Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-138

15 Şubat 2025 - 14:38 - Güncelleme: 15 Şubat 2025 - 14:39

KANDA İLTİHAP
Gördes’te yaşamaya başladıktan sonra, tarladaki annem ve babamdan kalma zeytinlerin bakımına hevesle giriştim. Ben emekli olduğum ve geçinmek için tarıma bağımlı olmayıp sadece hobi olarak yaptığım tarım çalışmalarımda yorulmanın ne demek olduğunu da öğrendim. Çünkü çalışmaya gittiğim günlerde, kendimi işe kaptırıp yanımda götürdüğüm gıda maddelerini bile yemeden geri geldiğim olmuştur.
Tarladaki on yedi on sekiz sıra zeytin fidanı sırasının bakımını bitirip eve dönmeyi planlıyordum. Bu işlemi yaparken ara verip dinlenmeyi ihmal ediyordum. Evde yemeğimi yerim deyip kendimi yapılacak işe veriyordum. Planladığım iş bittikten sonra arabaya binip yola çıkıyordum. Gelirken çam havası alayım diye arabanın penceresini açarak geliyordum. Vücut, çalışmanın verdiği sıcaklık içinde iken serin hava belki beni hasta etti. Öyle tahmin ediyorum. Bu çalışmayı yaptığım sıralarda sık sık hastalandığım oldu.
Bu hastalıkların çoğunu hafif atlattım. Ancak birini atlatmakta zorluk çektim. Ateşim bir türlü düşmüyordu. Özellikle kollarım çok ağrıyordu. Gördes Devlet Hastanesi’ne giderek doktora göründüm. Doktor birkaç ilaç vererek geri gönderdi. Doktorun verdiği ilaçları kullandım. Fakat iyi gelmedi. Buz şişelerini omuzlarıma kollarıma bağlamama rağmen ağrılar geçmiyordu. Belli saatte almam gereken ağrı kesiciyi içince ağrım beş altı saat geçiyor fakat daha sonra tekrar başlıyordu.
Ağrı kesicinin saatini beklemeye başlıyordum. Fakat o saat bir türlü gelmiyordu. Ağrı kesiciyi içince rahatlıyordum. Bu durum böyle sürüp gidiyordu. En sonunda   Akhisar’a gidip başka bir doktora muayene olmaya karar verdim. Akhisar’da özel bir hastanendeki doktora muayene oldum. O da ilaçlar verdi. Gördes’e döndük. Verilen ilaçları kullandım fakat yine geçmedi. Bir hafta sonra tekrar Akhisar’a gidip başka bir doktora muayene oldum.
Gittiğim doktor gerekli tahlilleri yaptıktan sonra kanımda iltihap görüldüğünü söyleyerek hemen hastaneye yatmam gerektiğini söyledi. O gün yatış işlemim gerçekleşti. Eşim Emine Hanım yanımda refakatçi olarak kaldı. Doktor gerekli ilaçlarla birlikte serum almam gerektiğini söyledi. Hemşireler serum taktılar. Doktor her sabah gelip kontrolünü yaptı. Her gün sabah akşam serum takıldı. Bu şekilde hastanede kalışım sekiz gün devam etti. Sekizinci gün sonunda ağrılarım geçti. Oysa ben ameliyatlarım dahil hiçbir hastalığımda hastanede bu kadar yatmamıştım.
Doktor iki ay sonra tekrar muayene için gelmemi söyleyerek beni taburcu etti. İki ay sonra tekrar muayeneye geldim. Kan tahlillerim tekrar yapıldı ve doktor hastalığımın geçtiğini söyledi. Eşimle birlikte hastalığı yendiğim için çok sevindik. Sevinerek Gördes’e döndük. Bu doktorum Hüseyin Elmacı idi. Kendisine minnettarım.
Bu hastalığa yakalanma sebebi ne olabilir diye düşündüğümde vardığım sonuç; Vücudun çalışma limitini ayarlayamayışımdır. O günlerde yaptığım işlerin yarısını yapıp fazla terlemeden ve beslenmeme dikkat ederek çalışsaydım bu duruma düşmeyebilirdim. İnsan her şeyde nerede duracağını iyi kestirmesi gerekiyor. Aksi takdirde vücut bu aşırılıkları not ediyor ve bir müddet sonra ödenmesi gereken bedeli önümüze koyuyor. Herkese sağlıklı, ağrısız, acısız günler dilerim.

Bu yazı 118 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum