Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Gün Dönümü

21 Haziran 2019 - 18:41

Haziran ayı boyunca yağan yağmur, ülke genelinde ciddi tahribata neden oldu. Yurdumuzun her yerinde yağışlar, bir yandan can kayıplarına neden olurken, tarım arazilerinde de kaygı verici hasarlar meydana getirdi.
            Yaz sıcağı, Haziran'da kendini gösterir. Ancak bu yılın Haziran ayı, yüzünü bir başka gösterdi. Böylesini görmedik cinsinden yağışlar günlerce devam etti. Tarlaları su bastı, meyve sebze bahçelerini sel aldı. Yollar zaman zaman ulaşıma kapandı. Yıldırım düşmesi sonucu yaralananlar oldu. Can kayıpları yaşandı.
            Küresel iklim değişikliği mi yoksa bir başka şey mi yaşadıklarımız. İlk defa mı böyle bir tabii felaket yaşıyoruz. Şunu söylemek mümkün. Geçmiş yıllarda da bu felaketin benzerlerini gördük. Ancak bu yılın yağışları ve meydana getirdiği hasar bir başkaydı.
            Peki, nedir yaşadıklarımız?
            Gün dönümünü anlatmak istiyorum.
            Tabiatın eşsiz bir gerçekliğidir gün dönümü. 21 Haziran gecesine kadar devam eder. Gecenin en kısa, gündüzün de en uzun olduğu tarihtir 21 Haziran. 22 Haziran tarihi itibarıyla gündüz kısalmaya, geceler uzamaya başlar.
            Tarla bitkileri asıl gelişimini, gün dönümünden sonra yapar. Bir ürünü istediğiniz kadar erken ekin ya da dikin, mutlaka gün dönümünü bekler. Konunun coğrafi detaylarına girmek istemiyorum.
            Denilebilir ki çiftçiliğin en nazik dönemi, gün dönümüyle ilgilidir. Tarladaki ürünü o güne kadar sağ salim çıkarabilirseniz, sonrasında iyi bir verim alabilirsiniz. Çünkü bazı yıllar birçok sebepten dolayı, gün dönümüne kadar yağışlar sürer, tarladaki ürünün kaderini belirler.
            Eski çiftçiler, bu konuda çok tecrübelidir. Mart ayından itibaren hava hareketlerini kontrol ederek, gün dönümünün nasıl geçeceğini tespit ederler. Ona göre tedbir alıp, üretim yaparlar.
            Peki, bunu nasıl başarırlar?
            50 yılı aşkın toprakla uğraştım. Çok tecrübeli çiftçilerle beraber oldum. Onlardan çok şey öğrendim.
            Haziranda ilk düşen yağışlardan sonra, arkadaş meclislerinde şunu söyledim: 'Bu yıl, gün dönümüne kadar hava yağışlı geçecek. Tarımı zor bir yıl bekliyor.'
            Neticede söylediğimiz gibi oldu. Bu defa arkadaşlarım, nereden biliyorsun diye meraklı sorular sordu.
            Eski çiftçilerin tecrübesine dayanarak anlatayım. Gözlemlere ve tecrübeye dayalı çok sayıda karine var. Mesela; Mart ayında toprağa ilk pulluğu attığınızda, arkanıza bakacaksınız. Hafif ince bir toz bulutu kalkıyorsa, bilin ki gün dönümüne kadar bir problem yoktur.
            Arazileri gezerken, pulluk arkasında hiç toz bulutu görmedim bu sene. Toprağın tavı ağırdı. Bu durum, Haziran'ın yağışlı geçeceğinin göstergesiydi. Buna dayanarak görüşümü söyledim.
            Çiftçilerin altın değerinde bir sözü vardır: 'Ekici ol, bilici olma'
            Şu kadar ekiyorum, bu kadar ürün alırım diyemezsin. Niye? Çünkü bu işin üstü açık. Ne getireceği, ne götüreceği belli olmaz. Peki, bu altın değerinde söz, hangi tecrübelerin imbiğinden çıkmıştır?
            Elbette gün dönümü gerçeğinden.
            Yine eski çiftçiler derdi ki 'Yıl sana ne verirse, sen ancak onu alabilirsin'
            Yani yılın verimi, gün dönümünün yağışsız geçmesine bağlıdır.
            İster meyve ve ister sebze olsun, Haziran yağışlarından aşırı derecede etkileniyor. Yağışlarla beraber günlerce süren kapalı hava, hastalığa sebep oluyor. Mantar ve mildiyö hastalıkları, hemen kendini gösteriyor. Ekinler yatıyor, kavruk yapıyor. Meyveler kalitesini kaybediyor.
            Gün dönümünden sonra, havalar iyice ısınmaya başlıyor.
            Bu yılın gün dönümüne kadar, tarımı vuran yağışlara tanık olduk. Tarım zaten pahalı hale gelmiş. Bütün girdiler anormal pahalı. Çiftçi her yıla, yeni bir umutla başlıyor. Bu yılın faturası oldukça ağır olacak. Hiç kimse umduğunu bulamayacak.
            Yani çiftçiler açısından kambur kambur üstüne binecek.

Bu yazı 1110 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum