Fiziki Paralar Hayatımızdan Çıkıp Giderken

İsmail AYBEY ismailaybey45@gmail.com

Parayı, MÖ 7. Yüzyılda Lidyalılar bulmuş bulmasına ama… Paranın hükmünü bizim nesil bitirdi. Tabi para derken fiziki anlamda paradan bahsediyorum. Yani banknotlardan.
            Teknoloji çağında yaşıyoruz. Paralar elimizi bile sürmeden tükenip gidiyor. Şöyle bir bakıyorum da, meyve-sebze aldığımız pazar yerleri, dilenciler haricinde fiziki parayı kullanmıyoruz. Yakında dilenciler de önlerine pos cihazı koyarlarsa şaşırmayın.
            Maaşımız yattığı gün, gerek otomatik ödeme talimatlarıyla gerekse EFT, havale işlemleriyle kira, elektrik, doğalgaz, taksit, borç vb. yerlere ödeme yaparak maaşımızı bitiriyoruz.
            Küçücük çocukların ceplerinde kredi kartları var. Çocuklarımıza harçlıklarını bile kullandıkları kartlara havale yöntemiyle veriyoruz.
            Parayı görmeden, parayı dokunmadan hayatımıza devam ediyoruz. Bedava yaşamıyoruz tabi ki. Sadece parayla münasebetimiz kısıtlandı.
            Bunun artıları, eksileri var mutlaka. En büyük artısı sanırım elden ele dolaşan, bütün mikrobu taşıyan paraya dokunmayarak daha sağlıklı kalabiliyoruz.
            Başka bir artısı da yanımızda fiziki para olmasa da tüm işlemlerimizi görebilmemiz. Hatta maaş/kredi kartlarımız olmadan bile.
            Geçenlerde şöyle bir olay başıma geldi. Benzin almak için benzinliğe gittim. Benzin aldım, ödeme yapacağım. Bir baktım cüzdanı işyerinde unutmuşum. Para, kartlar hepsi cüzdanda. Benzini geri verme gibi bir şansımız da yok. Sonra ödeyeceğim desem nasıl güven sağlayacağız? Allahtan cep telefonu yanımdaymış. Hemen benzinciden İBAN numarası alıp hesabına gönderdim.
            Darda kalan arkadaşlarımıza da EFT, havale ile para gönderiyoruz. Bir mal satın aldığımızda da aldığımız kişinin hesabına göndererek hallediyoruz işimizi.
            Güvenlik açısından güzel bir şey aslında. Para gönderdiğimiz kişi, bana para vermedi, şu kadar eksik verdi gibi bahanelere sığınamıyor. Gönderdiğimiz, aldığımız her şey kayıt altında.
            Zararlarına gelince… En büyük zararı, hesabımızda para yokken de (eksi hesaptan) harcama yapabilmemiz. Karta çok fazla alıştığımız için hunharca harcama yapabiliyoruz. Bu defa öbür ayın maaşından da yemeye başladığımız için maaş gelir gelmez bitiyor ve hesaplarımızda açık çıkıyor. Hesabımızı bilemez isek toparlayamadan borç harç içinde ömrümüzü tamamlamaya çalışıyoruz.
            Kartla ödenen para çok koymuyor insana. Mesela 4 kişilik bir aile, dışarıda yemek yiyorsunuz. En az bin TL hesap çıkıyor. Bunu kağıt para olarak ödeme yaptığım zaman zoruma gidiyor. “Bu kadar parayı biz yarım saatte yedik mi?” diye sorguluyorum kendimi. Ama karttan geçtiğimiz zaman paranın gittiğini hissetmediğim için çok acıtmıyor. Aslında parayla da ödesem, karttan da geçsem benden çıkan para aynı. Ama bu algıyı yıkamıyorum bir türlü.
            Geçenlerde bir haberde yazıyordu. Bazı marketler sadece kartla işlem yapacakmış. Yani cebinizde milyonlarınız olsa bile o marketten harcama yapamayacaksınız. “Senin paran geçmez burada” diye bi söz var ya mecazi, işte o gerçek olacak.
            Bir gün fiziki paralar tamamen tedavülden kalkıp gidecek hayatımızdan sessizce…         Sağlıcakla kalın…