'Mekânların şerefi insanlarla kaimdir' denmiştir. Oturduğunuz şehri güzel yapan, fiziki ve coğrafi özellikleri değildir sadece. Mekânları güzel yapan, aslında insandır. Fedakâr, iyiliksever, faziletli insanlar bir dağ başını cennet haline getirebilir.
Şehir insanları ile nefes alır. Köklü ve kadim mekânları ile soluklanır.
Gördes Eczanesi, bu şehrin uzun yıllar soluk alıp verdiği bir mekândı.
Gördes'in kadim kültüründen gelen bir insandı o. Belediye eski başkanlarından ve Gördes eşrafından Rami Bey'in kızıydı. Annesi Naciye Hanım müthiş bir kadındı. O devasa terbiye ve kültür abidesi kadından; sadece kızı değil, bütün Gördesliler istifade etmiştir.
Ender hanım bundan tam 42 yıl önce, yine Gördes sevgisi ve tutkusuyla açtı iş yerini. Gördes Eczanesi, halkın ihtiyacını gören bir kurum olmanın çok ötesinde, farklı üslubu ve ilkeleriyle gönüllerde taht kurdu.
O bir hanımefendidir. Sükûtu asaletindendir. Nezaketi yüreğinin enginliğindendir.
Tam 42 yıl boyunca, Gördes'in temel direklerinden birisi oldu. Fakiri fukarayı gözetti. Çaresiz olana ilaç, parasız olana para verdi. Nice insanın imdadına koştu, kimseye göstermedi. Bir o bildi, bir de Allah..
Bu şehrin bütün hayır işlerinde, elini hep taşın altına koydu. Gösterişi, caka satmayı sevmediğinden halkın hiç bilgisi olmadı.
Nedir ahlak diye bana sorarsanız, tarife gerek yok derim. Ve şunu söylerim: Ahlak Ender Tokuç'tur.
Uzun yıllar bu şehrin vergi rekortmeni oldu. Çünkü devletine bağlıydı. Vergi kaçırmak onun için, şüphesiz büyük bir ahlaksızlıktı. Devletine ve milletine bu derece bağlıydı.
Hak ve hukuk nedir derseniz bana, Ender Tokuç derim. Yanında çalışanlara hep fazlasını verdi. Onların hukukunu, kendisinden daha fazla gözetti.
42 yıllık bu serüvende, eşi Hüseyin Tokuçla müthiş bir birliktelik oluşturdular. Biri diğerine nispet edilemeyecek, muazzam bir eserin sahibi oldular.
Gördes Eczanesi, Tokuç ailesinin sadece ilaç sattığı bir ticarethane değildi bizim için. Nezaketi, fedakârlığı, ahlakı, hak ve hukuku öğrendiğimiz göz kamaştırıcı bir kurumdu.
Gördes güzeldi. Gördes Ender Tokuçla güzeldi. Gördes, Gördes Eczanesi ile güzeldi. Gördes Hüseyin Tokuçla güzeldi.
Sonra bir an geldi. Yıllar onu yormuş olmalı. Her şey bir anda oldu. Müthiş bir rahatsızlık geçirdi. 42 yıldır gümbür gümbür akan pınarın, sanki suyu kesilmişti.
42 yıl boyunca fakiri fukarayı, çaresizi, garibanı düşünen bir insan, ilk defa kendini düşünmek zorunda kalmıştı.
Şartlar çok ağır, mevsim acımasızdı. Aile karar verdi. Gördes Eczanesi bir maziye el sallayarak hayatımızdan çıkıp gitti.
Hani deprem olur, en sağlam bir bina çöker. Öyle oldu benim için.
Gördeslilerin Ender Hanımı yok artık. Dr. Hüseyin Bey'i de yok. Gördes Eczanesi de yok.
Gördes'in çocukları, 42 yıllık bu hikâyeyi unutmasın diye yazıyorum bu satırları.
Geçmiş olsun Ender abla!
O kadar çok dua eden var ki sana, göreceksin yine ayağa kalkacaksın.
Geçmiş olsun Ender abla, dualarım senin için'.
YORUMLAR