Atalarımız bu sözü boşuna söylememiş. İnsanlık tarihinin bütün evrelerinde, temel ihtiyaçlar şu şekilde sıralanmıştır. Bunlar insanın yaşaması için, birer vazgeçilmezdir. Peki, nedir onlar?
Birincisi can güvenliğidir. İnsan güvenliğin olduğu bir toplumda ve mekânda yaşamak ister. İkincisi başını sokacak bir mekândır. Üçüncüsü karnını doyurabilmektir. Dördüncüsü ise üreme ihtiyacıdır.
Barınma bizim kültürümüzde, çok güzel deyim ve deyişlerle ifade edilmiştir. “Başını sokacak bir ev”, “evim yuvam”, “evin direği”, “Allah evsiz barksız bırakmasın”, “evini ocağını başına yıkmak”, “evsiz yurtsuz kalmak”, “Evinden ocağından ayrı kalmak”, “evinden uzaklaşmak”, “evlere şenlik”, “ev hali”, “evde kalmak”, “dünyada mekan ahirette iman” gibi mesela..
2 yıla yaklaştı, ekonomide büyük bir kaos yaşıyoruz. Enflasyon sadece enflasyon değil. Sadece rakam da değil. Toplumun dengesini bozan, değerleri alt üst eden, mukaddesleri kirleten bir illettir.
İnsanımızın en vazgeçilmez değeri olan konut, fiyatları ve kira ücretleriyle alabora oldu. Ev alabilmek hayal, kiralık ev bulmak marifet haline geldi. Bu bir çılgınlık mı yoksa çıldırma mı? Orasını henüz kestirebilmiş değiliz. Ama tanık olduğumuz bir göç dalgasına ve harmanlamasına doğru savruluyor toplum.
Büyük şehirlerde başta emekliler olmak üzere, toplumun önemli bir kesimi, yaşam maliyetinin daha düşük olduğu, küçük yerleşim merkezlerine doğru hareket etmeye başladı. Başta İstanbul olmak üzere, şehirlerden köye dönüş hız kazanmış görünüyor.
Enflasyonla mücadele konusunda, dişe dokunur hiçbir başlangıç görülmüyor. Herkes bu iş nereye varır diye soruyor. Nereye varacağının cevabı, barınma derdiyle daha belirgin hale geliyor.
Toplum kaygılı mı? Kaygılı
OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) diye bir kuruluş var. Toplam 27 üyesi bulunan bu örgüte, Türkiye de üye. Örgüt geçtiğimiz günlerde bir rapor yayınladı: Önemli Riskler Araştırması.
Gıda, barınma, enerji ve borçlanma konularında en kaygılı ülke Türkiye çıktı. Üstelik 27 ülke arasında, en kaygılı birinci ülke olduk. 27 bin kişiyle, yüz yüze yapılan bir araştırmanın sonucu bu.
Türklerin %72’si; gıda, barınma, enerji ve borç konusunda kaygılı. Bizi %67 ile Şili ve %66 ile Meksika takip ediyor. Yüksek enflasyonun yaşandığı ülkelerde, bu kaygıların yaşanmasından daha tabii ne olabilir?
Gıda fiyatları çıldırmış gibi. Barınma keza öyle. Karın doyuracak ev gerçeği, artık fantezi haline geliyor. Barınacak ev bulsan, tencereyi kaynatacak parayı nasıl bulacaksın?
Enflasyon sadece enflasyon değildir. Sadece rakam değildir.
Barınma problemi gösterdi ki büyük bir toplumsal savrulmaya, değerlerimiz tuz buz olmaya doğru hızlı biçimde yol alıyor.
Ev sahibi-kiracı kavgaları cinayetlerle sonuçlanıyor. Gördes’te bile kira fiyatları 10 bin lira rakamını test ediyor.
Bu gerçeği görmez, bundan kaygı duymazsak, işi hala hallederiz avuntusuyla ile geçiştirmeye çalışırsak, yarınlarda bugünleri arar hale geliriz.
YORUMLAR