Fotoğraf Tutkusu
Yunusemre Belediyesi tarafından düzenlenen 'Yunusemre'de Bahar' konulu fotoğraf yarışmasında ikinci olmam, fotoğrafa olan hevesimi arttırdı. Kazandığım makineyle, Yunusemre Halk Eğitim merkezi tarafından düzenlenen fotoğrafçılık kursuna katıldım.
'Eğitim şart' sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha öğrenmiş oldum. Kurs boyunca gerek görmüş olduğumuz eğitimlerle gerekse yapmış olduğumuz gezilerle fotoğrafçılık hakkında bilgi ve becerimizi arttırmış olduk.
Önce tarihi evleriyle meşhur Kula'yı gezerek kadrajlarımıza yansıttık. Ardından bir çok diziye ve filme ev sahipliği yapmış olan İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Birgi'yi gezdik. Sonra Aydın Söke'ye bağlı Doğanbey mahallesini' En son da Eski Foça'yı gezerek birbirinden güzel fotoğraflar çektik. Çekmiş olduğumuz fotoğraflardan bir sergi açarak sanatseverlerin hizmetine sunduk.
'Gel sen ne çektiğimi bir de bana sor' sloganıyla oluşan Manisa Fotoğraf Dostları grubunu katılarak, fotoğrafçı arkadaşlarla tanışma ve kaynaşma şansını da yakalamış oldum.
'Sözün bittiği yerde fotoğraf konuşur' diyen Fotoğraf hocamız Nazmi Çaykara, donanım, bilgi ve tecrübesi sayesinde bize çok şey öğretti. Fotoğrafa tutkulu, gezmeyi seven kurstaki arkadaşlarla da birbirimizden bir şeyler öğrendik.
Geziyoruz, çekiyoruz, paylaşıyoruz.
Kaldırımları, yolları, ağaçları, kuşları, akarsuları, çocukları, anneleri'
Bazen kalabalıkları, bazen de yalnızlıkları'
Yaşanan anı kaydetmek' Bazen acıları, bazen mutlulukları, bazen düş kırıklıklarını'
Çektiğimiz fotoğraflarla zaman zaman mutlu olduk, zaman zaman da acıdı yüreğimiz.
Mesela bir gün unutmuyorum. Kula sokaklarında gezerken yaşlı bir amca oturmuş evinin önünde, tarihi taş örme duvarlı evinin önünde çok güzel bir kompozisyon sunmuştu bize. Sonra bir ses duyduk amcanın ağzından. 'Ben hastayım' dedi. 'Neyin var amca?' dedik, ses yok. Duvarlardan ses geliyor amcadan gelmiyor.
İçime dokundu amcanın feryadı. Ama söylemedi neyi olduğunu. Sonra bizim arkadaşlar komşusundan amcanın kanser olduğunu öğrenmiş. Amcanın o hüzünlü, kederli fotoğrafı gözümün önünde' Ağzından çıkan iki kelimelik cümle de.
Taşıyorsun bazen acıları kadrajında, fotoğraf makinende, aslında yüreğinde'
Keşke hep güzellikleri çekebilsek değil mi?
Gülümseyen çocukları çekebilsek mesela.
Buz gibi akan nehirleri, karnı tok kenar mahalle insanlarını, gelecekten umutlu olan herkesi'
Kadrajımıza hep güzellikler yansısa keşke'
Sağlıcakla kalın'