Sinemada Cinayet
Fikret Yüzbaşı çok sert bir komutandı. İri yarı gövdesi, hiç gülmeyen yüzü, çatık kaşları ve insanın içine işleyen keskin bakışlarıyla emrindeki bütün askerlerin korkulu rüyasıydı. Servis bölüğünde onun hışmına uğramayan asker neredeyse yoktu. Boş zamanlarında bile askerler onunla karşılaşmamak için yollarını değiştirirlerdi. Kendini kötü hissettiğinde sinir ve stresini atmak için bir sandık cephane alarak atış alanına gittiği, mermisi bitene kadar hedeflere ateş ettiği alayda herkesin ağzındaydı. Ama asker ocağında böyle adamlar seviliyordu. Bu disiplinle devam ederse mesleğinde çok iyi yerlere geleceğine hiç şüphe yoktu.
Fırat Asteğmen ise yüzbaşının tam tersine yakası bağrı açık, disiplinsiz, lakayt bir askerdi. Kendisini yakından tanıyanlar sorunlu bir çocukluk dönemi geçirdiğini, ailesiyle arasının bozuk olduğunu, hatta psikolojik sorunları olduğunu falan söylüyorlardı. Bilindiği gibi yedek subay olarak askerlik yapmak için dört yıllık bir üniversiteden mezun olmak gerekiyordu. Ancak bu haliyle Fırat Asteğmenin bir üniversite bitirdiğine inanmak oldukça zordu. Soyadı Öz olan Fırat Asteğmene askerler bile Fritöz Asteğmen diye dalga geçiyorlardı. Türkçe olmayan Fritöz kelimesi o yıllarda dilimize yeni giriyordu.
Kaderin cilvesi, birbirlerinin tam zıddı olan bu iki askeri aynı bölükte yan yana getirmişti. Fikret Yüzbaşı Bölük Komutanı Fırat Asteğmen de aynı bölükte takım komutanıydı. Bu disiplinsiz davranışları yüzünden bölük komutanıyla sürekli sorunlar yaşıyordu. Üstelik bu ikisinin çatışması zaman zaman askerlerin önünde cereyan ediyordu.
O akşam alayın sinema salonunda toplantı vardı. Sinema salonu deyince aklınıza öyle amfi tiyatro düzeninde dizilmiş kırmızı kadife kaplı koltukları olan bir salon gelmesin. Burası ufak tefek bazı gösterilerin düzenlenmesine olanak sağlayan küçük bir sahne ve yan yana dizilmiş tahta sandalyelerden oluşan genişçe bir salondan ibaretti. Bazı hafta sonlarında askerlere filmler de gösteriliyordu. Garnizon içerisinde daha büyük bir salon olmadığından büyük katılımlı toplantılar da burada yapılırdı. O akşamki toplantıda da askeri okullardan rütbe takıp kıtaya gelmiş asteğmenlere garnizon hakkında bir sunum yapılacaktı. Toplantıya eski yeni bütün asteğmenlerin yanı sıra aynı gazinoda kalan astsubaylar da katılacaklardı.
Sinema salonunda önce doktor asteğmenler gözetiminde sıhhiye erler tarafından yeni gelen asteğmenlerin aşıları yapıldı. Sonra Fikret Yüzbaşı ön tarafa gelerek iki alaydan oluşan Sunay Garnizonu hakkında bilgilendirme yapmaya başladı. Ancak Fırat Asteğmen sık sık yüzbaşının sözünü keserek onu söylediklerini boşa çıkaran açıklamalar yapıyordu. Fikret Yüzbaşı “Asteğmenim, lütfen sözümü kesmeyin, yerinize oturun!” diye kendisini uyarsa da Fırat Asteğmen “Ne yapacaksın? Dövecek misin beni? Hadi vur!” gibi ukala cümleler sarf ederek yüzbaşının üstüne yürüyordu. Fırat Asteğmenin bu disiplinsiz davranışları gittikçe yüzbaşıyı sinirlendiriyor, adeta çileden çıkarıyordu. Üstelik bu tartışmanın yeni gelen asteğmenlerin önünde cereyan ediyor olması nedeniyle karizmasının çizildiğini düşünen yüzbaşı giderek daha da saldırganlaşıyordu. Yüzbaşının elinden bir kaza çıkmasına ramak kalmıştı.
Bütün salon nefesini tutmuş iki komutanın bu münakaşasını izliyordu. İpler gittikçe gerildi gerildi ve sonunda yüzbaşı asteğmenin suratına okkalı bir asker tokadı indirdi. Olay iki subay arasında bir kavgaya dönüşünce ön tarafta oturan birkaç kıdemli asteğmen onları ayırmak için ayağa kalkmıştı. Yediği tokadın şokuyla kontrolünü iyice kaybeden Fırat Asteğmen “Ben zaten ölüşüm ulan!” deyip beylik silahına sarıldı ve önce yüzbaşıya sonra da sağa sola kontrolsüzce ateş etmeye başladı. Silah sesleriyle birlikte salondaki bütün subaylar kendilerini sandalyelerin altına attılar.
Bu arada büyük bir alkış ve ıslık tufanı koptu. Çoğu kıdemli asteğmenler kendilerini yere atmaya gerek görmemişlerdi. Çünkü bu mizansen Mart ’87 döneminde rütbe takıp kıtaya gelen çiçeği burnunda asteğmenlere, kıdemli arkadaşları tarafından yapılan bir hoş geldiniz şakasıydı. Başka bir yüzbaşıdan ödünç aldığı üç yıldızlı parka ile otoriter yüzbaşı rolünü çok güzel oynayan da Asteğmen Fikret’ten başkası değildi. Sevgilerimle…