Türk Dünyası Başkentler Turu-Özbekistan
Özbekistan
Dağlarında çiçekler açan, Çaka Beğ emaneti Türk İzmir Emir Timur’un tarihî başkenti, çinilerle kaplı medreseler diyarı Semerkant Özbekistan Cumhuriyeti’nin başkenti Taşkent Türk Dünyası’nın manevi başkenti, ulu pirimiz Hoca Ahmet Yesevi diyarı Türkistan (Yesi) Türk Dünyası hatıralarıma başkentlik yapan Kentav Kazakistan’da satrancın başkenti olarak bilinen Çimkent Kazakistan Cumhuriyeti’nin ilk başkenti Almatı Kırgızistan Cumhuriyeti’nin başkenti Bişkek Karahanlıların tarihî başkenti, Yusuf Has Hacip diyarı Balasagun Millî Mücadele’nin karargâhı, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara…
Okulların ara tatile girmesini fırsat bilerek oğlum İlteriş’e ata yurtlarını yakından tanıtmak amacıyla büyük Türkistan coğrafyasının batı kısmında yer alan bazı başkentlerin izini süreceğimiz dokuz günlük bir seyahate çıkıyoruz. Baba-oğul birlikteliği şeklindeki ilk baş başa uluslararası yolculuğumuzun hareket üssü Gördes oluyor. Gördes’te bütün hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra 23 Ocak 2025 Perşembe günü kara yoluyla dağlarında çiçekler açan, Çaka Beğ emaneti Türk İzmir’e ulaşıp gece yarısına doğru Adnan Menderes Havalimanı’ndan uçağa biniyoruz. Bizim dışımızda gelişen birtakım olumsuzluklar seyahat planımızda bazı değişikliklere ve bir moral kaybına sebep olsa da rahat bir uçak yolculuğunun ardından sabahın çok erken saatlerinde Semerkant Uluslararası Havalimanı’na iniyoruz.
Havalimanında bizi karşılayan Bayram Bilir Hoca’mızın refakatinde otelimize yerleşip birkaç saatlik bir istirahate çekiliyoruz. Kısa bir uykunun ardından kahvaltımızı otelde yapıp Emir Timur’un tarihî başkenti Semerkant’ın büyülü ve tarih kokan mekânlarını gezmeye başlıyoruz. İlk durağımız ünlü Registan Meydanı oluyor. Meydanın üç tarafını saran, çinilerle kaplı medreseleri gezerken Batılılar açısından karanlık ile özdeşleştirilen Orta Çağ’ın Doğu’nun hür ufuklarına yansıyan aydınlık iklimini derin derin içimize çekiyoruz. Ardından tarihin en büyük cihangirlerinden biri olan Emir Timur’un kabrinde dua edip ulu hakanın manevi huzurunda saygı duruşunda bulunuyoruz.
Bibi Hanım Camii’ne uğradıktan sonra Uluğ Beğ Rasathanesi istikametinde yola devam ediyoruz. Semerkant’ta hava açık ancak dondurucu bir ayaz var. Burun ve kulaklarımız düşüverecekmiş gibi hissediyoruz. Bu hava şartlarında İlteriş’i açık mekânlarda gezdirme imkânı kalmadığına kanaat getirerek bir an önce Taşkent’e doğru yola çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Teklifim İlteriş tarafından da kabul görünce bizi Semerkant’ta gezdiren taksici ile anlaşıp Taşkent yoluna düşüyoruz. Bu arada eski öğrencilerimden Alim Musayev’den ikamet ettiği Taşkent’te güzel ve uygun bir otel bulma konusunda yardım talep ediyorum.
Hava karardıktan birkaç saat sonra Özbekistan Cumhuriyeti’nin başkenti Taşkent’e ulaşıyoruz. Alim, bizi şehrin girişinde karşılayıp doğruca kendi evine götürüyor. Otele gitme konusundaki ısrarımızı müstakil evlerinin gayet geniş ve müsait olduğu şeklindeki sözlerle boşa çıkarıp bizi misafir etme hususunda diretiyor. Alim’in ısrarları karşısında teklifini kabul etmek durumunda kalıyoruz. Aslen Ahıska Türk’ü olan Alim’in ailesi bizi son derece sıcak bir şekilde karşılıyor. Beraberce sofraya (dastarhan) oturup geleneksel yemeklerle karnımızı doyuruyor ve hoş bir sohbet ikliminde ruhumuzu da kandırıyoruz. Biraz sonra yolculuğun verdiği yorgunlukla rahat ve sıcacık bir odada derin bir uykuya dalıyoruz. Böylece 24 Ocak 2025 gecesini Taşkent’te Ahıskalı soydaşlarımızın evinde geçiriyoruz.
25 Ocak sabahı güzel bir kahvaltının ardından Taşkent’i gezmek için yola çıkma vakti geliyor. Alim, işe gitmek zorunda olduğu için bizi kardeşi Alihan’a emanet ediyor. Bu arada yine eski öğrencilerimden Gülzira Utilova ile haberleşiyoruz. Taşkent’in Yeni Yol Pazarı’nda Gülzira ile buluşup bir çay içerken onun da bize katılabilecek durumda olduğunu görüyoruz. Hep birlikte Alihan’ın arabasına binerek Taşkent turumuza başlıyoruz.
Şehrin ana cadde ve güzergâhlarından geçerek Timuriler Tarihî Devlet Müzesi’ne varıyoruz. Burada Türk ve Özbekistan tarihinin derinliklerine daldıktan sonra Taşkent’in meşhur mekânlarından Beş Kazan isimli restorana gidip Türkistan pilavı yiyoruz. İlteriş’i Beş Kazan’ın hemen yanındaki Taşkent Televizyon Kulesi’ne çıkarıp panoramik bir Taşkent manzarası seyrettirmeyi ihmal etmiyoruz. Artık Kazakistan sınırına doğru yola çıkma vakti geliyor. Alihan, bizi Taşkent’e 25 kilometre mesafedeki sınır kapısına kadar aracıyla götürüyor. Sınırda Alihan ve Gülzira ile vedalaşarak Kazak Türkçesindeki ismiyle Jibek Jolı (İpek Yolu) kapısından Kazakistan tarafına geçiyoruz. Bu, İlteriş’in hayatındaki ilk kara sınırı geçme tecrübesi oluyor.