Gördes,23 Nisan 1920
Tam 100 yıl önce Gördes. Yine bir bahar günü, yine Mübarek Ramazan arifesi. Günlerden Cuma.
Tekrar başlayan bağ, bahçe ve tarla işlerinin yanında Mübarek Ramazan Ayı'nı karşılamanın telaşı içindeydi Gördesliler; yufkalar açılıyor, erişteler kesiliyor, kuskuslar dökülüyor, börekler ve tatlılar yapılıyordu.
Fırıncısından helvacısına, leblebicisinden şekercisine, kadayıfçısından kasabına ve kahvecisine kadar herkes mübarek Ramazan Ayı'nı karşılamanın telaşı içindeydiler.
Zeynep Hanım komşularını toplamış, evin geniş avlusuna serilen kilimler üzerine kurulan tahta yastaşlar üzerinde komşuları Esma Hanım ile İkbal Hanım, ustaca kullandıkları oklavalarla adeta yarışırcasına, leğenin içinden aldıkları yumruk büyüklüğündeki hamurları iki üç dakika içinde incelterek hazırladıkları yufkaları, ocağın başındaki Feride Hanım'a uzatıyor, Feride Hanım da onlardan aldığı yufkaları önündeki kızgın saç üstünde elindeki uzun demir çubuk ile bir kaç kez çevirerek pişirdikten sonra yanında serili sofra bezinin üzerine üst üste sıralıyordu.
Sabahın erken saatlerinde başlayan yufka işi nihayet bitmek üzereydi. Güneş tam tepedeydi ama avlunun üzerini kaplayan sık asma dalları arasından sarkan geniş yapraklar büyük bir gayretle işlerini bitirmeye çalışan bu dört hamarat kadını yanmaktan koruyorlardı. Açtığı son yufkayı da Feride Hanım'a uzatan Esma Hanım:
-Bu sene Hıdrellez de Mübarek Ramazan'a deng gelyo' dedi.
-Ya, iftarları Sehra'da, göveçlele açarız gari'diyerek güldü Feride Hanım.
-Allah'tan Nevroz'da hava güzel oldu da; çocukla doyasıya oynadıla Sehra'da.
-Ya, ya'
-Susun biyo'Bu sesle de ne kin? Dedi şaşkın bakışlarla İkbal Hanım.
-Sanki şenlik va' Davul sesleni duyyonuz mu? Diyerek devam etti.
Hepsi de susup, kulak kabarttılar. O sırada avlu kapısı açıldı. Mustafa heyecanla içeri girerek:
-Ankara'da yeni Meclis açılmış. Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşları Cuma namazından sonra dualarla meclisi açmışlar'
Bu sırada davul sesleri daha da yakından gelmeye başlamıştı. Mustafa durdu, derin bir nefes aldı:
-Herkes bayram yerine doğru gidiyo, ben de gidiyom anne! Diyerek koşar adım çıkıp gitti. Herkes birbirine bakıyordu. Ne diyeceklerini, ne yapacaklarını bilemiyor, sadece gülümsüyorlardı. Nihayet Esma Hanım kendini toparlayabildi:
-Haydin, ne duryonuz? Biz de gidem, diyerek hızla yerinden kalktı.
Onun arkasından diğerleri de ayaklandılar. Başlarına birer örtü alarak şenlik alanına doğru koştular. Dar döşeme yoldan koşarcasına inerken etraftaki evlerden uzanan meraklı başlar:
-Ne va? Ne omuş? Bu sesle de ne? Diye soruyorlardı.
-Angara'da yeni mecilis açılmış, goşun şenlik va gomşula şenlik! Diye cevap vere vere Çınardibi Meydanı'na doğru indiler. Cuma namazından sonra Çarşıbaşı'nda toplanan kalabalık büyük bir uğultuyla Kavakdibi Meydanı'na doğru ilerliyordu. Hemen kalabalığa karışarak bir süre yürüdüler. Kavakdibi Meydanı'na yaklaştıklarında bir hatibin heyecanla konuştuğunu duydular:
-Bu gün; Türk Milleti'nin yeniden dirilişinin, beni aslâ öldüremeyeceksiniz, sindiremeyeceksiniz diyerek şahlandığı mübarek bir gündür. Bütün cihan' Bütün akvâm-ı beşer şunu bilsin ki; Türk ölmez, Türklük öldürülemez, İslâmiyet boğulamaz' Siz, uyuyan aslanı uyandırdınız. Bu aslanın bir gün kükreyeceğini hiç hesaba katmadınız' Kükreyeceğimiz günler yakındır kardeşlerim!..Büyük Milet Meclisimiz açıldı. Milletimize hayırlı olsun. Mübarek olsun!.. Mübarek olsun!..
Büyük bir aşk ve şevkle toplanan kalabalığı coşturan bu hatip; Hacı Ethem Bey'den başkası değildi.
100 yıl önce; yine güzel bir bahar günü, yine Ramazan arifesi, yine coşku ve sevinç ve yine korku ve endişe. O gün de evlere kapanmış, kaderini bekleyen insanlar, bugün de'
Manzara aynı;
Dalga dalga bütün Anadolu'ya yayılan düşman istilası, topuyla tüfeğiyle kapımıza dayanan asan kesen dehşet saçan acımasız düşman ve biçare insanlar'
100 yıl sonra bugün ise; yine büyük bir hızla yayılan ve bir türlü durdurulamayan, çare bulunamayan dehşet saçan koronavirüs ve çaresiz insanlar'
23 NİSAN MİLLÎ EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN. SAĞLIK, HUZUR VE GÜVENLE DAHA NİCE 23 NİSANLARA HEP BİRLİKTE EL ELE GÖNÜL GÖNÜLE KAVUŞABİLMEK DİLEĞİYLE'