Bana sorsalardı bu soruyu, şöyle cevap verirdim: “Ben Emeviye Camisinde namaz kılmam.” Mimarisiyle muhteşem bir yapı olan o caminin inşa gayesi, Muhammed Aleyhisselama itiraz ve muhalefettir.
Asırlarca Müslümanların, siyasi kavgalarına ve mezhep çatışmalarına beşiklik etmiştir Emeviye Camisi. Bugünde değişen bir şey yoktur. İslam hakikatine ve Muhammed Aleyhisselamın nübüvvetine gölge düşürecek, rivayetlerle bu cami inşa edilmiştir.
Bana biraz sabır gösterirseniz, bunu tarihi temelleriyle ve belgeleriyle anlatmak istiyorum.
Nübüvvet öncesi, Mekke’nin iktisadi ve siyasi yapısında büyük bir çekişme vardı. Abdümenafoğullarının iki kolu olan Haşimiler ve Ümeyyeoğulları, büyük bir rekabet içindeydi. Mekke siyasetinin en can alıcı figürü; “şerefli olma” meselesiydi. Kim kimden daha şerefli söylemi üzerine, birbirleriyle yarışıyorlardı.
Miladi 610 yılında; Haşimin oğlu Abdülmuttalip, onun oğlu Abdullah, onun oğlu Muhammed nübüvvetle görevlendirilince Mekke’de kıyamet kopar. Ümeyyeoğulları büyük bir öfkeyle, Muhammed’in nübüvvetine karşı çıkar.
Ne gibi mi diyeceksiniz?
Velid ve Ebu Cehil’e ait olduğu söylenen şu sözler, Haşimi-Ümeyye arasındaki siyasi ihtilafın, hangi boyutlarda olduğunu gösterir:
“Abdümenafoğulları ile ‘şeref’ hususunda anlaşmazlığa düştük. Onlar halka yemek yedirdiler, bizde yedirdik. Kavga edenler arasında arabuluculuk yaptılar, bizde yaptık. Ödemeye güç yetiremeyenlerin diyetini ödediler, biz de ödedik. Onlar halka bağışta bulundular, biz de bulunduk. Taa ki kulak kulağa giden, iki yarış atı haline geldik.
Onlar şimdi kendisine gökten haber gelen bir Nebiye sahip olduklarını söylüyorlar. Şimdi biz, onun dengini bulup, onlara nasıl yetişelim. Hayır! Allah’a yemin olsun ki biz hiçbir zaman ona inanmayız ve onu tasdik etmeyiz.” ( Geniş bilgi için bakınız, İbni Hişam, Siretün Nebeviye, cilt 1,sf:316)
Tarihe not düşülen bu gelişmeyle, Emeviler Muhammet Aleyhisselama itiraz etmeye başladı. Bir Nebi gelecekse, niye bizden değil. Onun Nebiliğine inanç yönüyle değil, siyasi kaygılarla karşı çıktılar. İslam’ın içine giren bir virüstü bu. Dini yozlaştırarak, Muhammed Aleyhisselamı itibarsızlaştırarak bugünlere kadar geldi.
Ümeyyeoğullarının Müslüman oluşları, genelde Mekke’nin fethinden sonra olmuştur. Buna rağmen, muhalefete hep devam ettiler. Müslüman olduk deyip, bütün siyasi makamlara talip oldular. Muhammed Aleyhisselamı hep sıkıntıya soktular.
Kur’an onların bu tavrını, şiddetle eleştirdi ve şunları söyledi:
“Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar. De ki’ Müslüman olmanızı bir lütuf gibi bana hatırlatıp durmayın. Tam tersine eğer doğru kimselerseniz, elçisi ile sizlere doğru yolu bildirdiği için, Allah size lütufta bulunmuş oluyor.’” (Hucurat–17)
Mesela bu ayet, asırlarca hep saklandı. Yok farzedildi. Kesinlikle anlatılmadı.
Emeviler için saltanat ve hükümranlık, vazgeçilmez bir duyguydu. Müslüman oldular ancak bu duygudan asla vazgeçmediler. Hükümranlıkları boyunca, dinin içine siyasi emellerine uygun maddeler ihdas ettiler. Muhammedi hakikati tasfiye edecek rivayetler uydurdular.
Mesela ‘kader’ inancını onlar peydahladı. Kur’anda olmayan, Muhammed Aleyhisselamın ve sahabenin asla bahsetmediği bir konuyu, imanın şartlarından birisi haline getirdiler. İki örnek vermek istiyorum.
Muaviye, Küfelilere şöyle seslenmişti:
“Küfeliler! Siz namaz kılmadığınız, zekât vermediğiniz ve hac etmediğiniz için mi sizlerle savaştığımı sanıyorsunuz? Biliyorum ki bunları yapıyorsunuz. Size emretmek, sizi yönetmek için savaşıyorum. Bunu (iktidarı) Allah bana verdiği halde, siz kerih görüyorsunuz.”
Ünlü Emevi valisi Haccac da, Basralılara şöyle demişti:
“Vallahi insanlara bir kapıyı tutmalarını emretsem, onlarda başka kapıyı tutsalar, onların kanları, Allah tarafından helal olur.”
Emevi camisinin öncesi var. MÖ 64 yılında, Romalılar döneminde Jüpitere adanmış bir pagan olarak inşa edilmiş. Daha sonra kiliseye çevrilmiş ve Aziz Yahya kilisesi adı verilmiş. Bugünkü caminin inşaatına, Emevi halifesi 1.Velid zamanında başlanmış.
714 yılında tamamlanan cami inşaatı için, tarihi kaynaklar 600 ile 1 milyon dinar arasında bir para harcandığını söylüyor. Özellikle Bizanslı ustaların çalıştığı inşaatta, 12 bin kişi görev yapmış. Mimari olarak elbette muhteşem bir yapı. Benim için, işin o kısmının bir önemi yok.
Ancak Emevi saltanatının devamı için yapılan bir mimari bu. Halkı avucunun içine almak adına, İslam dışı inanışlarla bezenmiş, rivayetlerle kutsallaştırılmış bir Cami.
Şu söz, Muhammed Aleyhisselama aittir: “ Üç mescit için yolculuğa çıkılır. Mescidi Haram, benim mescidim ve Mescidi Aksa.” Emevi camisinden sonra, Muhammed Aleyhisselamın bu sözleri çarpıtılır ve kutsal mescitlerin sayısı 4’e çıkarılır. Hâlbuki Kur’an’ın bahsettiği, sadece üç mescittir. Mescidi Haram, Mescidi Nebevi, Mescidi Aksa.
Başka, evet birde Mehdi meselesi var. Bu inanışı, İslam’ın içine onlar soktu. Ahir zamanda Mehdi gelecek. İsa gökten inecek. Namazı Mehdi kıldıracak, İsa arkasında saf tutacak. Mehdi namazı nerede kıldıracak? Emeviye camisinde. Sonra Mehdi Deccalle savaşacak ve onu öldürecek. Mehdinin ismi Muhammed olacak. Lütfen buraya dikkat!!
Peki, İsa nereye inecek. Şam Emevi camisindeki beyaz minareye. Caminin üç minaresinden biri, doğusundaki beyaz minaredir. Yani İsa için hazır hale getirilmiştir. Bu inanış ehlisünnet ve diğer mezhepler tarafından kabul görmektedir. Bu illetli görüşün, Muhammed Aleyhisselama itiraz olduğunun kimse farkında değildir
Muhammed son Nebi, Kur’an son kitap olduğuna göre, Mehdi ve İsa gelecek demek ne anlama geliyor? Muhammed’in Nebiliğini tanımıyoruz demektir. Ahir zamanda Mehdi ve İsa gelecekti ise Muhammed Aleyhisselamın Nebiliğine ne gerek vardı?
Devam ediyorum.
Hz. Yahya’nın kesik başının olduğu düşünülen bir türbe buradadır. Muaviye Sıffin Savaşından önce, halka çağrısını bu camiden yapmıştır. Yine bir rivayete göre, Hz. Hüseyin’in kesik başı, bu camiye getirilmiş ve teşhir edilmiştir.
Cami, Emevi saltanatının kutsal mekânıdır artık. Yukarıda anlattıklarım yetmez. Daha fazlası gereklidir halk için. Rivayetler birbiri ardınca şırınga edilir insanlara. Başka neler diyeceksiniz?
Emevi Camisi, kıyametten sonra 40 yıl daha hayatta kalacaktır. Burada kılınan namaz, diğer yerlerde kılınan namazdan 30 bin kat daha sevaplıdır. Hz. Hızır namazlarını burada kılmaktadır. 2 rekât şükür namazı, ancak Emeviye camisinde kılınır.
Netice itibarıyla; İslam’ın içinde ama pürüzlü ve üstelik Muhammed Aleyhisselamın nübüvvetine muhalif bir damar bu. Muhammed’e yapılan itirazın ilk gününden bugüne, değişen bir şey yok.
Onlar için siyaset, hep birinci planda oldu. Halkı avucunun içine almak ve saltanatlarını sürdürmek için her şeyi yaptılar. Dinin içinde kaldılar ama dinin içine sapkın görüşlerini monte ettiler. Emevi camisini de bu gaye ile inşa ettiler. Ne yazık ki o cami; siyasi kavgaların, savaşların mekânı haline geldi.
Bana sorsalar; “Emeviye camisinde namaz kılar mısın?” “Kılmam” diye cevap veririm.
YORUMLAR