Türk Dünyası Başkentler Turu-4

Dr.Fatih KESKİN 06fatihkeskin@gmail.com

KIRGIZİSTAN
Dağlarında çiçekler açan, Çaka Beğ emaneti Türk İzmir  Emir Timur’un tarihî başkenti, çinilerle kaplı medreseler diyarı Semerkant  Özbekistan Cumhuriyeti’nin başkenti Taşkent  Türk Dünyası’nın manevi başkenti, ulu pirimiz Hoca Ahmet Yesevi diyarı Türkistan (Yesi)  Türk Dünyası hatıralarıma başkentlik yapan Kentav  Kazakistan’da satrancın başkenti olarak bilinen Çimkent  Kazakistan Cumhuriyeti’nin ilk başkenti Almatı  Kırgızistan Cumhuriyeti’nin başkenti Bişkek  Karahanlıların tarihî başkenti,  Yusuf Has Hacip diyarı Balasagun  Millî Mücadele’nin karargâhı, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara…
Korday Sınır Kapısı’ndan geçip Kırgızistan Cumhuriyeti’nin başkenti Bişkek’e ulaştığımızda saatler 02.00 civarını gösteriyor. Artık 31 Ocak’a girmiş bulunuyoruz. Henüz biz yoldayken Kırgızistanlı dostumuz Raşid Madakeev tarafından rezervasyonumuzun yaptırıldığı otele gelip yerleşiyoruz. Duşlarımızı aldıktan sonra yolculuktan kaynaklı bir yorgunluk içinde uykuya dalıyoruz.
            Sabah, kahvaltımızı otelde yaptıktan sonra İlteriş’le birlikte bir taksiye binip Burana Açık Hava Müzesi’ne gidiyoruz. Burası aslında Karahanlıların tarihî başkenti, Yusuf Has Hacip diyarı Balasagun şehri. Tarihî başkentten geriye sadece bir minare kalıntısı olan Burana Kulesi ile kulenin bir tarafında uzanan balballar kalmış. Önce binbir zorlukla kulenin üstüne çıkıyoruz. Buradan dört bir yanımızda uzanan geniş düzlüğü izliyoruz. Sonra kuleden inip balbalların bulunduğu alana giriyoruz. Atalar yadigârı taşlarla sessiz diyaloglar kuruyoruz. Bu taşların nice sırlar taşıdıklarını ruhumuzda duyuyoruz ancak ne onlar bildiklerini açık açık anlatabiliyor ne de biz hissettiklerimizi…
Kar yağmaya başlıyor. Karla birlikte soğuk hava da kendini iyice hissettiriyor. Burana Kulesi ile balballar arasında kalan kısımdaki küçük, kapalı müzeyi ziyaret ederken aynı zamanda soğuktan da korunmuş oluyoruz. Burada Yusuf Has Hacip’in bengü eseri Kutadgu Bilig’in farklı nüsha ve baskılarının yanı sıra arkeolojik kazılardan çıkan birtakım eşyalar da sergileniyor.
Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te mutlaka ziyaret etmemiz gereken ikinci mekân Ata Beyit. Ata evi anlamına gelen bu yer aslında son bir asır içinde yaşanmış trajik olayların kültürel hafızası. Stalin canavarının totaliter rejimi tarafından katledilen Kırgız aydınları burada toplu bir mezara gömülmüş. Bu aydınlar arasında bozkırın bilgesi, dünyaca ünlü yazar Cengiz Aytmatov’un babası da yer alıyor. 2008 yılında vefat eden Cengiz Aytmatov ve 2010 yılındaki ayaklanma sırasında hayatını kaybedenlerin kabirleri de bu anıt kompleksi içinde bulunuyor. Bu trajik hadiselerin yarattığı karmaşık hisler içinde Ata Beyit’i dolaşıyoruz. Cengiz Aytmatov ve diğer merhumların aziz ruhları için dualar ediyoruz.
İlteriş, burada çekilmiş fotoğrafların tamamında keyifsiz, hatta asık yüz hatlarıyla dikkat çekiyor. Anlaşılan son asrın trajedileri onu da derinden etkilemiş. Fena hâlde kar yağıyor. Görüş mesafemiz gittikçe azalıyor ancak biz buna aldırmadan hızlı adımlarla kompleksin her tarafına ulaşmaya çalışıyoruz. Akşamüstü olduğu için Ata Beyit içerisinde yer alan müzeler kapanmış. Açık mekânları nefes nefese dolaşıp yiğit ve münevver merhumlar için dualar ettikten sonra Bişkek’e dönüyoruz.
Akşam yemeğinde eski öğrencilerimden Azis Alkanov’un misafiri oluyoruz. Bir kafede oturup yemek yiyor, çay içiyor, eski günlerden konuşuyor ve Türk Dünyası’nın mevcut durumu ile geleceğine dair istişarelerde bulunuyoruz. Yemekten sonra Azis, aracıyla bize Bişkek turu attırıyor. Manas Üniversitesinin binalarını, Türk restoranlarını, devlet binalarını, şehir merkezindeki anıt ve heykelleri gösteriyor. Yine bir günün yorgunluğu üstümüze çökmeye başladığında bizi otelimize bırakıyor.
Artık Türk Dünyası başkentler turumuzun çok büyük bir bölümünü tamamlamış oluyoruz. Oteldeki bu son gecemizin ardından sabahın erken saatlerinde Manas Havalimanı’na gidecek ve Ankara uçağına bineceğiz. Azis, bizi otele bırakırken sabah bizi alıp havaalanına götüreceğini söylüyor. Bu nazik teklifi kabul ediyoruz.
1 Şubat sabahı erkenden Azis geliyor. Bizi Manas Havalimanı’na götürüyor. Havalimanı içindeki bütün işlerimizde yardımcı oluyor. Bizi pasaport kontrol noktasına kadar ulaştırıyor. Türkiye ve Kırgızistan’da yeni görüşmelerin nasip olması temennisiyle kontrol noktasında vedalaşıyoruz. Sonra ver elini Millî Mücadele’nin karargâhı, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti, evimiz, yuvamız Ankara…