Anılarım-88
ARTEZYEN KUYUSU
2007 senesinde eğitim öğretim bitmiş, yaz uygulamaları tamamlanmış ve altı hafta süren yaz okulu ders dönemi ve bir hafta devam eden final sınavları yapılarak yaz okulu eğitim öğretim işleri yerine getirilmişti. Bir haftalık bir izin alarak köye geldim. Ailemle hasret giderdikten sonra annem: “Oğlum ayağımızın dibinde tarla aldın senin hakkını ödeyemeyiz amma burası susuz olmaz, hayvanlar ve sebze bahçesi için su lazım. Ekonomik durumunu bilmiyorum eğer para durumun uygunsa bir de kuyu açtırırsan çok sevap işlersin oğlum “dedi. Ben de anneme “Anne ben zaten İstanbul’dan onun için geldim” dedim.
Bunun üzerine annem sırtımı sıvazlayarak “Allah senden razı olsun oğlum her şeyi ne kadar ince ince düşünüp yerine getiriyorsun, sağ ol evladım” dedi. Ben de “Biz evlatlar ne yaparsak yapalım anne baba hakkını ödeyemeyiz anne” dedim. Köyümüzde çiftçilerin çoğu tarlalarına kuyu açtırıyorlardı. Artezyen yöntemiyle su çıkarılıyordu.
Hemen bir araştırma yaptık kuyu açma ustası Hasan Ali Küçük ile irtibat sağladık. Ustamız o günlerde köyümüzden başka birinin kuyu işini bitirmiş ve aletlerini henüz kaldırmamış olduğunu öğrendim. İlgili yere giderek usta ile görüştüm. Durumumuzu anlattım hemen kuyu açtırmak istediğimizi söyledim. Müsait olup olmadığını sordum. Bereket müsait imiş. Hemen ertesi gün su çıkarma düzenekleri tarlaya getirildi. Tarlanın bir köşesine yığıldı.
Usta Y harfi şeklindeki bir ağaç dalının çatallı kısmını karın bölgesinde tutup uç kısmını ileriyi gösterecek şekilde tutarak tarlayı muhtelif yerlerinden yürüyerek dolaştı ve dedi ki: “Bu çatalın uç kısmının, dolaşma esnasında aşağı doğru eğildiği yer suyun çıkacağı noktadır.” Bu açıklama bilimsel yönden beni pek tatmin etmedi ama ustanın da bildiği vardır dedim. Uzun gezinmelerden sonra suyun çıkacağı nokta belirlendi ve o noktaya bir işaret kondu.
Daha sonra su açma düzenekleri o noktaya getirilerek kuruldu. Bunu takiben, suya ulaşmak için kuyu açma makinesinin çelik ucu düşey yönde dönmeye başladı. Mevsim sonbahardı. Dokuz Eylül 2007 günü kuyu açılmasına başlanmış oldu. Yaz işleri genel olarak bittiği için çalışmaları yerinde izlemek isteyen köylülerimiz makinenin başında toplanmıştı.
Kuyu çalışması on iki Eylül 2007 saat 23 de başarı ile sonuçlandı ve su akmaya başladı. Yani üç günde suyu çıkarmış olduk. Derinlik 40m idi. Böylece köye geliş amacımı gerçekleştirmiş ve kuyudan çıkan suyun akışının fotoğrafını çekerek mutlu bir şekilde tekrar İstanbul’a dönmüştüm.