Bayram öncesi yeni çıkan ve 4. kitabım olan, “Biraz Düşünce” okuyucuyla buluştu. Kitap yayınlamak, yazan bir insan için tarifsiz bir heyecan ve tarifsiz bir keyiftir. Çünkü bir eser bırakıyorsunuz. Sizden sonraki nesillerin de bir gün eline alıp okuyacağı bir eser.
Yıllar su gibi akıp geçiyor. Yaşımız kemale eriyor. Geriye dönüp bakıyorum. Ne bırakmışım diye kendimi sorguluyorum. Binlerce makale ve inceleme yazısı, binlerce haberle 40 yılı doldurmuşum. Yazmak için okumak lazım. Binlerce kitap ve dergi okumuşum. Hem de didik didik ederek.
Allah bana yazmayı, yazarken sorgulamayı, neden ve niçin demeyi nasip etti. Yerelden genele, genelden yerele uzanan çizgide, ele alıp yazmadığım konu kalmadı. Sizin beş on dakikada okuduğunuz bir makale için; en az on kitap incelemişimdir. Bir makaleyi bazen sekiz, bazen on saatte yazmışımdır.
Bu bir emektir. Cemiyet adına, toplum adına bir sorumluluktur. Vatanını, milletini sevmek demek, sorumluluk duymak demektir. Bu duyguyu taşımayanların, vatan ve millet sevgisi lafta kalır. Çocukluğumdan bu yaşıma kadar, hep bu sorumluluğu taşıdım. Diyebilirim ki bu yüzden, onun bunun adamı olmadım.
Yaklaşık iki yıl önce, “Biraz Tefekkür” isimli kitabım çıktı. Tamamen dini konuları içeren o kitabı, vicdani itirazlarımın sonucu olarak yazdım. Kitap müthiş ilgi gördü. Ülkenin dört bir yanından, müthiş geri dönüşler aldım. Hatta birkaç ile davet edildim. O gün kafama yerleşen bir konu daha vardı. “Biraz Tefekkürün” bir de “Biraz Düşüncesi” olmalıydı.
Cumhuriyet, devlet, ekonomi, hukuk, eğitim, tarih üzerine sayısını bilemediğim kadar makale yayınladım. Sorgulayarak, neden ve niçin diyerek, dün ve bugün arasında kıyaslamalar yaparak, her bir konuya kaynak göstererek kaleme aldım o yazıları. Kısacası düşünceyi ortaya koydum.
Onları konularına göre tasnif ederek, bir seçki yaptım. 60 makaleden oluşan “Biraz Düşünce” kitabı böyle doğdu.
Üslup konusunda tevazu sahibi değilim. Üslubumun orijinal olduğunun farkındayım. En girift, en içinden çıkılmaz sanılan konuları, rahatlıkla kaleme alabiliyorum. Okuyucuyu sıkmadan, usandırmadan bunu yapabiliyorum.
Biraz Düşünce kitabımda, bu gerçekliği bir kez daha fark edeceğinizi umuyorum.
Bugüne kadar, çok insana emek verdim. Kitabın okunması, tavsiye edilmesi için onlardan gayret bekliyorum. Zira kitabın maddi finansmanını, ekseriyetle ben karşılıyorum. Koyduğumuz fiyat ise son derece sembolik. Amacım kitabın okunması ve daha geniş kitlelerle buluşması.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, “Biraz Düşünce” her yaştan insanın rahatlıkla okuyabileceği bir kitap oldu. Öğretici, sorgulayıcı, bilgilendirici ve eğlendirici içeriği ile farklılığını hemen göreceksiniz.
Kitabın benim için tarif edemeyeceğim, bir başka mutluluk tarafı var. Yetişmemizde ve gelişmemizde, devasa katkıları olan hocalarımız vardı. Onların başında da, İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünün müdür baş muavini Dr. Sakin Öner geliyordu.
Ülkemizin saygın edebiyatçılarından ve dil bilimcilerinden olan Dr. Sakin Öner hocam, kitabın takdim yazısını yazdı. Kendisine müteşekkirim. Kitaba devasa bir değer kattı. Takdim yazısını okumadan, kitaba başlamayın derim.
Kırk yıllık gazetecilik serüveninde beraber olduğumuz Kardeşler Matbaası, kitabın basımında müthiş bir enerji sarf etti. Namık Kemal Erdem artık işinin piri ve ustası olmuş. Beraber aylarca çalıştık. Kâğıt kalitesi, harf karakteri, sayfa tertipi ve mizanpajıyla harika bir kitap ortaya çıktı.
Kitapta kapak, benim için her şeydir. Önceki kitaplarımın kapak tasarımını, genç yetenek Serkan Temel yapmıştı. Biraz Düşünce için günlerce çalıştık. Kitabın ruhuna uygun kapak, böyle ortaya çıktı.
Hocam Sakin Öner’e, basımı gerçekleştiren Namık Kemal Erdem’e, kapak tasarımını yapan Serkan Temel’e, arşiv taramasını yapan oğlum Ali Taha İnce’ye teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum…
YORUMLAR