Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Gördes'in Yolu da Yolu!!

04 Temmuz 2019 - 16:42

Bu hikâye bizimdir. Çoluk çocuk tüm Gördeslilerindir. Ölmüşlerimizin, hayatta kalanların ve dahi doğacak olanların hikâyesidir bu. Mesela Cenap Güven, bunun tiyatrosunu yazmalı ve oynanmalı. Bir başkası senaryo yazmalı, filmi çekilmeli.
            Bunca yıldır âcizane yazıyorum. Benim yazdıklarımı boş verin.
            Yol hikâyesi yine depreşti, aklımda ve vicdanımda. Geçen hafta düğün cemiyetimiz vardı. Dışarıdan çok sayıda misafirim geldi. İlk defa gelenler vardı uzak diyarlardan. Hasretle sarıldık. Nasılsınız diyemeden, 'nasıl bir yol' serzenişi ile karşılaştık. Başkaları da benim yaşadığımın aynısını yaşadı, gayet iyi biliyorum.
            Fakat Gördes'i tanıyıp, birkaç gün kalınca, hayretlerini ve hayranlıklarını ifade etmekten kendilerini alamadılar. Hikâyenin baş tarafına dönerek anlattım onlara. Vaktiyle bu şehre gelen memurlar, yol yüzünden ağlayarak gelir. Giderken de ağlayarak giderler dedim.
            Can dostlarım için de öyle oldu. Yol yüzünden hayret ettiler, üç gün sonra hayran kalarak Gördes'ten ayrıldılar.
            Çocukluğum, gençliğim ve ömrümün sonbaharında, bir kez daha depreşti bu hikâye yüreğimde.

            Fotoğrafı merak ediyorsunuz.
            Anlatayım o zaman.
            Arşivimden çıktı tesadüfen. Rahmetli babamın el yazısıyla, arkasına düşülen bir not var. Aynen şöyle yazıyor: 'Yıl 1977. Akhisar-Gördes yoluna başlanırken, Kaymakam Şenol, Komiser ve Karayolları mühendisi.'
            İsterseniz, fotoğraftakileri tanıtayım size. Soldan sağa; Başkomiser Ali Bilgiç, ismini bilmediğim Karayolları mühendisi, Ali Susmaz, Bakkal Mustafa Yoğurtçu, Kaymakam Şenol Engin ve Manifaturacı Ali İnce.
            Gördes ayakta, insanlar coşku içinde. Yolumuz yapılıyor, yolumuz. Büyük bir tören hazırlanmış. Makineler çalışmaya başlayacak. Kurbanlar kesiliyor, dualar yapılıyor.
            Genç kuşaklar elbette, o günleri bilmiyor. Biraz anlatmak istiyorum.
            Yıl 1977, Gördes-Akhisar arası tam 67km. Stabilize bir yol. Yani toprak yol. Akhisar'a otobüsler kalkar. Gündüz saat 11.30'da, son araba sefere çıkar. Bunu kaçırırsanız, yarını beklemek zorunda kalırsınız.
            Yol çamlıktan başlar. Kıvrıla kıvrıla kireç ocaklarına, Kayacık beklemesine ve oradan Tavşan alanına uzanırsınız. Hanpaşa köyüne selam çakıp, Sarı Dede'ye çıkarsınız. Pekmezci kahvelerini geçip, kanlı döşemede döne döne Görenez alanına ulaşırsınız.
            Sallanırsınız aşağı doğru, orman bölgesini arşınlaya arşınlaya su deliğine varırsınız. İzmir-İstanbul yoluna inince, kendinizi farklı bir dünyada sanırsınız.
            Bu yolculuk, en az 2,5 saat sürer. Bazen Pekmezci, bazen Görenez kahvelerinde mola verilir. Üstünüz başınız toz olmuştur. Bu mola, hem silkinmek ve hem tereyağlı ekmek yemek içindir. Gördes'ten yola çıkarken, herkese naylon torba dağıtılır. Kusmuk torbaları, bu molalarda dışarı atılır.        
            Evet, bu fotoğraf, 1977 yılındaki umudun başlangıcında çekilmiş.
            Peki, sonucu ne oldu diyeceksiniz. Elbette hüsran. Bir kaç iş makinesi. Bir kaç haftalık görüntü. Arkası kiraz bahçesi yani. Aslında yeni yaşadığımız bir durum değildi bu. İsterseniz biraz geriye gideyim.
            1968 yılıydı. Dönemin efsane belediye başkanı Mübin Sarıoğlu, bu yola kafayı takmıştı. Ne yapıp etti, iş makinelerini getirdi. Halk heyecanlıydı. Mübin Başkan el attıysa, bu iş oldu demekti.
            İki hafta müthiş bir çalışma yapıldı.
            Bir sabah kalktık yatağımızdan, iş makineleri gitmişti. Derin bir sessizlik vardı Gördes'te. Mübin Başkanı kendi partilileri çekememiş, yol yapımına posta koymuşlardı. 'Mübin Başkan Gördes-Akhisar yolunu yaptırdı' dedirtmeyeceklerdi.
            Bu bizim hikâyemizdi. Hem trajik ve hem dramatikti.
            67km toprak yolda toz silke silke, yolculuklara devam ettik böylece.
            1980 ihtilalinden sonra, Kenan Evren Gördes'e geldi. Hükümet meydanı önünde halka hitap etti. Helikopterle gelmişti. O gün şöyle dedi: 'Böyle yeşillik az yerde bulunur. Şehrinizin kıymetini bilin, sahip çıkın.'
            Sonra vatandaşlar, 'yolumuz' diye seslendi meydandan.
            Bu ilginç tesadüf, bizim hikâyeye ciddi bir katkı yaptı. Yol çalışmaları başladı. Tavşan alanı güzergâhı bırakıldı. Bugün kullandığımız yol inşa edildi. Bayram etmiştik. Tozdan topraktan kurtulmuştuk. Asfalt yolda gidiyorduk, viraj çokmuş, yol darmış umurumuzda değildi.
            Yıllar hızla akıp geçti. Türkiye büyük mesafeler katetti. Duble yollar, oto yollar yaptı. Ancak Gördes-Akhisar yolu, bugünkü güdük haliyle kaldı. Eğer o yolları görmeseydik, şu anki yola şükredecektik.
            Ve bugün, ilçemize ilk defa gelenler aynı lafı söylüyor: 'Ülkemizde böyle yol mu kaldı?'
            Tabi ki kalmadı. Ancak kimse hikâyemizin farkında değil. Yapılırsa şayet, hikayemiz elimizden gider. O zaman, ne yaparız biz?
            17 yıllık AK Parti iktidarı, şahsen yol konusunda büyük umudumdu. Gayretli çalışmalar yapıldı. Sonunda yolun projesi tamamlandı. Yatırım programına alındı. 2 yıl önce çalışmalar başladı.
            Ağır aksakta olsa, çalışmalar büyük heyecan verdi bize. Hikâyemiz bitiyor galiba dedik kendimizce.
            Fakat bu hikâye biter mi kardeşim. Makûs talih diye bir şey var.
            Ülkenin ekonomik sıkıntı yaşadığı bir dönemde, yeterli ödenek çıkmadığından, yol işi yine yarıda kaldı.
            Netice itibarıyla, Gördes'in yolu da yolu kardeşim. Kimse bizim hikâyemizi elimizden alamaz. Makûs talihimize fiske vuramaz.
            Ben görür müyüm bilemiyorum. Belki çocuklarımız, yeni bir umuda yelken açabilir. 1968, 1977, 1980 ve 2016 başlangıçları geride kaldı. Ömür biter, yol bitmez demişler. Ben onu, Gördesliler için şöyle uyarlıyorum.
            Ömür biter,yol umudu bitmez'..

Bu yazı 2547 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum