Milli Ant
1919 Yılı Ekim ayının 22. Günü.
Amasya'da Mustafa Kemal Paşa ile görüşen Salih Paşa İstanbul'a döner. İki büyük komutan Amasya'da buluşarak düşman işgali altında bulunan yurdun kurtarılması hususunda tarihî bir görüşme yapmışlar, birçok konuda mutabık kalıp çok önemli kararlar alarak Amasya'dan ayrılmışlardı.
Salih Paşa, dönüş yolunda düşüncelidir. Alınan kararları İstanbul Hükûmetine ve Mebusan Meclisi'ne kabul ettirebilecek midir? Gerek Hükûmet içinde ve gerekse Mecliste kendisi gibi düşünenler vardı ama Padişah tarafından asi ilan edilen bir kişi ile yaptığı görüşme ve aldıkları kararlar nasıl karşılanacaktı? Sadrazam Ali Rıza Paşa da kendisi gibi Anadolu'daki Millî Mücadele Hareketi'ne yakın bir yurtseverdi. Ondan emindi ama ya diğerleri.
Salih Paşa, Bahriye Nazırı olarak bulunduğu Osmanlı Hükûmeti' ni temsilen Mustafa Kemal Paşa'nın daveti üzerine Amasya'ya bizzat Ali Rıza Paşa tarafından gönderilmişti.
İşgal altındaki vatanın kurtulması, iki Türk tarafının yani Osmanlı Hükûmeti ile Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğindeki Anadolu Hareketi'nin el ele vermesi ve birlikte hareket etmesi ile mümkündü. Yoksa karşılıklı restleşme ve çekişmelerle olumlu bir sonuca ulaşılması mümkün değildi. Böyle kritik bir zamanda bir ve beraber olmak gerekliydi. Ancak İstanbul'da, iki tarafın uzlaşmasını engelleyen Damat Ferit Paşa zihniyetinde çok sayıda adam da vardı ve bunlar boş durmuyorlardı.
Salih Paşa, kendisinin kabul ettiği ve İstanbul Hükûmeti' ne de kabul ettirmek için gayret sarf edeceğine dair söz verdiği birçok hususu, ne yazık ki kabul ettirememişti. Ancak, Ali Rıza Paşa'nın da desteğiyle Osmanlı Mebusan Meclisi'nin toplanmasını sağlayabilmişti. Bu, yurdun işgalden kurtarılması için atılmış çok önemli bir adımdı.
12 Ocak 1920 tarihinde toplanan Osmanlı Mebusan Meclisi'ne anlaştıkları gibi Anadolu Hareketi'ni temsilen bir heyetin katılımını sağlayamamıştı Salih Paşa ama hem kendisinin hem de Mustafa Kemal Paşa'nın gayretleriyle Osmanlı Mebusan Meclisi içinden Felâh-ı Vatan Grubu adıyla bir grup oluşturmayı başarmışlardı. Bu grup, Amasya görüşmelerinde alınan kararların kabul ettirilmesi konusunda olağanüstü gayret göstermişti. Bu gayretler meyvesini vermiş ve nihayet Osmanlı Mebusan Meclisi, 28 Ocak 1920 tarihinde çok önemli bir karar alarak toplantı sona ermişti. Misak-ı Millî olarak tarihimize geçen bu çok önemli karar; Kerkük ve Musul'u da içine alan Yeni Türk Devleti'nin sınırlarını belirlemiş ve bu sınırlar içindeki vatan topraklarının düşmanlardan temizlenmesi için içilmiş bir ant (Millî Yemin) niteliğinde bir karardı.
Alınan bu karardan rahatsız olan başta İngilizler olmak üzere İtilaf Devletleri, fiilen işgal altında tuttukları İstanbul'u resmen işgal kararı alarak 16 Mart 1920 tarihinde işgal ettiler. Her tarafa İngiliz bayrakları çekilerek bütün resmi daireler işgal edildi. İstanbul sokakları, İtilaf Devletlerinin askerleriyle doldu taştı. Ali Rıza Paşa görevden alınarak Damat Ferit Paşa tekrar sadrazamlığa getirildi.
Osmanlı Mebusan Meclisi kapatılarak, Mebuslar (Milletvekilleri) tutuklandılar. Birçoğu Malta Adası'na gönderildi. Kaçabilenler de Anadolu'ya geçerek Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Millî Mücadele Hareketi'ne katıldılar.
Artık tek umut kalmıştı; Anadolu'daki Millî Hareket.