Fatma : (Sahnede dolaşarak anlatır) Kız kim bilir bu kaçıncı anlatışım olacak. Ama büyüklerimizden dinleyip öğrendiğimiz bu öyküyü her defasında severek, isteyerek anlatıyorum… Bak tam yılını söylüyorum. 1970 yılı sonunda Gördes’e 25 yaşında genç bir kaymakam gelir. Mustafa Sokullu!.. Gelir gelmez kaymakamlık odasının kapısını halka ardına kadar açar. Ağa ve eşrafın, yerel politikacıların aracılığına son verir. Kaymakam her daim halkın kahvesinde, halkın dükkânında; köyde, kentte halkın yanındadır.
Mustafa Sokullu günlük 6-7 liralık halı ücretini az bulur. Ücretleri yükseltmek için halı dokuyan kadınlarla toplantılar yapar, onları örgütler. “Gördes ve Yöresi Dokuma İşçileri Sendikası” (GÖR-DOK)’u kurar. Bunun yanında halı dokuyanların kooperatif yoluyla halıyı kendileri için dokumalarını öngörür. Öğretmen ve memurlar için bir lokal açar. Kamyoncular ve nakliyecileri bir kooperatifte toplar. Karda kışta köy köy dolaşır. Ortaya Kobaklar, Yakaköy, Şıhyayla, Dutluca, Salur köyleri kooperatifleri çıkar… (Ayşe’ye döner) Ayşe gel. Nasıl olsa her şey ezberinde… Gel, Kobaklar Köyü kooperatifini sen anlat.
Ayşe : (Sahnede, gezinerek, dolaşarak anlatır) Kobaklar Köyü Kooperatifi 30 ortakla kurulur. Her biri 500’er lira koyar. Halı malzemelerini peşin parayla toptan Demirci tüccarından ucuza alırlar. Halıları kooperatif ortakları dokur. Halı yevmiyesini 6 liradan 12 liraya çıkarırlar. Kooperatif işlerinde ve taşıma ticaretinde kullanmak için bir kamyon alırlar. Köye manifatura ve bakkaliye mağazası açarlar. Bütün bunları 6 ayda yaparlar ve halı yevmiyelerinin dışında 6 ayda 30 bin lira kazanırlar. Kobaklar çevre köylere örnek olur. Bunun üzerine halı tüccarları kooperatifleri yıkmak amacıyla halı gündeliklerini 14 liraya çıkarırlar. Böylece halı dokuyucu kadınlar yüksek ücret veren tüccara gidecek, hesaplarına göre kooperatifler halı dokuyucu bulamayacaklar. Ancak hesapları tutmaz, geri teper.
Elif : (Ayşe’ye) Ayşe Abla, izin verir misin sonrasını ben anlatayım.
Ayşe : Tabii Elifciğim, iyi olur. Hadi gel anlat…
Elif : (Sahnede gezinerek, dolaşarak anlatır) Başta dönemin belediye başkanı, yerel politikacılar, halı ve tütün tüccarları Sokullu hakkında asılsız şikâyetlerde bulunurlar. Bu hikâye uzun bir hikâyedir. Ablalarım çok kısa kesti. Ben de fazla uzatmayacağım. Sokullu üç müfettişlik soruşturması geçirdi; köyden kentten Gördes’in bütün halı dokuyucu kadınları müfettişe başvurup tanıklık yaptılar ve Sokullu bütün soruşturmalardan yüzünün akıyla çıktı. Ancak devir 12 Mart devriydi; Sokullu önce askere alındı, sonra başka yerlere atandı ve sonunda kaymakamlıktan istifa etmek zorunda kaldı. Kooperatiflerin hepsini de dağıtıp yok ettiler.
Kaymakam Mustafa Sokullu (Asker Mustafa)
(Elif, Ayşe, Fatma halı tezgâhına otururlar. Ancak hiç biri halı dokumak istemez. Birkaç hareketle halı dokur gibi yapsalar da bırakırlar, konuşmaksızın birbirlerine bakarak beklemektedirler… Bu sırada Sunucu sahneye girer. Sahnenin önüne gelir, seyircilere dönerek, gereğinde sahnede dolaşarak, halı dokuyucu kadınları göstererek anlatmaya başlar:)
Sunucu: Sayın seyirciler, şimdi geldi sıra, sizlere Gördes kızı Şehit Makbule Hanımı anlatmaya. (Göstererek) Bakın halı dokuyucu oyuncularımız da canları sıkkın oturuyorlar. Ne halı dokuyorlar, ne de konuşuyorlar. Yani onlar da aynı sizler gibi bir şeyler beklemekte…
Oyunumuz baştan sona bir kadın oyunu, oyuncularımızın hepsi kadın. Anlatılan kadınların durumu, kadınların yaşamı, kadınların sorunları, kadınların yetenekleri, becerileri… Böyle bir kadın oyununda Gördes’imizin medarı iftiharı, kıvancı, onuru, sevgilisi, kahramanı Şehit Makbule Hanımı hatırlamamak, anmamak, yaşatmamak olur mu?!.. İşte huzurlarınızda Gördes kızı Şehit Makbule Hanım!!!...
YORUMLAR