Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-79

27 Mayıs 2024 - 08:22 - Güncelleme: 27 Mayıs 2024 - 08:22

KALPAZANKAYA
Deniz mevsimi geldiği zaman gittiğimiz yerlerden biri Burgaz Adası’ydı. Yolculuğu oldukça meşakkatli olmasına rağmen burası yüzmek için gittiğimiz önemli yerlerden biriydi. Hafta içinde arkadaşlarla haberleşerek hafta sonunda Burgaz Adası’na yüzmeye gitme konusunda anlaşırdık. Bazan beş altı kişilik bir kafile oluştururduk. Bu şekilde hafta sonu için gün kararlaştırıldıktan sonra herkes, gıda maddesi dahil her türlü hazırlığını yapar ve günü geldiğinde hedef Burgaz Adası’nın Kalpazankaya Plajı olacak şekilde yola koyulurduk.
Buraya ulaşmak için önce dolmuşla Beşiktaş Vapur İskelesine gelip, Kadıköy İskelesi’ne giden gemide yerimizi alırdık. Deniz havası alarak Kadıköy Limanına varıp Adalar vapuruna geçerdik. Bu esnada Burgaz Adası’na gitmek için önceden anlaştığımız arkadaşlarla buluşurduk. Vapur yolcularını aldıktan sonra adalar yönüne doğru rotasını çevirip yola koyulurdu. Bizde kâh sohbet ederek, kâh geminin yakamozlar çıkararak martılar eşliğinde gidişini ve deniz manzarası seyrederdik. Gemi önce Kınalı Ada’ya uğrayıp yolcusunu boşalttıktan sonra Burgaz Adası’na yönelirdi. Bir müddet sonra ineceğimiz Burgaz Adası Limanı’na yanaşırdı. Burada kafilemiz gemiden iner kenarda toplanmaya başlardık.
Herkesin gemiden indiği anlaşılınca Kalpazankaya plajına ulaşmak için yürüyüş macerası başlardı. Varış yerimiz iskeleye yaklaşık yarım saat yürüme mesafesindeydi. Gerçi faytonlar oraya yolcu götürüyordu ama biz binmeyip yürümeyi tercih ederdik. İskeleden Kalpazankaya ’ya kadar hafif bir yokuş vardı. Bazı yerler düzdü. Plaja yaklaşırken belli bir miktar iniş vardı. Yine Ada evlerini ve manzaralarını seyrederek plaja varırdık. İsteyenler vapur iskelesinden kalkan motorlarla Kalpazankaya’ya veya Kalpazankaya’dan Burgaz Adası İskelesi’ne ulaşabilirler.
Buranın plajı kumlu değil taşlıydı. Varır varmaz daha önce belirlediğimiz su içindeki büyük bir kaya üzerine çıkar eşyalarımızı yerleştirdikten sonra hemen suya dalmaya başlardık. Kayalığın kenarları biraz derin olduğu için dalma imkânı da vardı. Burada gölgelik yoktu fakat ne gam, sıcakladığımız zaman su dalmamız için bizi bekliyordu.
Acıktığımız zaman yine kayalığın üzerine yazgımızı yayıp herkes getirdiğini ortaya koyar ortaklaşa yiyip karnımızı doyururduk. Yorulduğumuzda kayalık üzerine oturur etrafı seyrederdik. Yakınımızda yüksekçe kayalık bir tepe vardı. Bu tepenin su yüzeyine olan yüksekliği yaklaşık 7-8m civarındaydı. Bazı gözü kara yüzücüler bu yükseklikten atlayarak seyirlik dalışlar yapardı. Biz de bunları izlerdik.
Vakit buldukça okuyup öğrenmek için yanımda getirdiğim Fransızca açıklamalı Almanca öğreten resim destekli kitabı, şimdi ne yapayım? konusunda imdadıma yetişir biraz Almanca ile cebelleşirdim. Böylece hem Almanca hem de Fransızca bilgileri yeniden hatırlanmış olurdu. Denize dalma, yüzme, yeme içme, sohbet derken dönme vaktinin nasıl geldiği anlaşılmazdı. Kafile toparlanmaya başlar ve gelirken ki macera ters yönde tekrarlanarak evlerimize vasıl olurduk ancak yorgunluk bizi yatağa sererdi.
Bu olayı bir yaz döneminde iki veya üç defa tekrarladığımız olmuştur. Ha unutuyordum! Kalpazankaya adı nereden geliyor? Bizans Dönemi’nde bu plajın bulunduğu yerde sahte para basıldığı için bu yerin adına Kalpazankaya denmiş.
Ünlü yazarlarımızdan Sait Faik Abasıyanık ve annesi Burgaz Adası’ndaki köşklerini, Darüşşafaka Cemiyeti’ne Sait Faik Abasıyanık Müzesi olarak kullanılmak üzere devretmişlerdir. 1959 yılından beri müze olarak işlevini sürdürmektedir. Burgaz Adası’na gidenler bu müzeyi de ziyaret edebilirler.

Bu yazı 276 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum