"Hav Hav Hav" Diye Şarkı Olur Mu?
“Hav hav hav şarkısını duydun mu, bütün gençlerin dilinde” dedi arkadaşım. İlk tepkim, “Hav hav hav diye şarkı mı olur?” oldu. Bu köpek havlaması değil mi? Hav hav diye olsa olsa çocuk şarkısı olur. Öyle bir çocuk şarkısı da varmış zaten. Ama bahsettiğimiz şarkı o değil.
Hele bir bakayım nasıl bir şarkıymış, kim söylüyormuş diye başladım aramaya. Karşıma Lvbel C5 diye bir isim çıktı. Abi bu ne dedim, hidrolik yağ markası falan mı yoksa? Meğer şarkıcının ismiymiş. Google’da aratınca “halka mal olmuş” kişi olarak çıktı karşıma. Bu hangi halk oluyor, ben bu halkın içinde değil miyim? diye söylenmeden edemedim.
Şarkının sözlerine baktım:
Onlar arkadan havlar
Rav-rav-rav-rav-rav-rav-rav
Dedim ki "Her şey bende var"
Var-var-var-var-var-var-var
Geçtiğimiz günlerde de Turabi'nin bir şarkısına, içeriğindeki genel ahlakı bozucu ve kadınları aşağılayıcı ifadelerle kamu düzenini bozduğu gerekçesiyle erişim engeli getirilmişti.
Şarkılar toplumun bir aynasıdır. Bizi yansıtır. Önceden şarkıların bir tadı vardı. Mektup gibi, şiir gibi olurdu şarkılar. Hatta çoğu şarkı şiirlerden bestelenirdi. Yaşanan aşklar, acılar, ayrılıklar işlenirdi şarkılara. Bakın ne diyor Ferdi Babamız: Aşkı bana anlatma, kalbim onu tanıyor. Yıllar önce vefasız, yaktı hala yanıyor.
Bak ne diyor Bozkırın Tezenesi Neşet Ustamız: “Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın. Ben de gülemedim yalan dünyada”
Bak ne diyor Orhan Baba: Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni.
Buradan tüm şarkıları saydırmayın bana. Demek istediğim bir anlamı, bir mesajı olması lazım şarkının. Öyle hav havla, mır mırla şarkı olur mu?
Sonuç olarak, “Susadım çeşmeye varmaz olaydım, elinden bir tas su içmez olaydım” gibi doğal, samimi şarkı sözlerinden hav hav hav, rav rav rav gibi şarkılara geldik. Söylenecek çok söz var ama, “söylesem tesiri yok, sussam gönlüm razı değil” kabilinden çok da konuşmak istemiyorum. Ancak kendime şu soruyu sormadan edemiyorum:
Toplum olarak nereye gidiyoruz?
Sağlıcakla kalın.