Ağaç Gibi Yeşer, İyiyi Söyle, Kötüye Dur De!
Bir ağacın kırılan dalı olmak istemeyiz, budanmayı bekleriz. En usta bahçıvanların elinde. Hayat yolculuğumda kırılan, yeşermeyen dal olmaya çalışmadım hiçbir zaman. İyi bahçıvanlara rastladıysam eğer, kaybetmemeye çalıştım, o bereketli insanları. Oysa insanlar, ne kadar kolay insan harcayabiliyorlar. Uyanık olmamız gerekiyor, o insanlara yem olmamak için. Yol bozuk ise, o yoldan vazgeçin. Bozuk olan o yollar, insanı da bozar.
Korumaya çalıştığım için insanlığım, ayırdım kimileri ile yollarımı. Yol çok fakat doğru yol da az. Tokatlana tokatlana buluyoruz doğru kapıyı. İnsanlara değil, zihin süzgecimize güveneceğiz. Öyle yerler gördüm, öyle insanlar. Kötü dedikleri kişilikler; iyi çıktı. İyi dedikleri kişilikler ise kötü. Ön yargılar, işin görünmeyen kısmı. Onların gördüklerine değil, kendi gördüklerinize bakın. Boşa değil, “ görünen köy, kılavuz istemez” lafı. Ama sorunumuz tam olarak burada, arkadaşım! Bir diğerinin gözünü kullanmana gerek yok.
Allah göz vermiş, kullanmayacaksak niye var? İyi bakan göz var bir de kötü bakan… Kendi gözüne güven, güven ki gerçek kişilikleri ayırt edesin. Allah o gözün de hakkını sorar ötelerde. O gözle neyi gördün, o elle neler işledin? O ayakla hangi yollara yürüdün?
Sustum ve dinledim sesleri. Duydum ve işittim sözleri. Gördüm ve söyledim kötü emelleri. Hiçbir şey yapamadıysam kalbim ile buuz ettim. Bu noktada Allah’ ın sıfatlarını hatırlamak lazım. O, gören göz…
İşiten söz… SEM’İ ve BASAR…