Tarihinden Habersiz Bir Gördes

Gördes’in düşman işgalinden kurtuluşunun 99. yılını, anlamlı etkinliklerle kutladık. Bugüne kadar Milli Mücadele tarihimizle ilgili, çok sayıda makale ve araştırma yazısı yazdım. 99. yıl kutlamaları, kültürel ve tarihi bilgi karakteriyle öne çıktı. Geçmişteki kutlamalardan oldukça farklıydı.
            Gördes’in Milli Mücadelede önemli bir yeri var. Fakat kahırla söylemeliyim ki Gördes, bu tarihini tanıtamadı. Bunu niye söylüyorum. 1985 yılında gazetemizin ilk sayılarında, bir dizi makaleler yayınladım. Makbule Hanım bunlardan sadece birisiydi.
            Çoğu hemşerimiz, bana hep aynı soruyu sordu: Kim bu Makbule?
            Ne hüzündür; şehrin büyük bölümü, Makbule’nin şahadetinden habersizdi.
            Bu kahırla yazmaya devam ettim. Yıllar geride kaldı. Yüzlerce makale ve araştırma yazısı, arşivdeki yerini aldı. Gördes’in yazılmayan tarihini, yine Gördes’in çocukları yazdı. Kazım Germiyanoğlu’nun Yangın romanı, Yurdun Güvenen’in araştırma yazıları, bu tarihi aydınlatma yolunda büyük katkıda bulundu.
            Tarihini bilmeden, kime ne anlatabilirsin.
            Gördes’te Milli Mücadele döneminden geriye ne kalmış. Bir Şehit Makbule Meydanı ve o meydanda bir heykel ve bir caddede, Hacı Etem Büke ismi o kadar. Meydanda Makbule’yi anlatan yazı bile, çok sıradan ve gerçeklerden uzak.
            Bu şehrin fedakar çocukları, bu tarihi aydınlatacak yazılar yazacak bunca yıl, ancak vizyon adına hiçbir şey yapılmayacak. Olmaz böyle bir şey. Gördes’in Milli Mücadele tarihi, bir başka şehirde olsaydı, inanın ziyaretçi akınına uğrardı.
            Her konuda olduğu gibi, Gördes vizyonsuzluğun bedelini ödüyor. Sosyal hayatında, siyasi hayatında hep aynı acıyı çekiyor Gördes. Tabii olarak, kültürel hayatında da benzer sıkıntıya düşüyor.
            Yalnızca Makbule’nin şahadetine sığınarak, Gördes’in Milli Mücadeledeki kahramanlık hikayesi hakkıyla anlatılamaz. Elbette Makbule iftiharımızdır, gururumuzdur. Ancak bir tek Makbule’nin şahadetiyle, tarihin hükmünü veremeyiz.
            Bugün Sarıaliler ile Dereçiftlik arasında kalan ve Göncübükü olarak anılan yerde yatan bir şehidimiz var. İsmi Sarı Efe. Kaç kişi biliyor?
            Kuvayı Milliyecilerin; 1919 yılının Ağustos ayında gerçekleştirdiği Alaşehir Kongresine, Gördes delegesi olarak katılan Müftü İsmail Hakkı Efendi’den haberdar mıyız?
            Gördes’te Akıncı teşkilleri öncesinde dağlara vurup, düşmana baskın yapan Gördesli efeleri kim biliyor. Nalbant Rafet’ten, Molla Mehmet Efe’den bilgimiz var mı?
            Gördesli efelerin, silah ve mühimmat depoluğuna yapan Osman Paşa’yı kim tanıyor?
            Tarihin tozlu sayfalarında kalmış, bir büyük istihbarat mucizesine imza atmış bir kadınımız var. Onun kahramanca hikâyesini yıllar sonra ortaya çıkaran bir yazı yazdım da herkes öğrendi. O isim Cici Kelebek’tir ve Gördes’in Milli Mücadele tarihinde Makbule kadar kıymetlidir.
            Mangal yürekli ve müthiş bilgili ve aynı zaman büyük bir stratejist Hacı Ethem, Gördes’in has evladıdır. Milli Mücadelede Ankara’ya ilk parayı, Gördes onun vasıtasıyla göndermiştir. Nasıl mı? Filmlere konu olacak bir hikâyedir. O Hacı Ethem esir alınıp önce idama mahkûm olmuş, sonra cezası müebbede çevrilerek Atina’ya götürülmüştür.
            Vizyon demek, bu tarihi derleyip toparlamak demektir.
            Bir Milli Mücadele müzesi olabilir. Bir Milli Mücadele parkı olabilir. Bunların tamamını derleyip toparlayacak bir kitap olabilir. Bir sempozyum düzenlenebilir. Gördes bunları aslında hak ediyor.
            Kahrolası vizyonsuzluk yüzünden, hiç birini yapamadık bugüne kadar.
            Belediyelerin büyüğü ve küçüğü, mülki idare, Gördesli dernekler, sivil toplum kuruluşları, Gördesli yazarlar bir araya gelip, bir komite oluşturmalıdır. Söylediğim anlamda dev bir proje hazırlanmalıdır.
            Mesela mevcut Makbule Meydanı, güzel bir projeyle Milli Mücadele parkı haline getirilebilir. Tüm kahramanlarımız o parkta yerini alabilir. Şehre gelen ve giden, bu parkta Gördes’in kahramanlığını ve asaletini öğrenebilir.
            Böyle bir proje, şehrimize değer katar, kıymet katar.
            O zaman, tez elden çalışmamalara başlamak gerekir diye düşünüyorum.
            Kurtuluşun 99. yılı münasebetiyle şehitlerimize ve tüm kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, manevi hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum..