Anılarım-106

ŞÖMİNE BACASI
Evde başımıza gelen ve bizi oldukça uğraştıran olaylardan birisi de şömine bacası oldu. Evimizde iki tane şömine yaptırmıştık. Bir tanesi zemin kattaki oturma odasında diğeri zemin katın balkonunda idi. Eş dost bir araya geldiğimizde bu şömineyi yakıyor ve şöminede hazırladığımız yiyecekleri misafirlerimize ikram ediyorduk. Gerçekten kullanışlı ve pratik çözümler üretmesi bakımdan biz şömineden çok yararlandık. Örneğin balık ve et gibi gıda maddelerini pişirirken çevreye ve evin içine hiçbir koku yayılması olmuyordu.  Ayni işlem mutfakta yapılsa evin içine yayılan koku her tarafa siniyor ve uzaklaşması birkaç günü alabiliyordu.
Fakat belli bir müddet sonra şömine bacamız çekmemeye başladı. Duman bacadan çıkmıyor geri gelip evin içine yayılıyordu. Bunun sebebi nedir diye araştırdık. Çatıya çıktım bacadan aşağıya taş attım fakat taş aşağıya düşmedi. Bu defa altı yedi metrelik inşaat demiri bulup getirdim. İnşaat demirini çatıdaki bacadan aşağı doğru sallandırdım. Demiri indirip çıkardım. Fakat demirin indirilip çıkarılması kolay olmuyordu. Ancak bacadan aşağıya birkaç çer çöp düşüyordu.
Demir çubukla bacadaki engeli ortadan kaldıramadım. “Daha önce baca bir sorun yaratmadan dumanı dışarıya verirken şimdi vermemesi tıkandığını gösterir” diye düşündüm. İlk aklıma gelen inşaat artıklarının rüzgâr vasıtası ile bacaya düşüp belli bir yerde birikmesi ile tıkanıklığın oluşabileceği kanaatine vardım. Bacanın içinde böyle bir engel varsa bu engeli ortadan nasıl kaldırabilirim arayışına girdim. Eğer bacayı tıkayan ahşap kırıntıları ise yakılarak giderilebilir diye düşündüm. Bunun için belli miktarda bez parçasını yumak haline getirip üzerine gazyağı döktüm. Çatıya çıkıp, tutuşturduğum bez yumağını bacanın içine attım.
Belli bir süre bacadan simsiyah duman çıktı daha sonra küt diye alt kattaki şöminenin içine yarı yanmış çöp parçaları ve kuş tüyleri düştü. O zaman anladık ki şömineyi kullanmadığımız dönem içinde kuşlar bacanın içine yuva yapmışlar yavrularını büyütüp uçurmuşlar. Meğerse tıkanıklığın nedeni kuş yuvası imiş.
Biz bu olaydan sonra bir daha benzer bir olayla karşılaşmamak için kuşların girmesini engelleyecek genişlikte gözeneklere sahip tel ızgara alarak bacanın ağzına bağladık ve tıkanma derdinden kurtulduk. Bacasını uzun süre kullanmayanlara duyurulur.
SÖZÜNDE DURMAYAN ESNAFLAR
Kilyos’taki ev 1998 yılında içinde kalınabilir hale gelmişti. O tarihte Dikilitaş’taki evimizde kalıyorduk. Evin inşaatı sırasında Beşiktaş’tan Kilyos’a malzeme noksanlıklarını tamamlamak ve inşaatın durumunu görmek için sık sık gidip gelmem gerekiyordu. Okuldaki işimi ayarladıktan sonra gerekli malzemeyi temin edip inşaata götürüyordum. Binanın bazı işlerini üslenen kişiler işi savsaklıyor. Zamanında işi teslim etmiyorlardı. Bu durumda kendilerini telefonla aramak durumunda kalıyordum. Arandığında “Abi önümüzdeki …… gün yapacağım, kusura bakmayın “diye yanıtlıyor.
O gün geldiğinde gene hiçbir iş yapılmıyor. Tekrar arıyorum benzer yanıtları alıyorum. Bu şekilde bizden kapora aldığı halde yapması gereken işi yapmayan kişilerle karşılaştık. Onları devre dışı bırakıp yeni elemanlar bularak işlerimizi yaptırdık. Fakat işlerimiz gecikmiş ve ekonomik kayıplarımız meydana gelmişti.
İşveren olarak böyle bir duruma düşmemek için, baştan işi yapacak esnaf seçiminde dikkatli olmak gerekir. Piyasa araştırması yapılmalı en iyi ustalar kimlerdir? Bu ustalar daha önce hangi işleri yapmışlardır? Bu ustaları çalıştıran kişilerle temas kurarak, ustalar hakkında bir ön araştırma yapılmalıdır. Böylece işimizi yapacak ustanın becerisi, çalışkanlığı, efendiliği, dürüstlüğü hakkında yeterli bilgi edindikten sonra onunla çalışmaya karar vermeliyiz.
Böyle yapıldığı takdirde işlerimiz belki biraz geç başlayabilir ama daha sonra başımıza istenmeyen olayların gelmesi en aza indirilmiş olur.  Eğer böyle davranmaz, piyasa araştırması yapmadan sadece karşımıza çıkan ustanın sözlerine inanarak işimizi teslim edersek ilerde pişmanlıklarımız söz konusu olabilir ve keşke bu kişiyle çalışmasaydık demek durumunda kalabiliriz ve belki mahkemelik olma ihtimali de doğabilir.
Mahkemelerde hak arama mücadelesinin ne kadar gecikmelere yol açtığını da çevremizde anlatılanlardan biliyoruz. Avukat parası da bütçemizde bir kara delik açabilir. Bu yüzden başımız ağrımadan işlerimizin düzgün gitmesi için başından sonuna adımlarımızı sağlam atmak zorundayız.
Usta veya ustalarımızı özenle seçtikten sonra, genelde herkesin bildiği bazı kuralları yinelemekte fayda vardır diye düşünüyorum. Yapılacak olan işin bedelini ödemenin planlamasını da iyi yapmak gerekir. Ustalarımızla anlaşarak yapılacak işin belirli evrelerinde ödemeler yapılabilir. Ödenecek paranın yarısı ise iş bitiminde kalite kontrolu yapıldıktan sonra ödenmelidir.

Evimizin Batıdan Görünüşü