Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Sigorta Nasıl Attı?

28 Eylül 2015 - 09:54

Arap baharının estiği günlerde, malum ülkeler sıraya girmiş ve kaderini bekliyor gibiydi. Yaşanan gelişmelerden, en çok Türkiye kendine bir şeyler çıkarmaya çalışıyordu. Hem Müslümandık ve hem demokratik bir sistemimiz vardı.
            Tarihimiz, tecrübemiz ve mevcut siyasi aktörlerimiz ile kendimizi çok güçlü hissediyorduk. Arap kardeşlerimize rol modeli olmayı hedeflemiştik. Sonra garip bir Osmanlı ağabeyliği depreşti yöneticilerimizin damarında. O duygunun, tarihteki Osmanlı ile bir alakası yoktu. Olması da mümkün değildi.
            Ancak olsun varsındı. Siyaset etme hep gerçeklerle yürümezdi. Arada bir ve fırsatı çıkmışken hayalleri de kullanmak lazımdı. Gerçekler ve hayaller kıskacında Arap baharının rüzgârına kapılan Türkiye, kısa zamanda yeniden gerçeklerle yüzleşmek zorunda kaldı.
            Kısacası rüyasında Mısır'ı gören Türkiye, uyanınca Suriye'yi görmeye başladı.
            Arap baharının rüzgârı hazana döndüğünde, geriye yalnızca Suriye kalmıştı. Biz hala hayallerimizi yaşatmak istiyorduk. Kaç ayda Suriye'ye girecek ve Şam'da Cuma namazı kılacaktık.
            O günlerde yazdığım bir yazıda, aynen şunları söylemiştim:
            'Suriye Ortadoğu'da hiçbir ülkeye benzemez. Biraz tarih tecrübesi olanlar, bunu rahatlıkla görebilir. Eğer Suriye'nin içini kurcalarsanız, Ortadoğu'nun sigortasını attırırsınız. Bundan da en büyük zararı Türkiye görür.'
            Esad'ı Eset yaparak izlenen politika, bugün ne hale geldi. Evet, sigorta attı, en büyük dert ve sıkıntıyla Türkiye muhatap oldu.
            Beklendiği ve hesap edildiği gibi Esad gitmedi. Ancak bölgedeki siyasi şartlar ters yüz oldu. Güneyde Kürtler kanton bölgeler oluşturdu. Türkiye'ye doğru bir koridor açılması için, arkasına Uluslararası destek almaya başladı. Bu durum Türkiye'nin boğuştuğu PKK teröründe, yeni bir gailenin ortaya çıkmasına neden oldu.
            Kobani'de yaşananların Türkiye'ye nasıl yansıdığını, hep birlikte gördük.
            Dünyanın bilumum cihatçı örgütleri geldi sınırımıza çöktü. IŞİD denilen kara bela herkesi tehdit ediyor.
            Sigorta atmaya gör, bakın hiç hesapta olmayan ne işler meydana geliyor. Bugün yalnız bizim değil, Avrupa'nın da derdi haline gelen mülteci sorunu var. Suriyeli mülteciler karşısında nasıl bir yol izleneceğini, Avrupa ülkeleri kestiremiyor.
            Türkiye bölgenin siyasi, sosyal gerçeklerini tarihin tecrübesi doğrultusunda okuyamamıştır. Çünkü Türkiye'deki siyasi yapı, daha ziyade hamasete ve popülizme dayalıdır. Hayal peşinde sürüklenirken, sigortanın atmasına hizmet ettiğinin farkına varamamıştır.
            Dünden bugüne gelip, bugünden düne dönerek şu gerçeği görmek zorundayız. Suriye'nin iç düzeninin karışmaması için en fazla gayreti Türkiye göstermeliydi.
            Türkiye, 'eğer Suriye karışırsa Ortadoğu'nun sigortası atar, bundan da en büyük sıkıntıyı ben çekerim' demeliydi.
            Avrupa'yı sarsan Suriyeli mülteci akınıyla birlikte, atan sigortanın daha büyük felakete doğru gittiğini herkes gözünü açtı. Rusya son zamanlarda, Esad yönetimine büyük destek vermeye başladı. Hem asker sayısını ve hem silah ve mühimmat sayısını arttırdı Suriye'de. Bunu da alenen dile getirdi.
            ABD, IŞİD tehdidine karşı Esad'a destek verme hazırlığında. Bazı Avrupa ülkelerinin benzer eğilimleri dikkat çekiyor.
            Bayram arifesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir günlüğüne Rusya'ya gitti ve Putinle görüştü. Bu arada 10 bin kişilik caminin açılışına katıldı. Erdoğan-Putin görüşmesinin ana konusu, şüphesiz Suriye idi.
            Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönüşünde yaptığı açıklamada şöyle bir ifade kullandı: 'Geçiş sürecinde belki Eset ile olabilir.'
             Netice itibarıyla ana aktörler, şimdi atan sigortayı yerine takmayı planlıyor. Ama nasıl?
            Türkiye için asıl dert bu noktada başlıyor. Suriye'nin güneyinde bir Kürt kanton bölgesine cevaz veriliyor. Lazkiye merkezli yeni bir Suriye devleti inşası söz konusu. Bu devletin başında Esed olacak.
            Bu yapı, elbette Türkiye'nin istediği bir yapı değildir. Geleceğe yönelik yeni dertler ve yeni sıkıntılar demektir.
            Bütün mesele Ortadoğu'daki bu sigortayı attırmamak için gerekli gayreti göstermekti.
            Malum nedenlerden dolayı, Türkiye bunu yapamadı. Şimdi sonucuna katlanıyoruz. Hem de bedel ödeyerek.
             

Bu yazı 1080 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum