan ayrılırken sanki bir daha geri dönmeyecekmişim gibi düşünerek her şeyimi derleyip topladım valizime koydum. Çünkü sınavı kazanırsam üç beş eşya için tekrar İstanbul’dan Van’a gelmek akıl kârı değildi. Zaten eşya olarak giysilerim ve kitaplarım vardı. Onun için yol hazırlığı kolaydı.
Müdürlükteki çalışma arkadaşlarımla vedalaşarak Van’dan ayrıldım. Feribotla önce Tatvan’a oradan da tren yolculuğu yaparak İstanbul’a geldim.
Yüksek lisans sınavına daha önce değindiğim gibi dört yıllık lisans eğitiminde not ortalaması yüz üzerinden en az 70 ve üzeri olanlar girebiliyordu. Bu sınava girdim. Sınava yaklaşık 25 civarında harita mühendisi girdi. Yapılan bu sınavı üç kişi başardı. Birisi de bendim. Diğer arkadaşlar; Daha önce adını belirttiğim Mustafa Gürçay idi. Mustafa Gürçay Aydın Erkek Meslek Lisesi Torna Tesviye bölümü mezunu idi.Evden Öğrenci Yurduna Geçiş” başlığı altında onun ifadeleri ile yurda geçiş hikayemi anlatmıştım. Diğer arkadaşım Kâmil Eren’di. Kâmil Eren Kadastro Lisesi’nden de arkadaşımdı. Yani yedi yıllık bir sınıf arkadaşlığım vardı. Kadastro lisesi birinci sınıfında hocaların sorduğu sorulara verdiği yanıtlardan dikkatimi çekmişti. Zeki bir arkadaşımdı. Sınavı kazanıp kaydımı yaptırdıktan sonra ailemi görmek için Kıran köye geldim.
Kredi ve Yurt Sorununun Çözümü
Yüksek lisans sınıfımız üç kişilik bir sınıf olacaktı. O yıla kadar yüksek lisansın bir yıllık bir süresi vardı. Bizim yüksek lisansa başladığımız yıl bu süre iki yıla çıktı. Yani iki yıl daha eğitimimiz devam edecekti. Bu durum karşısında Emine Ataman Hanım’la evlenmemiz iki yıl daha ertelenecekti.
Mustafa Gürçay arkadaşım, yüksek lisans sınavını kazandıktan sonra memleketi Yunanistan’a gitti. Çünkü ailesi orada yaşıyordu. Ailesi ile görüşüp İstanbul’a dönecek ve eğitimini sürdürecekti. Fakat askerlik dönemi geldiği için Mustafa’yı Yunanistan’da askere aldıklarından dolayı Türkiye’ye gelemedi ve yüksek lisans eğitimi gerçekleşmedi. 
Ben Kâmil Eren’le birlikte iki kişilik yüksek lisans sınıfında iki yıl eğitimimi sürdürdüm. Lisansta verilen devlet kredisi   sona ermişti. Fakat iki yıl daha krediye ihtiyacım vardı. Bu nedenle Kredi ve Yurtlar Kurumu’na kredi süresinin iki yıl daha uzatılmasını isteyen dilekçemi verdim. Kredi ve Yurtlar Kurumu benden iki kefilin imzalaması şartı ile bir kefalet senedi istedi. Harita Mühendisliği Bölümünde kendilerinden bana kefil olmalarını istediğim iki hocam, bu isteğimi kabul ettiler ve onlarla Beşiktaş’ta bir notere giderek kefalet senedini hazırladık. Çünkü bu hocalarım dört yıllık mühendislik eğitimi boyunca beni tanımışlardı. O nedenle birinci sınıftaki gibi kefil arama zorluğu çekmedim. Daha sonra bu kefalet senedini Kredi ve Yurtlar Kurumuna gönderdim. Böylece iki yıl daha kredi almaya hak kazandım. Bana kefil olan ve o sıralarda asistan olan hocalarım Mehmet Selçuk ve Ömer Aydın’a buradan tekrar teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Şimdi emeklidirler.
Yüksek lisans sınıfına kaydımı yaptırdıktan sonra konaklamak için bir yurt bulmam gerekiyordu. İstanbul’daki yurtlarda bir araştırma yaptım. Kadırga Öğrenci Yurdu’nda yer buldum. İki yıllık mastır (yüksek lisans) eğitimim boyunca bu yurtta kaldım. Kadırga Öğrenci Yurdu, İstanbul’un turizm merkezi olan Sultanahmet Meydanı’na yakın deniz kenarında bir yerdeydi. Bu yurttan her sabah bir yokuşu tırmanarak Çemberlitaş’a çıkardım. Buradan YTÜ’nün yanından geçen belediye otobüsüne biner Sirkeci, Karaköy, Dolmabahçe Sarayı, Beşiktaş üzerinden YTÜ’ye varırdım. Otobüs bekleme sorunu olmazdı. İki yıl boyunca bu yol güzergahını kullanacaktım.