Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Ambar

10 Mart 2022 - 14:23 - Güncelleme: 10 Mart 2022 - 14:24

Hayat tek düze devam etmez. Eskilerin güzel deyimidir; dünyanın bin bir türlü hali vardır. Hastalıklar, felaketler, savaşlar bazen birbiri ardınca gelir. Bu bir realitedir ve asla şaşmaz. Önemli olan iyi ve güzel günlerde, biriktirmen ve tasarruf yapabilmendir. Zira ‘ak akçe kara gün içindir’
            Günümüz ekonomik sistemlerinin başat göstergelerinden biriside, toplumun tasarruf oranıdır. Piyasada istikrar varken, sağlığın yerindeyken, çalışabiliyorken ne biriktiriyorsun? Bu birikimin, öyle bir sahada olmalı ki gerektiğinde nakde çevrilebilsin.
            Savaş yıllarını görmüş, açlıkla mücadele etmiş nesiller, bu konuda çok duyarlıydı. Onlar ‘yazın taşını kışa koymayı’ şiar edinmişlerdi. Dünyanın bin bir türlü hali var diyerek, ambarlarını dolu tutarlardı. Haksız da değillerdi. Çünkü yaşamışlar ve görmüşlerdi. Ambarı dolu tutmak, onlar için yaşamın garantisiydi.
            Devlet ve millet hayatı da böyledir. Başka bir deyişle, böyle olmak zorundadır.
            Bir devlet her şeyden önce, ambarını dolu tutmakla mükelleftir. Yani milli bir tarım politikasına sahip olmak zorundadır. Karnını doyurabilecek ve kendine yetebilecek üretimi, hayata geçirmek sorumluluğundadır.
            Bir zamanlar kendine yetebilen, üretimiyle karnını doyurabilen bir ülkeydik. Fakat yanlış tarım politikaları yüzünden, dışa bağımlı hale geldik. Başta tahıl ve bakliyat olmak üzere, büyük oranda ithalat yapıyoruz. Çiftçimiz topraktan uzaklaşmış, tarım alanları boş kalmış,  çaresizliğe düşmüştür.
            Yanlış tarım politikaları üzerine, çok şey söylenebilir.
            Onları burada tekrar etmenin artık bir anlamı yok. Ama anlamı olan bir gerçek var karşımızda. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, bu gerçeği bütün çıplaklığı ile gözler önüne serdi.
            İşte dünyanın bin bir türlü hali var. Savaş yakınımızda patladı. Ekonomik olarak bütün dünyayı sallıyor. Bu şartlarda ne gerekli? Öncelik gıda değil mi?
            Dünyanın en büyük buğday ve ayçiçeği yağı ithalatçısıyız. Onları da Rusya ve Ukrayna’dan ithal ediyoruz. Savaş ne zaman biter, hangi sonuçları doğurur bilemiyoruz. Ama bildiğimiz, buğday ve gıda fiyatlarının anormal pahalanmasıdır.
            Şimdi ortada bir maliyet var. Yanlış tarım politikalarının ve yanlış tercihlerin ortaya çıkardığı bir maliyet bu.
            El elinden su içen kanmazmış. Hayat tek düze devam etmezmiş. Bir savaş nelere malolurmuş.
            An itibarıyla, böyle bir durumda ambarımız dolu olması gerekirdi. Bu tecrübe, bize ders olmalı diye düşünüyorum.
            Yüksek enflasyonla mücadele ederken, çıkan bu savaş bizi daha da sarsacak gibi gözüküyor. Başta gıda fiyatları nereye dayanacak bilemiyoruz. Un fiyatı ne olmuş, bir ekmek kaç para artık bunları konuşuyoruz. Toplumun genel gelir ortalaması göz önüne alındığında, hayat oldukça zorlaşacak.
            Ders alınır mı bilemiyorum.
            Hala siyasi tartışmalarla, siyasi mazeretlerle gerçeklerin üzerine örtmeye çalışıyoruz. Savaş çıktı böyle oldu, dış güçler yaptı demek, işin tabiatını değiştiriyor mu? Asla değiştirmiyor. O zaman, bu lüzumsuz tartışmaların bize ne faydası var.
            Petrol, doğalgaz derken enerjide dışa bağımlıyız. Tamam, bu bizim gerçeğimiz. Ama tarımda, böyle bir bağımlılığımız olmamalıydı.
            İlaç, gübre, tohum fiyatları el yakıyor. Akaryakıt fiyatları korkunç rakamlara çıktı. Artık tarım zorlaştı. Tarlalar nasıl ekilir, nasıl biçilir? Üretim nasıl yapılır.
            Şartlar ne olursa olsun, ülke olarak tarımda milli bir seferberlik ilan etmemiz gerekiyor. Üretimi teşvik etmek adına, ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
            Bugünden başlamak, yarınlarda ambarı dolu tutmak anlamına gelir..

Bu yazı 892 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 3 Yorum
  • Erol ADAR
    2 yıl önce
    Kaht-ı rical kıtlığı var.İnsanımızı topraktan uzaklaştırdık.Üretecek insanımızı fabrikalarda asgari ücrete mahkum ettik Her şeyi özelleştirip tohumda,gübrede,ilaçta dışarıya bağlı hale geldik.Enerjiyi söylemeye gerek yok.Milli bir stok politikamızın olmadığı ortaya çıktı.Allah sonumuzu hayretsin.
  • Ali Suat Arancı
    2 yıl önce
    İçinde bulunduğumuz sıkıntıları gündeme getiren bu güzel yazınızı bir solukta okudum. Kaleminize ve gönlünüze sağlık kıymetli hocam..
  • Namık Özer Erdoğan
    2 yıl önce
    Kalemine sağlık.Yaşadığımız zamanı çok mükemmel resmetmişsin.Doğrudur yarınını düşünmeyesin bu günü zorlu geçer.