Doğayla Barışık Nasıl Yaşanır?
Otuz yıl önceydi. Üç yıl ülkesel rehberlik yapmış. Japonca öğrenme ve rehberlik derken yedi sene geçmişti. Artık Japon kültürünü yerinde görmek gerekiyordu. 1989 yılın sonbaharında gittiğim bu ülkede iki ay kaldım. Yaşam biçimlerini gördüm, kültürlerini tanıdım, çeşitli şehirlerini ve müzelerini gezdim.
Burada ilgimi çeken, görür görmez hemen Gördes'i hatırlatan çam parkını da gezmiştim.
Ülkenin güneyinde, Fukuoka bölgesindeki bu park anıt ağaç diyebileceğimiz yaşlı çamları itinayla korunmuştu. Tür olarak ise Gördes ormanları gibi kızılçamdı. Japon dostlarıma göre görülmesi gereken yerler sıralamasında en başlarda yer alıyordu.
Ben o güne kadar müze gibi korunan, bilgi verilen, ücret alınan çam parkı görmemiştim. Gerçekten insana huzur veren, mutlu eden doğa harikası ağaçları bir arada görünce, onlara ben de hak vermiştim.
Giriş ücretliydi. Bilet alınıyor, etrafı doğaya uygun renkte çitle çevriliydi. Bizim dışımızda hayli kalabalık öğrenci, yerli ve yabancı turist grupları vardı. Çamların özellikleri üzerlerine asılmış levhalarla gayet güzel açıklanmıştı. Çeşitli boylarda, şekillerde yemyeşil çam ormanında kuş sesleri arasında gezimiz bir saate yakın sürmüştü.
Japonya'da görmüş olduğum bu açık hava müzesinin Gördes'te olmasını hep hayal etmişimdir.
Doğal orman parkı yapıldığı takdirde Gördes'e turizmin kapılarını açacaktır. Ekonomik olarak fazla yük getirmeyen doğal parklar bulundukları şehirlerin tanınmasında turizme açılmasında büyük katkı sağlıyor. Çevre bilinci oluşturacak, ormanlara iyi gözle bakılmasını, severek korunmasını da sağlayacaktır. Doğayla barışık yaşamalıyız. Doğayı sevmeliyiz. Ateş yakılmasına izin vermemeliyiz. Ormanla, yani doğayla iç içe olunursa daha çok sevileceğini ve korunacağını düşünüyorum. Bunun çözümü ise piknik alanlarının oluşturulmasıyla ilgili. İstanbul'dan Gördes'e döneli üç senemiz doldu. Bir kez bile orman içinde yürüyüş yapamadık. Çünkü yürünebilecek yerlere yön levhası konulmamış. Nereye gidilir, ne kadar sürer hiçbir açıklama yok. Durum böyle olanca Çam ormanlarımızın güzelliğini yeterince göremiyor, doğa ile de yeterince barışık yaşayamıyoruz.
Orman içinde emniyetli piknik alanları, yürüyüş yolları olmalı. İnsanların tek başlarına gezebilecekleri yürüyebilecekleri mantar zamanı mantar toplayabilecek ortamlar yaratılmalı. Daha çok kişilerin buralara gelmeleri ve daha uzun süreler kalmaları sağlanmalı.
Parası, zamanı, arabası olanlar zaten çevre ilçelerin piknik alanlarına akın akın gidiyor. Sonucunda ise Gördes esnafı zarar görüyor. Cumartesi, pazar günleri caddelerimiz, sokaklarımız, lokantalarımız boş kalıyor.
Gördes'i insanıyla, doğasıyla yani her şeyiyle seven biri olarak ormanlarımızdan yeterince yarar sağlayamadığımıza üzülüyorum. Ülkemizin birçok ilinde bir çam yetiştirmek için yıllarca uğraşı veriliyor, büyük paralar harcanıyor. Çevremizde doğal yetişmekte olan sağlığımız için şifa dağıtan bu güzel ormanlarımızda çeşitli etkinlikler düzenlenmeli, yarışmalar yapılmalı.
Burada bir konuya daha değinmek istiyorum. İnsanlarımız parklarda oturmayı seviyor. Fakat zamanlarını boşa geçiyorlar. Elinde bir kitapla oturan, kitabını okuyan birini görmek imkansız. Park ve piknik alanlarımızda uygun yerlere masa tenisi, yer satrancı vb. Zeka geliştirici oyun grupları konulmalı. Bilindiği gibi bu oyunlar çocuklara, gençlere ve yetişkinlere yani her yaş grubuna hitap eden oyunlardır.
Bu günlerde mesire alanımızda bir hareketlikler görülüyor. Buranın tekrar düzenlenip, doğaseverlerin kullanımına sunulması ne güzel olur.
Bizlerde eski günlerdeki gibi araç kullanmadan yürüyerek, kır sefası yapabileceğimiz mesire alanımıza kavuşmuş oluruz.
Yeşil Gördes'imizin daha da güzelleşmesi dileğiyle'