Kulak Sağlığımızı Hatırlamak
Dünya İşitme Günü
Her yıl 3 Mart, Dünya İşitme Günü olarak kutlanır. Bu özel gün, işitme kaybı ve işitme sağlığına odaklanarak farkındalık oluşturmayı amaçlar. İşitme, insanın yaşam kalitesini belirleyen önemli bir duyu organıdır ve sağlıklı bir şekilde çalışması, iletişim kurmamızı, çevremizi algılamamızı ve dünyayı deneyimlememizi sağlar. Ancak, maalesef birçok insan işitme problemleriyle karşılaşabilir ve bu, hayatlarını olumsuz yönde etkileyebilir.
İşitme kaybı, yaşla birlikte doğal olarak ortaya çıkabileceği gibi, çeşitli faktörlere bağlı olarak da gelişebilir. Gürültülü ortamlarda çalışmak, genetik faktörler, enfeksiyonlar, travmalar, bazı ilaçlar ve kronik hastalıklar gibi birçok etken işitme sağlığını etkileyebilir. Ancak, işitme kaybı çoğu zaman önlenebilir veya yönetilebilir bir durumdur.
İşitme sağlığını korumak için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:
1. Kulak koruması: Gürültülü ortamlarda bulunurken kulak koruyucu kullanmak, işitme sağlığını korumak için önemli bir adımdır. İşitme kaybının en yaygın nedenlerinden biri uzun süreli gürültüye maruz kalmaktır.
2. Sağlıklı yaşam tarzı: Dengeli bir diyet, düzenli egzersiz ve sigara içmemek gibi sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları, işitme sağlığını destekler.
3. İşitme testleri: Belirli aralıklarla işitme testleri yaptırmak, erken teşhis edilen işitme sorunlarının tedavi edilmesine yardımcı olabilir.
4. İşitme cihazları ve implantlar: İşitme kaybı yaşayan kişiler için işitme cihazları veya implantlar gibi teknolojik çözümler mevcuttur. Bu cihazlar, işitme yeteneğini geri kazanmalarına veya iyileştirmelerine yardımcı olabilir.
5. Bilinçli iletişim: Çevremizdeki sesleri fark etmek ve iletişimde doğru teknikleri kullanmak, işitme sağlığını korumak için önemlidir.
Kulak sağlığımız işitme için önemli olduğu kadar denge ile de yakından ilintilidir. İç kulak hastalıkları arasında Meniere hastalığı, iç kulak sıvısının dengesizliğine bağlı olarak baş dönmesi, işitme kaybı ve kulak çınlaması gibi semptomlarla karakterizedir. Bu durumun tedavisi genellikle yaşam tarzı değişiklikleri, ilaçlar ve bazı durumlarda cerrahi müdahaleyi içerir. Baş dönmesi tedavisinde vestibüler rehabilitasyon (dengeyi ve koordinasyonu artırmaya yönelik egzersizler içerir) da etkili olabilir. Tuzun vücutta su tutma eğilimini artırması nedeniyle, düşük tuzlu bir diyet uygulamak ayrıca, alkol ve kafein gibi içeceklerin tüketiminden kaçınılması da önerilebilir.
Bu günün vesilesi ile değinmek istediğim son konu ise yenidoğan ve çocuklardaki işitme kaybının erken tespit edilmesi ve müdalesinde zamanın büyük önem arz ettiğidir.
Ülkemizde yılda yaklaşık 1.100.000’ e yakın bebek doğmakta ve her bin bebekten 1-3’ü işitme kaybı ile dünyaya gelmektedir. Çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar, kulak enfeksiyonları, kazalar ve kullanılan bazı ilaçlar nedeniyle bu oran binde 6’ya çıkmaktadır.Her çocuğun işitebilmesi ve konuşmayı öğrenebilmesi, onun en temel hakkıdır. Yenidoğanlarda işitme kaybının erken zamanda tespit edilmesi, cihazlanması ve rehabiltiasyonu için Bakanlığımız tarafından 2008 yılından beri 81 ilimizde Yenidoğan İşitme Tarama Programı yürütülmektedir. Bu kapsamda tüm yenidoğan bebeklerimize hastaneden taburcu olmadan önce işitme taramaları yapılmaktadır. Tarama programı ile İlk 1 ayda tarama testlerinin tekrarlarla birlikte tümünün tamamlanması, İlk 3 ay içinde tanı testlerinin tamamlanması ve 6. aya kadar da tanı sonrası cihazlama ve rehabilitasyonlarına başlanması hedeflenmektedir.
Ülkemizin her yerinde taramalar, Bilim Komisyonu tarafından belirlenen ve Sağlık Bakanlığı tarafından da onaylanan tarama protokollerine göre iki tür test ile yapılmaktadır. Testler, basit, ucuz, uygulaması kolay ve bebeğe herhangi bir acı ya da zarar vermeyen özelliklere sahiptirler.
İşitme kayıplı bebeklerin erken zamanda tanılanması ve gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmeleri için ailelere de büyük görev düşmektedir. Bu taramalar sonrasında tarama süreçleri devam eden ya da tarama sonrasında sevk edilen bebeklerimizin ilgili merkezlere zaman kaybetmeden götürülmesi ve birincil olarak aileler tarafından takip edilmesi önemli bir husustur.
İletişim ve eğitimin en önemli birleşenlerinden biri olan işitme, okul çağı çocuklarımızda da önemini sürdürmektedir. Bu dönemdeki işitme kayıplarının onların akademik başarılarını da etkilediği bilinmekte olup, Bakanlığımız tarafından 2015 yılından beri 81 ilde ilkokul 1. Sınıfta okullarda “Okul Çağı İşitme Tarama Programı” yürütülmektedir.
Amacımız; “erken tanı, tedavi ve rehabilitasyon” anlayışı ile çocuklarımızın yaş ve zekaca yaşıtları olan sağlıklı çocuklarla eşit koşullarda yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlamak ve sağlıklı bir nesil oluşturabilmektir.
İşitme Cihazı Nasıl Uygulanıyor? Sürekli mi Takılması Gerekiyor?
İşitme cihazlarının bazıları kulağın arkasına, dışarıdan uygulanabilirken, koklear implant, yani biyonik kulağın bir parçası kulak içine cerrahi bir operasyonla yerleştirilir. Diğer parçası ise kulak arkasına takılır.
İşitme cihazlarının sürekli takılması gerekir. Sadece bebek ya da çocuk uyurken çıkarılmalıdır. Eğer her iki kulak için de cihaz kullanılması gerekiyorsa mutlaka her ikisi de takılmalıdır. Ayrıca cihaz kullanan bebek ve çocukların aileleri ile birlikte özel eğitim almaları da gerekmektedir.
Bebeklerin ve çocukların kullanacağı işitme cihazları ve koklear implantlar SGK tarafından ödenmektedir.
Bu yazımda 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme günü vesilesiyle kulak sağlığı ve hastalıkları açısından bilgilerimi ve bakanlığımızın bu konudaki çeşitli projelerini sizlerle paylaşmak istedim. Dünyanın ritmini her daim sağlıklı kulaklarla işitip ona uyum sağlayabilmek dileklerimle, sağlıklı günler.