Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Turpun Harman Olduğu Zaman

27 Temmuz 2023 - 20:03 - Güncelleme: 27 Temmuz 2023 - 20:04

Özellikle son 5 yıldır, ülke ekonomisinin durumuyla ilgili çok sayıda yazı kaleme aldım. Şöyle geriye dönüp bakıyorum, neler yazmamışız neler. O günlerdeki kötü gidişin, bir gün bugünlere geleceğini söylemişiz. Bu bir akıl danelik ya da kehanet elbette değil. Ekonomi rakamdır, hesaptır, kitaptır.
            Her kim ki buna riayet etmez, ekonomi cezalandırır.
            26 Nisan 2023 tarihli yazımın başlığı aynen şöyleydi: “Turpun Harman Olduğu Yer.”
            Yine ekonomi, yine benzer dertleri sıralamışım.
            Ve yazının sonunda, şu tespitleri yapmışım:
            “…Siz asıl seçim sonrası yaşanacaklara hazır olun. Seçimi kim kazanırsa kazansın, esas hikâye seçimden sonra yaşanacak. Zor ve güçlükler için, güzel bir deyim var halk lisanında: ‘Turpun Harman Olduğu Yer.’
            Turpun harman olduğu yer belli. Ya zamanı? Şunun şurasında ne kaldı? Toplum olarak; turpun harman olduğu zamanı, seçimden sonra yaşayacağız.”
            Eee tabii olarak, kısa sürede yaşamaya başladık. Zam yağmuru değil, bombardımanı var. Akaryakıt 40TL duvarına göz kırpıyor. İğneden ipliğe her şey zamlanıyor. Vergiler katlanıyor.
            Neden, niçin, nasıl böyle oluyor diyeceksiniz?
            5 yıldır yazılıyor, çiziliyor, hatırlatılıyor, uyarılıyor kar etmiyor.
            Yurtiçi ve yurt dışındaki ünlü ekonomistler söylüyor, bir işe yaramıyor.
            Ehh hasbelkader ekonomiyle ilgileniyorum, tüm rakamları takip ediyorum. Bu daha başlangıç, ilerleyen günlerde, bugünleri ararız diye düşünüyorum.
            Deyin ki nasıl bir noktadayız?
            Mesele iktidar, muhalefet meselesi olmaktan çıkmıştır. Mesele ülke meselesidir. Herkes işi gücü bırakmış, benim maaşım ne kadar oldu, ne kadar zam geldi derdine düşmüş. Emekliler cenneti haline getirilen bir ülkenin, Sosyal Güvenlik Kurumu emekli olmak üzere, acaba kaç kişi farkında.
            Bu hoyratlığa, Sultan Süleyman’ın hazinesi olsa inanın yetmez.
            Bütçe açık, cari açık, merkezi idarenin borç stoku dağlar gibi.
            Netice itibarıyla, fatura kime çıkacak? Elbette vatandaşa. Dar ve orta gelir gurubu, yıkılan duvarın altında kalmış gibi olacak.
            Benim anlamadığım bir garip durum var. Ekonomi bu halde, hala siyasi savrulmalar var. Anlaşılacak gibi değil. Mazot 40TL sınırına dayanmış, enflasyonu ha bire körüklüyor. Körüklerken, parti ayırımı mı yapıyor?
            Bu işlerden anlıyoruz, eh birazda gazeteciyiz diye, ne sorular geliyor bana. Muhalefetteki vatandaş iktidarı suçlarken, iktidardaki vatandaş mazeret getirmeye çalışıyor. Peki, işin tabiatı değişiyor mu? Değişmiyor. Yaşananları, gerçekleri anlatıyorsun, anlamak istemiyor.
            Bir vatandaş, hafta içinde yanıma geldi. İktidar yanlısı bir dostum. Akaryakıt zamları karşısında, şaşkın ve sıkıntılı. Buna rağmen toz kondurmak istemiyor. Ne söyleyeyim? Ne rakamdan anlar, ne göstergelere dikkat eder.
            Anlayacağı bir dilden anlatayım, rahatlasın istedim. Başladım anlatmaya:
            “Biliyorsun, yakın zamanda Gabar dağında petrol çıktı. Gürül gürül akıyor. Bu petrol, dünyanın en kaliteli petrolüymüş. Mazot ve benzini de öyleymiş. Yakıt yönüyle müthiş bir tasarruf sağlıyormuş. Başta Amerikalılar olmak üzere, Araplar bile bu petrole talip olmuş.
            Verir mi bizimkiler. Dünyanın en kaliteli petrolünü kullanıyorsak, fiyatı da elbette yerinde olacak. Belki 40TL’ye mazot alacaksın amma traktöründe yakıt tasarrufuna kavuşacaksın. Netice itibarıyla aynı kapıya çıkacak. Sen çığırtkanların sözlerine itibar etme.”
            Can kulağı ile dinledi ve ‘oh bee’ dedi.
            An itibarıyla; sadece ekonomimiz bozuk değil. Toplumsal anlayışımız, meseleleri idrak edişimiz sonuna kadar arızalı.
            Acaba önce hangisini düzeltmeye çalışmalı?

Bu yazı 522 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum