Onur Konferansı
Meslek hayatımın son yılları. Belki de ömrümüzün. Hayatı, halkın da Hakk'ın da razı olacağı şekilde sağlıklı, faydalı, üretken, dürüst ve temiz şekilde yaşamak, yaşamaya çalışmak ne büyük nimet. Bu nimete ermek, yaşamak için en uygun meslekler bence öğretmenlik ve hekimlik. Bu iki işi bir arada yapacak görevi bana nasip ettiği için Yaratan'a ne kadar teşekkür etsem azdır. Biliyorum; sözlü teşekkür güzeldir. Ancak fiili teşekkür daha güzeldir. Fiili teşekkür; O'nun yarattığı her şeye saygı, sevgi, merhamet göstermek ve işini dosdoğru yapmak ile olur.
Bu yaşa kadar geçimimiz ve rızkımız bu kapıdan, hekimlikten sağlandı, geldi. Bu meslek öyle özel ve farklıdır ki, ancak içinde olanlar ve kısmen de aileleri fark ederler. Keza sağlık hizmeti alan çoğu insan da bu emeği, hakkı teslim ederler.
Bu yaşımıza kadar onbinlerce insanın şifa bulmasına vesile olduk. Yüze yakın uzman hekim, binlerce doktorun yetiştirilmesine katkımız oldu. Ameliyat esnasında sırım sıklam terlediğimiz, nefesimizin tutulduğu, kalp damarlarımızın daraldığı anları defalarca yaşadık, yaşıyoruz. Ümidi, sevinci, mutluluğu da; kaygıyı, şifasızlığı, tevekkülü de gördük. Teşekkürü de duayı da çok çok aldık. Nadiren mutlu olmayıp şikayet eden de oldu, mahkemeye veren de. Çok şükür şerefimizle bu günlere, yaşlara geldik.
Ancak bunlar içinde çok özel bir günü 11 Nisan Cuma günü Ankara’da yaşadım. Türk Oftalmoloji Derneği (TOD) Ankara şubesince 1981'den beri her yıl Nisan ayında düzenlenen geleneksel eğitim kursunun 44.sü yapıldı JW Marriott otelinde. Kursun açılış konferansı her yıl kıdemli ve alanında temayüz etmiş bir hocaya tevdi edilir. Bu yıl bu görev bana verildi. 4 ay önce TOD Ankara Şube sekreteri Prof. Dr. Sezin hanımın telefonu, teklifi üzerine kabul ettim. Çok az insana nasip olan bu konferans, Nisan kurslarının ilkini 1981'de başlatan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden rahmetli hocam Prof. Dr. Erol Turaçlı anısına, "Onur Konferansı" adı ile yapılıyor. Meslektaşlarım arasında Elektrofizyoloji alanında yetkinliğimizin biliniyor, fark ediliyor olması ve 800 göz hekiminin katıldığı bir mesleki toplantının açış konferansının tarafımıza verdirilmesi, insanı mutlu ediyor doğrusu.
Dört ay süren zihinsel hazırlık, araştırma, arşiv ve tecrübelerin kaleme alınması, sunumun defalarca okunup gözden geçirilmesi hep bir heyecan sebebi oldu. En yeni, en güncel ve faydalı bir konuşma muhtevası nasıl olmalı, idi. Sonunda, genellikle az bilinen bu teknikler ve tıbbi konuyu açılışta sundum; "Elektrofizyoloji ve Elektrodiagnostikte Dün, Bugün ve Yarın". Faydalı olduğuna dair konuşmalar, birçok genç arkadaşın tebrikleri, resim çektirme talepleri, mesleğin ve ömrün son demlerinde; Hz Peygamber'in Arafat'ta "şahit ol ya Rab" dediği gibi bir duygu yaşattı bize. Şükrediyorum...
Öncesinde TOD Ankara Şube başkanı ve TOD Genel başkanları birer konuşma yaptılar. Genel başkan Prof. Dr. Huban Atilla hanım önce Erol Turaçlı hocayı, sonra da beni genç meslektaşlarıma slaytlarla tanıtan bir konuşma yaptılar. Öz geçmişimi, bilgiağından ulaştıkları resimlerim eşliğinde geniş bir şekilde sundu. Bizim Tıp dışında da kitaplarımızın olduğunu; sağlık, kültür ve gezi yazıları yazdığımızı; dağcılık, beslenme, spor, kültür konularına olan ilgimizi; hastalara ve gençlere kitap hediye ettiğimizi; Eğitime Katkı Derneği üzerinden gençlere burs sağladığımızı anlattılar; eşim, çocuklarım ve torunumdan kıvanç ile bahsettiler. Özellikle bizi tanımış olmanın memnuniyetini hem davranışlarıyla hem de konferans sonunda her iki başkan, birlikte plaket takdim ederek gösterdiler. Kıymetbilirlik, sevgi ve saygının maddi ödüllerden daha güzel olduğunu gördüm ve yaşadım.
Kadirbilir meslektaş ve arkadaşlarımıza da, bu mutluluğu yaşamayı nasip eden Rabbime de teşekkür ederim.
Sevgi ve saygılarımla.