Av.Ahmet ÖZDEMİR

Av.Ahmet ÖZDEMİR

kirmizicantaliavukat@gmail.com

Siyonizm Dosyası-Roger Garaudy

03 Mayıs 2024 - 08:12 - Güncelleme: 03 Mayıs 2024 - 08:13

İsrail’in Gazze’ye olan amansız ve insanlık dışı saldırıları, birçoğumuzun bildiği gibi son 80 yıldır aralıklı olarak devam ediyor. 7 Ekim ile başlayan son saldırı ise, 21. Yüzyılın en büyük soykırım eylemi olarak bütün dünyanın gözü önünde hala devam ediyor. Bu haftaki köşe yazımda, Gazze ve Filistin’de yaklaşık 100 yıldır devam eden Siyonizm hareketinin perde arkasını gösteren Roger Garaudy’nin eserini anlatmak istedim.
            Küçüklüğünde dinsiz bir aileye mensup olmasına karşın yazar Roger Garaudy, erken yaşlarında ilk başta Hıristiyanlığı seçmiştir. İlerleyen yaşlarda ise Müslüman olan ünlü düşünür ve filozofun incelemeye konu olan 1983 yılında yayınlanmış eserinde, günümüzde hedefi çok açık olsa da o zamanki tarihsel belgelerin ışığında Siyonist ilerleyişin doğuşu konu edilmiştir. 
            1897 yılında Dünya Siyonist Örgütü’nün kurulması ile Theodor Herzl tarafından ilk kez resmi olarak yayınlanan Siyonist bir Yahudi Devleti’nin kurulmasına ilişkin taslaklar Yahudi Devleti eserinde detaylı olarak incelenmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması sonrasında Arap Devletlerinin parçalanmasından yararlanılarak hızlı bir süreç içinde BOP hayata geçirilmeye başlanmıştır. Bu sürecin başlarında öncelikle Herzl’in tasarılarına ve planlarına değinen yazar, Theodor Herzl’in esasında herhangi bir dine ait olmayan emperyalist ruhlu bir insan olduğunu belirtmektedir. Bu düşünce yapısına uygun olarak Siyonizm’in dinsel ve ırksal bir emperyalist anlayışın mahsulü olduğundan bahsedilmektedir.
            Yahudi devletin kurulması için birçok ülke toprağı gündem olmuşsa da, Siyonistler en son Filistin’de karar kılmıştır. Siyonist Örgütün özellikle 1800lü yılların ortasından itibaren, bu konuda bir arayışta olduğu görülmektedir. 1900lü yılların başında Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması öncesine kadar birçok resmi hedeflerine ulaşamadıkları, o dönem Filistin’deki toprakların yalnızca %2,5’ini elde tutmalarından açıkça anlaşılmaktadır. Osmanlının yıkılışı sürecinden sonra bölgede İngiliz mandasının hüküm sürmesi, Yahudileri hedeflerine giden yolda daha da cesaretlendirmiştir.
İngilizlerin teşviki ile birçok alanda gerek maddi, gerek silahlanma yönünde desteklendikleri kitaptan anlaşılmaktadır. Bunun en somut örneği ise, 1917’de yayınlanan Balfour Deklarasyonu’dur. Bu deklarasyon sonrasındaki faaliyetler ile bölgede güç kazanmaya başlayan Yahudi terör örgütleri, İkinci Dünya Savaşının dünyada meydana getirdiği otorite boşluğundan yararlanarak hem İngilizleri bölgeyi terk etme konusunda ikna etmiş hem de kendi örgütleri vasıtasıyla bazı bölgeleri zapt ederek kendi ülkelerini kurma gayelerini gerçekleştirmiştir. ABD’deki Siyonist destekli yönetim ile İngilizlerin Arap Yarımadasında çıkarlarına uygun olarak telakki ettiği İsrail Devleti, en hızlı tanınan ülkelerden birisi olmuştur.
       İkinci Dünya Savaşı sonrasında Filistin’in yaklaşık %35’ini ele geçiren Yahudiler, topraklarını hızlı bir şekilde genişletme çalışmalarına devam etmişlerdir. Bu minvalde; öncelikle, 1950 ve 60’lı yıllarda yapılan operasyonların ve köy baskınları neticesindeki insanlık dışı uygulamaların uluslararası toplum tarafından görmezden gelinmesi yazarın eserinde alıntılamış olduğu “Doğruyu güçlü kılamayanlar güce, doğru dediler” ifadesini adeta doğrular mahiyettedir. Kimi zaman batı medyası İsrail’i kınamaktan geri durmasa da gösterilen tepkilerin her zaman sözde olması, İsrail’in bilinçli ya da bilinçsiz olarak desteklendiği imajını hala devam ettirmektedir.
60’lı yıllardaki işgal ve el koyma dönemlerinin akabinde, söz konusu süreç 80’lere doğru da aynı şekilde devam etmiştir. İsrail sürekli topraklarını genişletme gayesi gütmekte ve hedefinin yalnızca  Filistinle sınırlı olmadığı artık herkes tarafından bilinmektedir. Bunu açıkça dile getirmekte birçok Siyonist yönetici açık sözlü davranmaktadır. Kitabın yayınlandığı yılın öncesinde İsrail’in fiili ve resmi olarak kontrol altında tuttuğu Filistin toprağı, ülkenin %93’üne tekabül etmektedir. Yazar bu kitabı, 80li yıllarda ilk yayınladığında kitabı birçok ülkede yasaklanmış ve antisemitist birisi olarak dünya kamuoyunda dışlanmaya çalışılmıştır.
       Günümüze gelecek olursak, İsrail 7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşen ve Hamas’ı dünyaya terör örgütü olarak lanse etmeye çalıştığı göstermelik bir saldırıyla uzun zamandır planlamış olduğu Gazze’nin tamamını ele geçirme planını yürürlüğe koyma şansına sahip olmuştur. Çatışmalar hala devam ederken, ünlü Siyonistlerin 1900lü yılların başından beri paylaşılan günlüklerindeki işkence ve soykırım suçlarının hala aynı yoğunlukta devam ettiği açıkça görülmektedir. Dünya ABD’nin alenen, batının ise zımnen desteklediği İsrail’e karşı, gizli operasyonlar dışında açık bir tepkiyi koymaktan aciz gözükmektedir.
       Ülkemiz ise, olaylara ne kadar uzak gözükse de, esasında en başından beri olayların o kadar odağında yer alıyor. Bulunduğumuz coğrafya ve BOP’un hedefi dikkat edildiğinde asıl amacın gerçekleşmesi için Akdeniz’de Kıbrıs’ın ele geçirilip Güneydoğu Anadolu’nun önce İsrail güdümlü terör örgütlerine, ardından ise doğrudan İsrail’e tabi kılınması olduğu açıkça fark edilebilir. Yahudiler, bu ideallerini açıkça dile getirme konusunda 100 yılı aşkın bir süredir oldukça açık sözlü olsalar da, hem ülkemizde hem de uluslararası toplumda hala bu amaçları bilinmiyormuş gibi bir yaklaşımın süregeldiği de gözlerden kaçmıyor.
Gazze’nin düşmesi halinde Suriye’deki hedeflerimizin gerçekleşmesi konusunda oldukça zaman kaybedeceğimiz aşikar. O yüzden Gazze, özellikle bizim için önceki çatışmalardan farklı olarak oldukça önem arz ediyor. Ortadoğu'nun makus talihinin bir süre daha bu şekilde devam edeceği, bölgede tartışmasız bir öncü ülkenin tanınması halinde batıya karşı bir direnişin karşılığının alınabileceğinin de belirtilmesi gerekiyor. Bu öncünün de, 100 yıl önce olduğu gibi yine Osmanlının varisinin olması gerektiği hepimizin malumu…
Sonuç olarak eser, Orta Doğu ve Yahudi tarihine ilgili olan okuyucular için kesinlikle incelenmesi gereken kitaplardan birisi olduğunu açıkça gösteriyor. Hem ülkemizin yakın tarihindeki önemini, hem de günümüzdeki kritik konumunu göstermesi bakımından önemli bir emsal teşkil ediyor.
            Esere ilişkin alıntılarıma ve değerlendirmeme internet sitemin ( https://www.kirmizicantaliavukat.net/post/si-yoni-zm-dosyasi-roger-garaudy ) linkinden ulaşabilirsiniz. İyi okumalar.

Bu yazı 391 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 1 Yorum