Bugüne kadar neler gördüm neler. Sadece gördüklerdim değil, beni ürperten. Ya okuduklarım. Derinliğine bilgi sahibi olduğum gerçekler, içimi acıtır hep. Neden böyle oluyor, bunu nasıl yapabiliyorlar sorularının cevabına ulaştıkça irkilirim.
İnsanın dini istismar etmesi, ilahi mesajı kendi menfaatleri doğrultusunda kullanması, Âdem'den bugüne hep var. Bunu anlatacağım. Ve bugün cevabını bulmakta zorlandığınız soruları, aydınlığa kavuşturacağım.
Dinin içinde ancak saparak, şeytanın tezgâhına düşünler kimlerdir. Bir ömür boyu onları tanıyarak, gözlemleyerek yaşadım.
Şirke bulaşmış yapılar içinde, cennet vaat edenleri gördüm. Cennetten ev satanları gördüm. Kabircileri gördüm. Kabir sualinde şeyhimiz yanında olacak diye tarife koyanları gördüm. Tarikatımıza gir, ahiret sorgusundan kurtul diyenleri gördüm. Bizim şeyhimiz indi ilahide Allah'ın huzurunda, şükür namazı kıldıracak diyenleri gördüm.
Ve bugün; bize oy verirsen cennete girersin, bize oy verirsen, ahirette beraatınız olacaktır, karşı tarafa oy verirsen haram işlemiş olursun. Onlara oy verirsen ahiretini berbat edersin diyenleri görüyorum.
Yani değişen bir şey yok. İnsan menfaati için şeytanın kucağına oturuyor. Ama maddi ama manevi gelir sağlıyor.
Allah onların bu durumunu şöyle anlatıyor:
'Kâfirlik edenlerin (ayetleri görmezlikten gelenlerin) çetin azaptan çekecekleri var. Onlar, dünya hayatını ahiretten çok seven ve Allah'ın yolunu, anlaşılmayacak biçimde çarpıtmaya çalışarak ondan uzaklaşan kimselerdir. Onlar derin bir sapkınlık içindedir.' (İbrahim, 23)
Bu ayette geçen 'ivec' kelimesi dikkatli bakılmadıkça fark edilmeyen 'çarpıtma' anlamına gelir. Çünkü dünyayı ahirete tercih edenler, kendilerini dindar göstermeyi ihmal etmezler. ( Geniş bilgi için bakınız Müfredat)
Dindar ama şeytanın tezgâhına düşmüş. Çarpıtarak dünyalık elde ediyor. Para, şöhret, mevki, makam, iktidar..
İnsanlık için dün böyleydi, bugünde böyle ve yarın da aynısı olacaktır.
Neden mi?
Allah Adem'i bilgi ile donattıktan ve o bilgisinden dolayı melekler ona secde ettikten sonra, onu bütün ihtiyaçlarını karşılayacağı bir bahçeye yerleştirdi ve şöyle dedi:
'Bak Âdem; sen ve eşin şu bahçeye yerleşin; beğendiğiniz yerden yiyin, ama bu ağaca yaklaşmayın. Yoksa yanlış yapmış olursunuz.' ( Araf, 19 )
Sonra Âdem'i şeytan konusunda uyardı:
'Bak Âdem! Bu sana da, eşine de düşmandır. Sakın sizi bu bahçeden çıkarmasın yoksa mutsuz olursun. Burada ne açlık çekersin ne de çıplak kalırsın. Burada susuz da kalmaz, güneş ışığından da etkilenmezsin.' ( Taha, 117119)
Melekler Âdem'e secde ettiği için rakibi kalmamıştı. Bu gibi durumlarda, Allah insanın yaşadığı ruh hali için şöyle demiştir:
'Yok, yok..İnsan kesinlikle azar, kendini yeterli görürse eğer.' (Alak, 67 )
Neticede şeytan, bu durumu fırsat bilip, Âdem'e şöyle fısıldadı:
'Adem!, Sana ölümsüzlük ağacını ve yıpranmayacak saltanatı göstereyim mi?' (Taha,120 )
Neticede şeytanın tezgâhına ilk düşen Âdem oldu. Çünkü şeytan ona iki şey vaat etti. Ölümsüzlük ve saltanat. Peki, ölümsüzlük ve saltanat kime aitti? Elbette Allah'a. Allah'a ait olanı insana vaat ettiniz mi, insan yoldan çıkıyor.
Allah, insanı bu tehlikeye karşı hep uyarmıştır. Bir başka ayette şöyle demiştir: 'O çok aldatan şeytan sakın sizi Allah ile aldatmasın.'
Muhammet Aleyhisselama yakın çevresinde sordular; Bizim ahiretteki durumumuz nasıl olur'
Bu sorunun cevabıyla ilgili olarak ayet indi ve şöyle dendi: 'De ki Size ne olacağını ben bilmem..'
Allah Nebisinin bile bilmediği ve Ona verilmeyen bilgiyi, insan nasıl biliyor ve nasıl pazarlayabiliyor? Bir menfaat karşılığı cenneti vaat edebiliyor, cehennemi gösterebiliyor. Helal ve haram yetkisini Nebisine bile vermediği halde, insan nasıl haram-helal hükmü koyabiliyor.
Şeytanın tezgahına düştünüz mü gerisi kolay geliyor..
Bir aday size; 'bana oy verirseniz, cennette beraatınız olacaktır' derse, bilin ki şeytanın kucağına oturmuştur. Buna inanarak yani cenneti umarak oy verirseniz, siz de şeytanın kucağına değil, böğrüne oturmuş olursunuz.
Neden mi?
Çünkü o 'ivec' yaparak çarpıtma gerçekleştirmiştir. Bunun karşılığında bir dünya menfaati elde edecektir. Sizde bu çarpıtmaya; cennet umarak evet derseniz, daha şiddetli bir 'ivec' yapmış olursunuz.
Kur'an'ın ifadesiyle; 'sağlam duruşlu olanlar', 'imanlarında muttaki olanlar', şeytanın bu tuzağından uzak durur. Çünkü onlar; ahiret menfaatini, dünya menfaatinin üzerinde tutar.
Zira onlar, Allah'ın bildirdiği şu hükümden korkar:
'Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip geçici bir bedel alanlar var ya, onlar karınlarına sadece ateş doldururlar. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları aklamaz. ONLARA ACI BİR AZAP VARDIR.' (Bakara, 174)
YORUMLAR