Ahlakın Kaynağı Evrimsel Süreç midir?
İnsan, dört şekilde ahlaklı olabilir.
Çaba sarf etmeden ahlaki olan şeyi apaçık biçimde anlayıp yaparak…
Kendi doğasını ölçüt alıp eylemi gerçekleştirerek…
Aklını kullanıp eylemde bulunarak…
Ve toplumun kabul ettiği kurallara uyup ahlaki eylemleri yerine getirerek…
İyiye eğilimli olduğumuz gibi kötüye de meyilli varlığız…
Bu yüzden ahlakın temel alınacağı sağlam bir kaynağa ihtiyaç var.
Bu kaynak neden ilahi olmasın?
Allah (cc), tarifsiz bir iyiliğin simgesi, en yüce varlık…
Bu varlığın kaynak olarak yok sayılması anlamsız…
Çünkü anlam yok saymaya değil, var saymaya daha yakın…
Anlamsızlık ise yok saymadan ortaya çıkar.
Hayat, bir anlamlar dizgesi…
Anlamın yok sayılıp bu dizgenin dağılması, insanın bertaraf olması…
Umut her zaman varsayılan anlamın yanında yer almıştır.
Allah (cc)-insan ilişkisinde de ilahi kaynak temel, insandaki ise umut edilen ahlaki ilkeler.
Umut edilenler yapıldıkça temel olana yaklaşım tarzı gelişir.
Sadece Bakara Suresinde “leallekum (umulur ki) kavramıyla birçok ayet var.
“Umulur ki şükredersiniz”(2/Bakara; 185)
“Umulur ki sakınırsınız.” (2/Bakara;187)
“Umulur ki düşünürüsünüz.” (/Bakara; 219)
Ayetler, insanın iç dünyasında saklı potansiyel ahlaki ilkelerin tarifi…
İnsan, bu ilkeleri düşünür, anlar, yorumlar ve bunlara yaklaşıcı eylemler geliştirir.
Bu çaba, mükemmele yaklaşma çabası…
İnsan, bu çabayla kendisi ile yaratıcısı arasındaki metafiziksel boşluğu doldurur.
Ahlakın kaynağının sadece evrimsel süreç olduğunu savununlar; doğal seçilimin genlerimizde ahlaki duyguyu inşa ettiğini ve bununla insanlar ilişki kurduğunu, hayatta kalmak ve soylarını devam ettirmek için ahlaklı olmayı başardığını iddia eder.
Elbette ki yolda kalmış veya yaralanmış, bizimle hiçbir ilgisi olmayan birine yardım etmemiz, hayatta kalıp soyumuzu devam ettirmekle bir ilgisi olamaz.
Ancak, Allah’ın (cc), her şeyin kaynağı olduğu ve insanlığın O’nun vahyini kavrayacak bilince ulaşabilme evrimini geçirdiği söylenebilir.