Bu haftaki köşe yazımda, cumhuriyet tarihimizin önemli bir kesimini doğrudan tecrübe etmiş önemli devlet insanlarından olan İhsan Sabri Çağlayangil’in kendi ağzından kaleme almış olduğu otobiyografi eserinin incelemesini gerçekleştirdim.
Türkiye’nin 1960-1980li yıllarını siyaset sahnesinde bizzat tecrübe etmiş nadir siyasetçi ve bürokratlardan olan İhsan Sabri Çağlayangil’in anıları kendi kaleminden hazırlanarak eser haline getirilmiştir.
Eser, Adnan Menderes’in idam dönemine ilişkin yorumları, 70’li yıllardaki cuntanın durumunu ve Kıbrıs sorununun 60’lı yıllardan itibaren gelişimini detaylıca anlatmıştır. 80’li yıllarda yine askeri darbeler ile yüzleşen Türkiye’nin durumuna ilişkin önemli değerlendirmelerin yer aldığı eserde, Türkiye’nin son 50 yılına dair çok önemli anekdotlar bulunmaktadır.
Çağlayangil’in siyasi duruşuna gelinecek olursa, bazı konularda tarafsız kalmak adına pasif davranmayı göze almış ve bu konuda hatalı davrandığı dönemler de olmuştur. Bunun yanında, döneminin şartlarında birçok hükümet ile belirli mesafelerde çalışma tecrübesi edinebilmiş bir siyasetçi olduğu da belirtilmelidir. Yeri geldiğinde İsmet İnönü’yle yeri geldiğinde de Adnan Menderes’le ters düşmekten çekinmeyen İSÇ (Bundan sonra alıntılarda da bu kısaltmayla anılacaktır.) siyasette eski toprakların çok iyi bildiği ama net bir tarafı olmadığı için vitrinde gözükemeyen siyasetçilerden birisi olarak adlandırılabilir. Bir diğer deyişle, taraf olmayanın bertaraf olacağının da somut örneklerinden birisi olarak telakki edilebilir.
Siyaset hayatında İsmet İnönü, Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi siyasilerle birebir çalışma şansı olmuştur. Hatta bürokrasi kariyerinin ilk aşamalarında Atatürk’ün son dönemlerinde de görev yapma şansı bulabilmiş bir şahsiyet olarak değerli anılarından faydalanmak ve ders çıkarmak gerekmektedir. Adnan Menderes ve İsmet İnönü dönemlerinde bürokrasi görevlerinde de bulunan Çağlayangil, Adnan Menderes’in hararetli yapısından özellikle bahsetmektedir. İsmet İnönü’nün ise, özellikle Atatürk sonrasındaki hakimiyetini pekiştirmek için despot yöntemlerinden sıkça şikayet etmektedir.
Eserinde mütemadiyen övdüğü en önemli şahsiyetlerden birisi olarak ise, Süleyman Demirel’in olduğunu söylemek gerekmektedir. Sakin ve tutarlı davranışlarından etkilendiğini sürekli ifade eden İSÇ, Demirel’i tam bir devlet adamı olarak gördüğünü en küçük fırsatta dile getirmiştir. Bunun yanında, Turgut Özal’a ilişkin çok fazla hatırasından bahsetmemiş ve kitabında kendisine fazla yer vermemiştir. Belki de, Özal - Demirel çekişmesinin yaşandığı dönemlerde kendi tarafını gösterme iradesini buradan çıkarmamız mümkün olabilir.
Askeri cunta yönetimlerinin olduğu dönemlerde de birtakım bürokrasi görevlerini icra eden Çağlayangil’in özellikle Celal Bayar ile kariyerinin ilk yıllarında birçok anısı bulunmaktadır. Askeri vesayetin Türkiye’de yerleşimini gerçekleştirdiği dönemlerde ülkemizin askerlere olan bakış açısını görebilmek adına önemli anekdotlardan bahsedilmiştir.
Yine Atatürk döneminin sonlarına yakın yaşanan Seyit Rıza ayaklanması süreçlerine ilişkin anekdotlar da, olayların belirli kısımlarında doğrudan bulunmuş olan Çağlayangil tarafından anlatılmıştır. Seyit Rıza ekiplerinin karakol baskını sonrası şehit olan 33 asker ve akabinde Atatürk’ün talimatı ile bölgeye asker sevk edildiği ifade edilmiştir. Süreçte devletin sert tedbirler ile ayaklanmanın ilerleyişini kırdığı anlatılmıştır. Bir süre sonra Seyit Rıza’nın da aralarında bulunduğu yönetici kadrosunun tutuklanması ve idam süreçleri doğrudan anlatılmıştır. Seyit Rıza’nın idamı gerçekleşmeden önce köprü açılışına gelecek olan Atatürk’ün, bölge halkının tepkisi ve talepleri ile karşı karşıya kalmamak için idam sürecini açılış gününden öncesine çekerek hafta sonu idamı tertip etmesi, emri bizzat alan Çağlayangil tarafından anlatılmıştır. Seyit Rıza’nın idam sehpasına giderken görüştüğü son kişilerden birisinin de yine İSÇ olduğunu ifade etmek gerekmektedir. İSÇ ile arasında bu anlarda yaşadıkları diyaloglar alıntılar bölümünde detaylıca bahsedilmiştir.
Yine 80 darbesine de özel bir yer ayıran İSÇ, bu dönemde yaşananlar ile bürokratların bütün siyasiler gitse de yerlerinin sağlamlaştığını düşünmeleri sebebiyle, devlet erkanında nüfuzlarının ekstra arttığı bir dönem olduğuna dikkat çekmeyi ihmal etmemiştir. Yazarın, darbelerle ilgili olarak ortak kanısının ise, her darbenin dolaylı ya da doğrudan şekilde CIA imzası ile gerçekleştiğine ilişkin tespitlerinin kesinlikle incelemeye değer olduğu ifade edilmelidir. Konuya ilişkin anılar, alıntılar bölümünde detaylı olarak görülebilecektir. Dolayısıyla, ülkemizde özellikle askeri vesayetin 60lı yıllarda NATO eliyle desteklenerek güçlenmesi akabinde, ülke siyasetine müdahalelerin dış istihbaratların askeriye üzerinden hamleleri ile gerçekleştiğini söylemek bugün geldiğimiz süreçte malumun ilanı olmaktan başka bir nitelik ihtiva etmemektedir. Ancak kitabın yazıldığı dönem dikkate alındığında bu anlatımların ne kadar önem arz ettiği aşikardır.
Önemli çıkarımlarına ek olarak, nüktedan bir mizaca sahip olan Çağlayangil’in alıntılar bölümünde de görüleceği üzere, birçok latifeli anlatımı ile çevresindekilere kıssadan hisse yöntemini tercih ederek vermek istediği mesajları onları güldürmeyi de başararak iletmiş olduğu anlaşılacaktır.
Sonuç olarak, Çağlayangil’i siyasetle ilgilenen ve cumhuriyet tarihimize ilgi duyan herkesin okuması gerekmekte olup, kendisinin görüşlerine her zaman katılmak mümkün olmasa da, çalıştığı dönemlerin şartlarını ve yaşananları hatırlamak için söz konusu eseri, kesinlikle okunması gereken kitaplardan birisi olarak değerlendirmek gerekir. Bu yönüyle yalnızca siyasete ilgili olanlar değil, yakın Türkiye tarihiyle ilgilenenlerin de kesinlikle incelemesi gereken kitaplardan birisi olarak belirtmek gerekmektedir.
Eserin seçilmiş alıntı ve 5 kriter üzerinden gerçekleştirilen detaylı değerlendirmesine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Ayrıca 200’den fazla yazıdan oluşan blog sitemi inceleyebilirsiniz. ( https://www.kirmizicantaliavukat.net/post/çağlayangi-l-i-n-anilari-i-hsan-sabri-çağlayangi-l )
Köşe Yazımda bahsedilmiş olan hususlara ilişkin kısımlar:
“KADER BİZİ UNA DEĞİL ÜNE İTTİ”
ÇAĞLAYANGİL’İN ANILARI
Yayınevi: Bilgi Yayınları
Baskı: 1. Baskı – Haziran 2007
kitaptan esinlenilerek düzenlenmiştir.
YORUMLAR