Elektrik, hayatımızın olmazsa olmazıdır. Aydınlatma, ısınma ve enerji alanında elektriksiz yapamayız. Çünkü günümüz hayatı, onun üzerine kurulmuştur. Elektrik yoksa hayat durmuş demektir.
Kıymetinin paha biçilmezliğinden olmalı, elektrikle ilgili birçok deyim lisanımızda yer almıştır. Halkımız bu kıymetten dolayı, ona cereyan ismini de vermiştir. Mesela cereyana kapılmak, cereyana tutulmak gibi.
Son zamanlarda, bir güzel deyim daha var. Özellikle karşı cinsler arasında sıkça konuşulur. İlişkiler ne ile başlar derseniz, cevabı kolaydır. Ben o çocuktan elektrik alıyorum. İlişki olmuyorsa ve sebebi soruluyorsa, cevap gayet nettir. Ben ondan elektrik alamıyorum.
İlk bakışlar, ilk göz göze gelmeler, nasıl ifade bulur? Cereyana çarpılmış gibi olursunuz. Eğer bunun ötesinde bir duyguysa, cereyana kapılmış gibi hissedersiniz kendinizi.
Yazımın konusu, aşk hikâyesi anlatmak değil.
Yeni yılla birlikte, ülkenin tamamını cereyan çarptı. Ocak ayından itibaren, elektriğe gelen anormal zamlar, toplumu düşündürmeye başladı. Bu işin içinden nasıl çıkılır sorusunu, herkes birbirine sorar hale geldi.
Hayatımızın idamesi açısından, kullandığımız ürünlerin makul bir fiyatının olması gerekir. Yeme içme böyledir. Ekmek 5TL olursa acıtır. Patates soğan 15TL olursa düşündürür. İçtiğimiz su, bir sürü kalemle içilemez hale gelirse, sıkıntı yaratır. Yani günlük hayatın devamında, bunların makul bir fiyatta seyretmesi gerekir.
Elektrik fiyatları aynen böyledir. Fiyat makul değilse, hayat zorlaşır, ekonomik dengeler alt üst olur. Son zamlar, makul noktasını aşmış, anormal bir seviyeye çıkmıştır. Bunun altından kalkmak kolay değildir.
210 kilovat saat’e kadar %50, onun üzerindeki kullanım %127 zamlanmıştır.
Evimizde elektrikle ilgili, hangi tasarrufu yapabiliriz acaba?
Aydınlatmayı kısabilir miyiz? Şofbeninin şartelini indirebilir miyiz? Çamaşır makinesini, bulaşık makinesini iptal edip, elle yıkamaya geçebilir miyiz? Televizyonu kapatıp, radyodan türkü dinleyebilir miyiz? Ya ütü? Eski usule dönebilir miyiz? Yatağın altına pantolonlarımızı, gömleklerimizi koyup ütülenmesini sağlayabilir miyiz? Elektrikli süpürgeleri rafa kaldırıp, el süpürgelerini devreye sokabilir miyiz? Buzdolabının fişini çekebilir miyiz?
Kasap, lokantacı, market buzdolaplarını kapatabilir mi? Etin, yemeğin bozulmasını kim göze alabilir. Berber karanlıkta tıraş yapabilir mi? Kafe ve kahvehaneler müşterilerini elektriksiz bir ortamda ağırlayabilir mi? İşletmeler, sanayi kuruluşları elektrik olmadan üretim yapabilir mi?
Elektriğe yapılan zamlar, aslında makul olması gereken tarifenin, anormal biçimde aşılmasıdır.
Enflasyonla boğuşan bir ülkeyiz. Bu zamlar; mal ve hizmet sektörü kadar, elbette imalat sanayinde de fiyat artışlarına sebep olacak. Bunun anlamı, enflasyonun daha da azgınlaşması demektir.
Domatesi, yarım kiloya düşürebilirsiniz. Dedikleri gibi, soğan ekmekle idare edebilirsiniz. Paranız yoksa aracınıza yakıt almayabilirsiniz. Doğalgaz ve kömürü, biraz üşüyerek kullanabilirsiniz.
Ya elektrik? İşte onun hiçbir tasarrufunu yapamazsınız. Çünkü hayat elektrikle kaimdir. Bu yüzden, fiyatının makul bir seviyede olması gerekir.
Mesela bir berber, dükkân kirası 1000TL, Bağ-kur primi 1500TL. Bunun üstüne 1500TL elektrik faturası geliyor. Bu işin içinden nasıl çıkacak, nasıl karın doyuracak. Küçük bir örnek verdim. Meskenlerden ticarethanelere kadar durum böyle.
Ocak ayı faturaları gelmeye başladı. Toplum şok yaşadı. İnfial ve tepkiler birbiri ardınca geldi. Sosyal medyada herkes, faturalarını paylaşmaya başladı. Zira makul, fersah fersah aşıldı.
Ama gözden kaçırılan bir nokta var. Bu faturalar, sanki bir aya mahsusmuş gibi hareket edildi. Her ay bu faturalarla, hayat nasıl devam eder sorusu sorulmadı. Sıkıntı her ay, birbir üstüne yoğunlaşarak devam edecek.
Belki çoğu işletme, faaliyetine son verecek. Küçük esnaf, iş bırakacak. Evlerde hayat ters yüz olacak.
Yetkililerin bu durumu, gözden geçirmesi gerekiyor. Toplumun bu anormal faturaları, kaldırması mümkün değildir. Elektrik fiyatlarının, makul bir seviyeye çekilmesi lazım.
Bunun niçin söylüyorum?
Elektrik faturaları şunu gösterdi. Makul aşıldı, anormal rakamlar ortaya çıktı.
Dolayısıyla toplumu cereyan çarptı.
Bunun siyasi ve sosyal sonuçları olur.
Bu yüzden yetkililerin, elektrikte bir an önce makule dönmeleri gerekir.
YORUMLAR