Çocukluğumuzdaki Bayramlar
Herkeste bir heyecan var. Bayramda dışarıda oturan çoluk çocuk otobüsle Gördes'e gelecekler ve konu komşuyla birlikte çok güzel 4 gün geçirilecek. Kurbanlar kesilip dağıtılacak. Kavurmalar kavrulacak ve kuyruk yağları eritilecek, helva yapabilmek için. Evin hanımının bayramda ve öncesinde o kadar çok işi var ki! Ama o içindeki sevinçle bir çırpıda işleri yoluna koyuverir. Dışarıdan gelecek evlatları, torunları ve misafirleri için elleriyle küllü sularda kar gibi çarşafları yıkadı, kurudular bile! Sıra yorganların kaplamasında. Onu da sobanın yanında akşam kapladı mı, geriye kapı ve camları silmek, odaları temizlemek ve mutfak işi kalıyor. Mutfakta ‘oğlum’ yaprak sarması, ‘gelinim’ biber dolması sever diyerek ve içine sevgisini de katarak dolma ve sarmaları çarçabuk tencereye dolduruverecek. Şimdi torunları için kalburabastı yapma zamanı. Arefe günü de şerbetini döktü mü, tadına doyum olmaz!
Bu arada tuhafiyeci Orhan Erkin'den mendilleri alıp içine koyacağı gıcır gıcır yeni kağıt paraları yerleştirmeyi de unutmamak gerekiyor. Eller öpülünce mendilin arasına yerleştirilen bayram harçlıklarında bile bir incelik gizli!
Evin beyi iki tane kınalı kurbanlık koyunu alıp bahçedeki dama bağladı. Çocuklarını da onları beslemekle görevlendirdi. Çocukların ot ve su verirken küçük elleriyle koyunu okşamaları evdeki bayram sevincini başlattı bile. Kesilme olayını o küçücük yüreklere anlatmak ise zorlu bir sınav olacak yine…
Bayramlık alma telaşı da günler öncesinden başladı.
HAVUZLU ÇARŞI öyle kalabalık ki!
Çarşıya, bayram gelmeden bayramın bereketi geldi!
Esnaflardan
Mustafa Zeybek, Ali İnce, Demirağ kardeşlerden, Kemal ve Hamdi Keçeci'den köylüler bayram pusatı (elbiselik kumaş) düzmeye gelmişler. Ama çok şükür hepsinin de yardımcıları var. Kiminin eşi, kiminin de oğlu yardım etmekte... Ergün Büke, Mazhar Arıkan, Nedim Çimen'in dükkânlarında da Gördes'in hanımları alışverişte...
Bu arada evin beyi takım elbise diktirmek için terzi Osman Matara'ya sıraya girebilmekten çok mutlu. Mustafa Zeybek'ten aldığı 'arca' kumaşın kalitesi öyle güzel ki! İçine gömlek ve şapka seçimini de Faruk Uçkun'dan beğendi.
Mehmet Aykanat'tan ayakkabıyı da aldı mı gerisi kolay! Bayramda adeta damat gibi çok yakışıklı olacağı kesin. Evdeki tüm bireyler yeni kıyafetler giyeceği için sevinçli... Evin hanımı da terzi Mürüvvet Abla veya terzi Emine Abla’ya elbise diktirmek için “Sıra verebilir misiniz?” diye sormaya gitti. Uygun olan terziye bayrama yetişecek elbiselik kumaşı verip “Burda” Mecmuasından modelini seçecek. Damat gibi yakışıklı eşinin yanında onun da çok şık olması gerekiyor. Bayram bu, başka günlere benzemez ki! Yılda iki kez kutlanan, tüm güzelliklerin yaşanacağı o günler geliyor!
Evin hanımı bu arada saçlarını Germiyanlıların Kadriye'ye ‘ondüla’ yaptırdı. Öyle güzel oldu ki! Aynaya bakmaya doyamıyor. Topuklu ayakkabılarını ise eşi kendine alırken ona ve çocuklara da almış. ‘Pek de zevklidir benim eşim’ diyerek ayakkabılarını ayağına alışsın diye evin içinde giymeye başladı bile. Çocukların bayramlık giysilerini de anneleri hünerli elleriyle dikiş makinesinde diktiler, hazırladılar. Giysileriyle birlikte yeni alınan ayakkabılar, yatağın başucunda bayram sabahını beklemekteler...
Bayram öncesi gün AREFE…
Arefe günü geldi. Bugün ölmüşlerimizle buluşma günü. Kabir ziyaretine gitme, başında yasin okuma, mezar taşlarındaki yazıları okuyarak adeta onlarla bayramlaşma günü.
Bugünün içinde hem hüzün, hem de görevini yapmanın huzuru gizli…
Akşamüstü ise tüm çocukları sevindiren güzel bir zaman dilimi. Bakkallarımız Hasan Babayiğit ve diğerlerinden alınıp kese kağıdına konulan karışık çerezin dağıtımı var. Anneanneler, babaanneler kapının önüne çıktılar bile! “Gelin çocuklar çerez alın!” deyişini duyan tüm çocuklar oyunu bırakıp avuçlarına sunulan çerezleri elbiselerinin, pantolonlarının cebine koyarak yemeye başladılar. Arefe günü hariç hiçbir gün çerez dağıtan göremezsiniz Gördes sokaklarında. Onun için bugünün önemi çocuklar için çok farklı... Yiyin yiyebildiğiniz kadar güzel çocuklar!
BUGÜN BAYRAM...
Sabah herkeste bir sevinç ve telaş var. Evin beyi erkek çocuklarını da yanına alarak koltuğuna kıstırdığı seccadeyle camiye gidiyor. Evdekiler de onları uğurlayıp evdeki son düzeni sağlıyor. Pirinç çorbası ocağa konuyor, pilav için pirinç ıslatılıyor. Namaz dönüşü evin erkeğiyle birlikte gelen Nömen'in Mustafa, kurbanı kesme işlerinde bir hayli başarılı. Kurban kesimini “vekilin olen de kesverem mi?” diye üç kez tekrarlıyor. Kurbanı kesen ise ona 'Ol' diyerek cevap veriyor. Tekbir getirilerek kurbanlık koyunlar kesiliyor. Kurban, parçalara ayrılarak ihtiyacı olanlara dağıtılıyor. Bayram sofrasında önce pirinç çorbası, kavurma, pilav ve kuyruk yağından yapılan fıstıklı helva yeniyor. Bereket dualarıyla ahenk içinde doyan ruhumuz ve bedenimiz bayram sevincini yaşıyor…
Evler şenlendi! Tüm aile bir arada! Bayramlaşmalar eline tutuşturulan mendile gizlenmiş paralar, avucun içine bırakılan bozukluklarla çocukları sevindirmek öyle güzel ki!
BAYRAM GELDİ... HOŞ GELDİ...
Bugün küslerin barışacağı, hasret olanların kavuşacağı, çocukların bayram harçlıklarıyla dönme dolaba bineceği güzel bir gün...
GÖRDES'İMDE YAŞANAN ESKİ BAYRAMLAR...
Tadında...
Birlik ve beraberlik duygularını yaşatmak dileğiyle"
BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN...
TÜM SEVDİKLERİM...