Sosyal Medyayı Ne Kadar Doğru Kullanıyoruz?

Merve AYKANAT merveaksoy425@gmail.com

      İletişim, bireylerin interaktif bir biçimde duygu ve düşüncelerini aktarma şeklidir. İletilmek istenen bilgi en kolay şeklinde aktarılır ve anında geri dönüt alınır. İletişim olgusu, toplumun her alanına nüfus ederek kişiler arası etkileşimin başyapıtı olmuştur.
      İletişimin en etkili olduğu araçlar kitle iletişim araçlarıdır. Bu araçlar insanlık tarihinin son seviyede ortaya çıkan haberleşme ağı olarak varlığını sürdürmektedir. Günümüzde özellikle sosyal medya, iletişimi zirveye taşıyan bir yapı olarak büyümektedir. Sosyal medyayı diğer medya araçlarından ayıran en önemli özelliği ise hız faktörüdür. Zamanla modernleşen ve küreselleşen dünyada iletişim araçları da radikal bir biçimde değişip kendini yenilemektedir.
      ‘Sosyal medya kavramının altyapısı sosyal ağ kavramıyla açıklanmaktadır. Teknolojik gelişmeler ve iletişim teknolojilerindeki hızlı değişimler ve gelişmelerin kuşkusuz sosyal yaşamda da bir takım etkileri olmaktadır. Bireyleri derinden etkileyen bu teknolojilerle, insanlar diğerleriyle olan ilişkilerini; adına sosyal ağ denen, sanal platformlar üzerinde gerçekleştirmektedir.’ *(Kuduğ, 2011)
      Sosyal medya bir noktadan sonra ihtiyaç metası haline gelmiştir. İnsanlar tüketme olgusunu alternatif medya arayışında da göstermiştir. Bu arayış sonucunda, toplumsal ilişkiler ağında değişimler ortaya çıkmıştır. Bu değişimlere ayak uydurmak, iletişimi en belirgin hatlarıyla ortaya koyan ‘Sosyal Medya’ ile olmuştur.
      Değişimleri, ekonomiyi, siyaseti, eğitimi, kültürü ve etnik formları kısacası toplumun içinde yer edinebilen her türlü yapıyı ele alan bu bilgi havuzu hızlı erişebilirlik imkanı sunmaktadır. Örneğin günlük hayatta ihtiyacımız olan her şeye tek bir tıklamayla ulaşabiliyoruz. Daha da önemlisi sosyal medya üzerinden satış yapabilirken dijital pazarlamayla ve işbirliği desteğiyle para kazanabiliyoruz.
Tabiki faydalarının yanında bir o kadar da olumsuz etkileri görülmektedir. Yüzeysel bir örneklendirme yapacak olursak: Kişilerin isimleri kullanılarak sahte hesaplar açılıp tehdit, zorbalık, korkutmayla hem maddi hem manevi zarar verme gibi durumlar oldukça artmıştır.
      Sosyal medya bireylerin sanal bir kimliğini oluşturmaktadır. Bu kimlikler nasıl bir kişiliğe sahip olduğumuzdan öte nasıl göründüğümüz veya daha iyi nasıl görünebiliriz diye çabaladığımız bir platformdan ibaret. Bu durum insanlardaki yarış halini kaçınılmaz kılıyor. Fiziksel olarak sürekli birbirine  benzemeye çalışma hali, beğenilmek olgusu rekabeti ortaya çıkarmıştır.
Sosyal medya bilinçsiz bir şekilde kullanıldığı sürece:
      “Yaratıcılıktan yoksun kalmış çocuklar ve rasyonel düşünemeyen, gitgide körleşmeye mahkum kalmış bir toplum ile karşı karşıya kalacağız.’’ 
*Harun KUDUĞ; Sosyal Ağ Analizi Ölçütlerinin İş Ağlarına Uyarlanması, Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İzmir.