Yeni bir başlangıç, yeni heyecanlar, yeni umutlar... 2015-2016 Eğitim ve Öğretim yılı iki hafta gecikmeli de olsa 28 Eylül 2015 tarihinde okulların açılmasıyla başladı. 12 Haziran 2014 tarihinde kapanan okullar yaklaşık uzun bir tatilden sonra yeniden açıldı.
Doğu ve Güneydoğu illerimizde terör saldırılarının devam ettiği bir süreçte yeni sezona başladık. Tüm bu sıkıntılara rağmen yeni eğitim sezonunun tüm öğretmenlerimize ve öğrencilerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Ayrıca herkesin başarılı bir yıl geçirmesini temenni ediyorum.
Eğitim insan hayatındaki önemli süreçlerden biridir. İnsanoğlu hayatta elde ettiği imkanları ve başarıları eğitime borçludur. Eğitim sayesinde insanlar meslek sahibi olurlar. Ve bu meslekleri ile maddi açıdan geçimini sağlarlar, ruhsal açıdan da rahat bir hayat yaşarlar. İyi bir eğitim insanın yaşam standardını yükseltir. Hayattaki çeşitli olaylar arasındaki hakikatleri, bağlantıları ve ilkeleri öğrenmesini sağlar.
İnsan için olmazsa olmaz bir süreç olan eğitimin daha sayamadığımız birçok faydaları vardır. Onun için eğitim şarttır. Eğitimin en iyi yapıldığı yerler ise okullardır. Onun içindir ki okullar birçok kültürde ve toplumda kutsal sayılmıştır. 'Bir okul açan, bin hapishane kapatır.'demişlerdir. İlkokul sıralarında okumayı ve yazmayı öğreniriz. Bununla beraber birbirimizi sevmeyi, birbirimize saygı duymayı öğreniriz. Daha sonra hayatı paylaşmayı öğreniriz. Bir arada ve insanca yaşamayı da yine sosyal bir kurum olan okullardan öğreniriz. Bunun için hepimiz okullarımız kıymetini bilmeliyiz.
'Okul hayatı bitince, hayat okulu başlar.' demişlerdir. Bunun için öğrencilerimize ders konularının yanında gerçek hayatta onlara lazım olacak olan tecrübeleri, prensipleri ve davranış şekillerini de öğretmemiz, onları hayata hazırlayacaktır. Hayata hazırlanmış olarak mezun olan öğrenciler ise hayatta daha başarılı olacaktır. Bu konuyla alakalı olarak bir örnek vermek istiyorum. Bu örnek, Amerika Birleşik Devletleri'nin önceki dönem devlet başkanlarından olan Abraham Lincoln tarafından oğlunun öğretmenine yazılmış olan şu mektuptur.
' Zaman alacak biliyorum, fakat öğretebilirsen ona; Kazanılan bir liranın bulunan beş liradan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını... Eğer yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona sessiz zamanlarda tanı. Gökyüzündeki kuşların, güneşin altındaki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği. Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret. Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi...
Tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm söylediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını öğret. Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. Uğultulu bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona. Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret.'
Burada satırlarıma son verirken bir kez daha yeni eğitim sezonunun herkese başarılar getirmesi diliyorum.
YORUMLAR