Atatürk'ü Anlamak

Fatma VURAL fvur.69@gmail.com

Anlamak ile sevmek kavramları arasında bir bağ vardır. Anladığımızı iyi biliriz, bilmediğimizi de anlamamışızdır. Zaten anlamak için bir çaba göstermiyor muyuz?  İnsan, araştırdığını öğrenir,  öğrendiğini bilir. Bildiğini de iyi mi kötü mü, diye ayırt eder. Atatürk’ün ölüm yıldönümünde yani 10 Kasım’da anma törenleri yapacağız. Sadece anmak, anlamak için yeterli midir sizce?
Atatürk’ü anlayanlar onun fikirlerinin gelip geçici fikirler olmadığını iyi bilirler. Geleceğe yol gösteren akılcı fikirlerdir onlar. Onu anlamak için sadece söylediği sözlere bakarak bile ülkesi ve milleti için yaptıklarını ve yapmak istedikleri rahatlıkla görebiliriz. Atatürk’ü eleştirenlerin yeterince araştırmadığını ve anlamadığını düşünüyorum. Küçük yaşlardayken Atatürk’ün kötü olduğu düşüncesiyle yetiştirilenler maalesef Atatürk’ü anlamayanlardır. Bu çok acı bir şeydir. Ülkesinin kurucu liderini tanımamış üstelik anlamamıştır. Hâlbuki dünyada Atatürk’ün değerini bilen ve kabul eden birçok insan vardır.  Örneğin    Macar Profesör   M. Zajti Franez 1932 yılında “Türkiye’yi bir arı kovanına ve bütün Türkleri de bal aramaya çıkmış çalışkan arılara benzetiyorum. Nasıl arılar beylerinin etrafında toplanıp çalışırlarsa bütün Türk ulusu bugün büyük dâhi Gazi Mustafa Kemal’in etrafında toplanmışlardır.” demiştir.
1938 yılında İngiltere Başbakanı Winston Churchill Kurtuluş Savaşı’nda karşı karşıya savaştığı ve kendisini mağlup eden Atatürk için “Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk ulusunu yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü yalnız yurdu için değil, Avrupa için de en büyük kayıptır. Her sınıf halkın onun ardından döktüğü içten gözyaşları, bu büyük kahramana ve modern Türkiye’nin Ata’sına layık bir tezahürden başka bir şey değildir.”demiştir.
1963 yılında ise Japonya Başbakanı Hayato Ikeda şöyle demiştir: “Japonya’da Atatürk, Birinci Dünya Savaşı sonrası yıkımlarından Türkiye’yi kurtararak büyük zafere ulaştıran kahraman ve Osmanlı İmparatorluğu yıkıntılarından yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratan büyük bir devlet adamı olarak çok iyi tanınmaktadır. Özellikle Atatürk’ün Türk Dili Devrimi’ni gerçekleştirmesi ve dinle siyaseti birbirinden ayırarak Türk toplumunun modernleşmesini sağlamak yolundaki çabalarına karşı büyük bir hayranlık duymaktayız.” Birçok ülkenin devlet adamı, bilim adamı Atatürk için çok özel ve önemli sözler söylemişlerdir. Atatürk’ü çok  araştırıp iyi tanımışlardır.
Düşünsenize bir ülkenin lideri, ülkesinin insanlarına akıl ve bilimi miras olarak bırakıyor. Ve şöyle diyor: “Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı kati(değişmeyen söz), hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım, ilim ve akıldır.” Fikirlerinin akıl ve bilimle ters düştüğü görüldüğünde akıl ve bilim yolunu seçin, diyen bir lider Atatürk. İşte, bu yüzden 20. yüzyıla damgasını vurmuştur. Aklınızı kullanın diyor. Bilimi takip edin diyor. Çalışın diyor, her fırsatta milletini yüceltiyor, milletinin zeki, çalışkan olduğunu söylüyor. Atatürk’ü anlamak da tam bu noktada başlamalı bence.
Atatürk, ülkesinin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmasını çok istiyor. Diyor ki:  “İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”
İşte, Atatürk’ü anlamak, her şeyden önce onun eserlerini ve söylediği sözleri iyi bilmekten geçiyor. Bunun için, özellikle biz eğitimciler, anneler, babalar, gençler yani hepimiz ilk önce Atatürk’ün eseri  Nutuk’u  okumalıyız. Atatürk, Nutuk’ta milleti için yaptıklarını belgeleriyle anlatmıştır. Yapmayı düşündüklerini de geleceğe miras olarak bırakmıştır.
Sonuç olarak onu sevmenin temelinde söylediklerini, yaptıklarını ve yapmayı düşündüklerini çok iyi anlamak gerekir. Atatürk, anlaşılması gereken değerli bir liderdir. Atatürk’ün “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.” sözünden hareketle çok çalışıp güzel işler yaparak Ata’mıza lâyık insanlar olmalıyız.
Bu 10 Kasım’da da Ata’mızı saygı, minnet ve özlemle anacağız.  Ruhu şad olsun.