Son iki ay içerisinde, toplum olarak öylesine yorulduk. Ekonomi konuşmaktan, rakamlara kafa yormaktan, yorum dinlemekten bitap düştük. Ne nedir; ne, ne değildir ayırt etmek mümkün olmadı.
Anlasan ne olacak, anlamasan ne olacak. Yaşanan bir hayat var ve o hayatın içinde rakamların acımasızlığı var. Hesaba kitaba uymayan işler ve uygulamalar var. Bin yorum bir para hükmünde, çarşı pazar ve dahi piyasa, farklı şeyler söylüyor.
Sıkıntılar Kasım ayı itibarıyla başladı. Faiz sebep, enflasyon sonuç denildi. Birbiri ardınca, faiz indirimi geldi. Her gelişinde, doları fırlattı. Bir gecede 18’e zıpladı, bir sabahta 11’e indi. Netice itibarıyla birileri indi, birileri bindi. Olan küçük yatırımcıya oldu, resmi açıklamayla, o küçük yatırımcı çakıldı.
Derken asgari ücreti, emekli aylığı, memur zammını konuşmaya başladık. Milyonların kulağı, yapılacak açıklamalara çevrildi. Asgari ücrete %50 zam yapıldı ve memnuniyet yarattı ilk planda. Diğerleri için enflasyon rakamları beklendi.
Yıllık enflasyon %36 olarak açıklandı. Bu rakam, 2001 yılının bile üstünde bir rakamdı. Yeni yılda emekliler, ancak enflasyon farkı kadar zam alabilecekler. Memur maaşlarına, ancak 2,5’luk bir fark verildi.
Bütün bu rakamların, yeni yılla birlikte bir hükmü kalmadı. Enflasyon rakamını yükseltmemek adına, zamlar yılbaşından itibaren yağmaya başladı. Elektrik, doğalgaz, akaryakıtta yapılan zamlar baş döndürücüydü.
Geçim zorlaşmaya başladı haliyle. Ama hala anlayamadığımız rakamlar var.
Faiz sebep, enflasyon sonuç ise; faizler düşürülmesine rağmen, enflasyondaki %36 ne?
Üretici fiyat endeksi (ÜFE) %79 olarak açıklandı. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) %36 nasıl oluyor. Üretirken enflasyon %79, tüketirken %36. Bunu anlamak mümkün değil. Anlayan varsa, biz de anlayalım.
Hayatın içindeki enflasyon, bu rakamın kaç katı. Gıda enflasyonu, tarım enflasyonu, imalat enflasyonu kaçtır halk yaşıyor.
Faizleri indirip döviz yükselirken, dediler ki Çin modeline geçiyoruz. Günlerce bize bunu anlattılar. İktidar yanlısı medya, günlerce bunu konuşup, bunu tartışmaya açtı.
Tabii döviz yükselince, bir başka modele geçildi ve Çin modelinin pabucu dama atıldı. Yeni bir ürün servis edildi. Dövize endeksli mevduat devreye sokuldu. Peki, bu modelin adı neydi. Onu da Maliye ve Hazine Bakanımız Nebati söyledi: “Gözlerimin içine bak modeli”
İşin gerçek tarafı şu: Enflasyon gittikçe azgınlaşıyor ve hiper enflasyona doğru yol alıyor. Bu durum halkın geçimini zorlaştırıyor, piyasaları sıkıntıya sokuyor.
Neden, niçin sorularının cevabını, halk değil idareciler vermek zorunda elbette. İstediğin kadar mazeret göster, yaşanan sıkıntıya çare olmuyor.
Geçen yılın son iki ayında, toplum olarak oldukça yorulduk. Gelişmeler 2022’de daha çok yorulacağımızı ve bunalacağımızı gösteriyor. Yorulduk ey halkım demekten başka, bir laf söylemek mümkün gözükmüyor.
YORUMLAR