Av.Cenap GÜVEN

Av.Cenap GÜVEN

cenapguven41@gmail.com

Turist Ramazan-I

17 Haziran 2022 - 15:48 - Güncelleme: 17 Haziran 2022 - 15:49

AMERİKALI BİR TURİST KARI KOCANIN GÖRDES’TEKİ MACERALARINI ANLATAN TEK PERDELİK BİR OYUNDUR
                        1.SAHNE (İSTANBUL’DA BİR EVİN SALONU)
Yer                  : Bir evin oturma odası/salonu.  Birkaç koltuk, sandalye, sehpa, masa, masada bilgisayar
Kişiler            : Ramazan (30 yaşlarında)
                          Güllü (30 yaşlarında)                        
Açıklama       : (Ramazan ve Güllü yeni evlenmişlerdir. İstanbul’daki evlerinin oturma odasında gazete, kitap karıştırarak, oturarak, dolaşarak, birbirlerine takılarak konuşurlar.)

Güllü              : Yani Ramazan, evleneli nerdeyse 2 yıl olacak, iş peşinde koşup koşuşturmaktan bir yere gidemez olduk. Oysa nişanlıyken ne güzel gezip tozuyorduk.
Ramazan       : Valla doğru söylüyorsun kız! Yani yurtiçinde fellik fellik dolaşmıştık. Eh, yurtdışında da birkaç yere gitmiştik ya…
Güllü              : Evlilik bize yaramadı Ramazan; keşke evlenmeseydik de orası senin, burası benim dolaşıp dursaydık. Evlendik; yok gelecek kaygısı, yok çocuk kaygısı, para biriktirme, tasarruf kaygısı falan derken işten başka bir şey düşünemez olduk. Ben bu yıl her şeye boş verip kısa da olsa, şöyle üç beş günlüğüne tatile gidelim, diyorum.
Ramazan       : Gidelim bi tanem. Bak bakalım gazetelere, Roma mı olur, daha ucuza gelir diye Balkanlar mı olur, kampanyalı bir yere gidelim işte…
Güllü              : Deli olma. Bizim yurtdışına çıkacak paramız mı var? Şöyle ucuzundan yurtiçi yakın bir yerlere gidelim.
Ramazan       : Doğru dersin. Ben de yurtdışını laf olsun diye söyledim işte. Yine kadın kısmının feraseti bir başka oluyor. Tamam, yurtiçi gidelim de yakın uzak deme bir; sizin köye, bizim köye; analarımızın, babamızın köylerine deme iki…
Güllü              : Ay şuna bak! Ne işim var benim köyde?... Sana tatil diyorum, tatil!.. Ne işimiz var, anamızın babamızın köylerinde!..
Ramazan       : Tamam, tamam anladık. Bak şimdi sana bir yer söyleyeceğim, şahane bir yer… Sen de bilirsin canım, halısı ve ayvası meşhur, Manisa’nın ilçesi. Yine bilirsin halkı çok konukseverdir, turizme yeni yeni açılıyor. Anladın değil mi; Gördes… Hani salona şöyle güzel bir halı alalım, diyorduk ya. Ben de iki gün önce internette dolaşıp bize uygun bir halı ararken Gördes’te Ünal Halıcılık sitesine rastladım. Aman ne halılar, ne halılar. Fiyatları da uygun. Beni bir Gördes merakı sardı. İnternetten Gördes’i tarihiyle, coğrafyasıyla, meşhur ürünleriyle, her şeyiyle; ıcığına cıcığına araştırıp inceledim. Bak…
Güllü              : (Ramazan’ın sözünü keserek) Asıl sen bak sen! Beyimiz tatil için internetin altını üstüne getirmiş de bizim haberimiz olmamış.
Ramazan       : Dur yahu, dün bir, bugün iki… Bu sabah tam söylüyordum, sen konuyu benden önce açtın. (Masaya gider, bilgisayarı açar) Gel bak sana Gördes halılarını göstereyim.
(Güllü masaya gider, bilgisayarın karşısına yan yana otururlar. İkisi bilgisayara bakarak, bilgisayarı tıklayarak, konudan konuya geçerek konuşurlar. Bir süre konuşmaları duymaksızın izleriz. Sonra…)   
Güllü              : Şu halı mı?
Ramazan       : O değil, Şu halı işte; Kız Gördes… Şu renklerin, şu armoninin güzelliğine bak. Bak şu da Elmalı Halı… Taraklı Halı var, Gördes Seccadesi var. Hele bir Güllü Halı var ki bakmaya doyamazsın… Bak işte şu halı…
Güllü              : Ay bu ne güzellik! Muhteşem! Ben bu halıdan isterim.
Ramazan       : Alırız tabii. Hatta ben, üç beş Gördes halısı alıp burada satarız diye de düşünüyorum.
Güllü              : Neden olmasın? Halısını, ayvasını biliyorum da başka neyi meşhur Gördes’in?
Ramazan       : Öyle bir ayva ki, odaya bir tane ayva koy; bütün odayı mis gibi bir ayva kokusu sarsın. Reçeli; tadıyla, kokusuyla, rengiyle benzersizdir. Artık Gördes’in suyundan, havasından mıdır, fidesinin cinsinden midir nedir, başka hiçbir ayvaya benzemez. Ayva için, tanrıların meyvesidir, derler ya, işte bu ayva Gördes ayvasıdır.
Güllü              : Başka, başka?..
Ramazan       : Güveci meşhurdur. Güveci, kâğıt kebabı, gelin kız helvası, tahinli pidesi, keçi peyniri…
Güllü              : Daha, daha?.. 
Ramazan       : Dahası; kirazı, cevizi, bademi; dağlarda kekik, nane, çeşitli otları… Daha ne olsun? Ama en meşhurunu en sona sakladım. Sen de bilirsin Gördes Düğümü. Halı dokunurken düğüm atılır ya, Dünyada iki çeşit halı düğümü vardır. İran Düğümü ve Gördes Düğümü… Gördes Düğümü’nün bir adı da Türk Düğümü… Düşün, bir kent, bir kasaba bütün dünya halıcılığına adını veriyor, daha ne olsun?..
Güllü              : Bakıyorum, sen iyice Gördes hayranı olmuşsun.
Ramazan       : Oldum gerçekten. Hele sana bir de tarihini anlatsam…
Güllü              : Ne varmış tarihinde? Anlat bakalım.
Ramazan       : Önce, Makbule Hanımı söyleyeyim. Duymuşsundur, Kurtuluş Savaşı’mızın ünlü kadın kahramanı. Yine Kurtuluş Savaşı’nda Çerkez Etem çetesinden Halil Efe ile evlenmiş, çetecilerle birlikte bütün çarpışmalara katılmıştır. Çok zaman da çete mensuplarının yılgınlığa düştüğü durumlarda ileriye atılarak onları ateşlemesini bilmiştir. Bu çarpışmaların birinde, henüz 20 yaşında şehit olmuştur. Gördes’in en büyük meydanında atı üstünde muazzam bir heykeli vardır. Demirci’de de bir heykeli vardır. Yine Gördes, Demirci, Sındırgı, Manisa’da birçok okula, kuruma, parka adı verilmiştir.
Güllü              : Allah rahmet eylesin. Bugünlere gelmemizi onlara borçluyuz. Başka?
                                                                                                                       Devamı Haftaya

Bu yazı 570 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum